Gazetecilikte kurunun yanında yaşlar yanmaya devam ediyor...
İstanbul Yerel Gazeteciler Derneği olarak bu ayki 'Medya Buluşmaları' kapsamında derneğin şimdiye kadar başkanlığını yapan isimleri ağırladık.Yazımın hemen başında yoğun iş temposunda söyleşimize katılım gösteren bütün meslektaşlarımıza ve her organizasyonda beni yanlız bırakmayan yönetim kurulu arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Dün İYGAD merkezinde gerçekleşen; ‘Gazeteciliğin dünü, bugünü ve sorunları’ konulu söyleşiye İYGAD kurucu başkanı Yavuz Kaynarca, geçmiş dönemlerde başkanlık yapmış isimler Umut Veli Develi, Metin Karakoç ve Ali Tarakçı katıldı. İnteraktif şeklinde gerçekleşen söyleşide bir çok arkadaşımız da söz aldı. Gazetemiz köşe yazarı Hüseyin Şengül ve Disiplin Kurulu Başkanımız Mustafa Dolu'da bunlardan birisiydi. Özellikle Dolu'nun dile getirdiği konu ilginçti. “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'ne son günlerde bölgemizden aşırı üyelik talebi olduğu için cemiyet yönetim kurulu bundan böyle sadece Basın İlan Kurumu'ndan resmi ilan yayınlama hakkı olan yayın organları çalışanlarının üyeliğini kabul edecek” diyen Mustafa Dolu bir anlamda söyleşiden çıkacak mesajı da vurgulamış oluyordu.
TGC üyelik almayacak! Gerçi söyleşi öncesi ben kaleme aldığım yazıda YEREL GAZETECİLİK MEVZUATI için adım atalım, acilen mevzuatı güncelleştirelim, yasallaştıralım diye dile getirsem de bir anlamda TGC'nin bu kararı da aslında bizlere aynı şeyi başka bir yoldan göstermekteydi. Düşünsenize TGC yönetimi üst üste gelen, niteliksiz, etik olmayan, gazetecilik vasıflarını taşımayan başvurulardan bıkmış olmalı ki sonunda böyle bir karar almak zorunda kalmışlar. Tabi ki ben kararın doğruluğunu savunmuyorum burada. Ben maalesef gazeteciliğin, özellikle yerel gazeteciliğin nerelerden nerelere geldiğine dair vurgularda bulunmak istiyorum.
Gazeteler okunmuyor
İYGAD eski başkanlarından Metin Karakoç da söyleşide 'Ben aynı zamanda bir belediyenin görevlisi olarak itiraf ediyorum ki gazeteler okunmuyor. Artık okunacak gazeteler yayınlanmalı' diyerek daha başka önemli bir mesaj vermekteydi. Hepimiz biliriz, bir yayın organı ne kadar uzun süre okurun elinde kalıyorsa o kadar kalitelidir. Herkese soruyorum, lütfen en son hangi yerel gazeteyi ellerine aldıklarında o gazeteyi kaç dakika veya ne kadar süre ellerinde tuttular, okudular veya incelediler. Arkadaşlar bir yayın organında insanların okuyacağı özel haber, önemli bilgi, ayrıntı, eleştiri, yorum, bilgi verici haber yoksa o yayını hiç kimse okumayacağı gibi eline bile almaz. Biz basın mensuplarına düşen bu doğrultuda ve bu gerçeği göz önüne alarak yayın organlarımızı okurlarımıza veya dinleyicilerimize, izleyicilerimize ulaştırmak olmalı. Yine gazeteci dostumuz Berrin Yeşiltepe; 'Gazeteci aynı zamanda muhaliftir, muhalefet yapmadığınız sürece okunmazsınız' diyerek bir başka önemli mesaj veriyordu. Muhalefet olmak demek haber kaynaklarının, yöneticilerin, siyasilerin her zaman aleyhine haber yapmak değildir tabiki. Muhalif olmak yöneticilerin her yaptığına olur vermemektir, alkışlamamaktır, kendi menfaatine göre hareket etmemektir, toplumun ve kamunun hakkını korumaktır. Yoksa tabi ki tek taraflı olarak sürekli yalan yanlış yayınlar yapmak da muhalif olmak değildir.
Patron gazeteciler
İYGAD kurcu başkanı Yavuz Kaynarca bir çok defa mevzuat düzenlenmesi için çalışmalarda bulunduklarını dile getirirken bundan böyle de yapılması gereken ne varsa katkı sunmaya hazır olduğunu belirtti. İYGAD eski başkanı Umut Veli Develi ise bugün bu salonda bile bulunanların çoğunun çalışan gazeteci değil, patron gazeteci olduğuna dikkat çekerek; 'bir yayın organı sahibi olmak kolay, önemli olan, sağlıklı yayın yapan, peryodik şartlara uyan, muhabiri ile fotoğrafçısı ile ekibi ile önemli bir yayın organı sahibi olmak ve bunu okuyucusu ile bütünleştirebilmektir' dedi. İYGAD eski başkanı Ali Tarakçı ise her yayın sahibi olan arkadaşların yayınladıkları basın organlarını kurumsallaştırmaları gerektiğine vurgu yaparak, büyük hayalleri olmayanların bu tesbitini başarmakta zorlanabileceğini kaydetti. Tarakçı ve Develi'ye de katılmamak mümkün değil.
Birleşin arkadaşlar
Ben bu tesbitlere uyan birisi olarak çok daha rahat yorum yapabilirim. Ortağım Ali Tarakçı ile birlikte, onbeş yıllık yayın organlarımızı kapattık, birleşerek yeni ve daha güçlü bir gazete kurduk. Söyleşiye katılım gösteren bütün arkadaşlar kulakları ile duydu. Yayın organı olanın da olmayanın da hem fikir olduğu bir durum vardı; BİRLEŞMEK... Katılımcılar konuşurken fısıldamaları duyduk; BİRLEŞMEK LAZIM... Mikrofonu eline alanın ilk aklına gelen şey; birleşin arkadaşlar. Yine 'gazetelerimiz okunmuyor, ilgi görmüyor, reklam alamıyoruz, yayın yapamıyoruz' diye sorular yönelten meslektaşlarımıza da verilen cevaplar aynıydı; GÜÇLERİNİZİ BİRLEŞTİRİN... Evet arkadaşlar, bu mesleğe gönül veren, inanan, seven arkadaşlar. Büyümeden, kurumsallaşmadan, mesleğin etik ve evrensel değerlerine sahip çıkamdan, riske girmeden değil gazetecilik, her meslekte iyi bir gelecek sahibi olmak mümkün olamaz...
Yine buluşacağız
Neyse biz İYGAD olarak bu tür etkinliklere devam edeceğiz. Tartışarak, konuşarak, birbirimizin yanlışlarını fark edip düzeltmeye çalışarak, doğrularını farkettiğimizde o doğruları kendi dünyamıza da taşıyarak yolumuza yürümeye devam edeceğiz. Bir daha ki medya buluşmalarımızda inanıyorum ki daha geniş katılım ve daha anlamlı mesajlar çıkar. Birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz olduğunu düşünüyorum. Bir sonraki etkinliğimizde buluşmak üzere diyorum...