Amiral gemisi el değişebilir
Kim ne derse desin Türkiye'de kala kala bir Hürriyet Gazetesi kaldı elimizde. Ekip olarak.
Kurumsal yapı olarak.
Habere bakış açısı olarak.
Her açıdan dünyaya bakan köşe yazarları olarak.
Haberi hızlı ve ayrıntılı vererek.
İnternet gazeteciliğini, sosyal medya dünyasını, modern gazetecilik tekniklerini kullanan kurum olarak.
Hürriyet hala Türkiye'de medya dünyasının amiral gemisi.
*
Ne yazık ki bu gemi son yıllarda sık sık su almaya başladı.
Gazetenin ilk sahibi Simavi Ailesi de son yıllarda internet gazeteciliği ile (www.diken.com.tr) çaktırmadan Hürriyet'e göz dikmeye başlasa da.
Aslında gazete bu saatten sonra Doğan Grubu'ndan çıkarılırsa ne Simavilere ne de başka bir aileye teslim edilmez.
Direk havuza dahil olur ki bu durum da gazetenin bitişi olur.
*
Durum böyle iken 'evet' diyen gazeteciyi bünyesinde tutmaya devam edip, 'hayır' diyen gazeteciyi -basın etik ilkelerimize uymadı- diyerek gönderen, bir manşet tartışması yüzünden anında genel yayın yönetmeni değiştiren Doğan Grubu da biliyor ki bu değişikliklerin sonu gelmeyecek.
Ne zamana kadar.
Gazete komple Doğan Ailesi'nden gidene kadar.
İşte o andan sonra ne olacak dersiniz.
Gazete sayesinde ihya olan, kısa sürede küpünü dolduran, zirvelerde rüzgarın büyüsüne kapılan Doğan Ailesi yavaş yavaş diğer eski medya partonlarının yaşadıkları sonları yaşamaya başlayacak.
*
Peki en son kriz olan, Sedat Ergin'in gönderilip, Fikret Bila'nın genel yayın yönetmenliğine getirilmesine neden olan, gazetenin manşetinde '7 eleştiriye 7 yanıt' şeklinde, iç sayfada ise ‘Karargah rahatsız’ başlığı ile yayınlanan haberin içeriğinde ne vardı.
Başörtüsü kararından, Genel Kurmay Başkanı Hulisi Arat'ın Cumhurbaşkanı ile gezilere gidilmesinden, Kardak ziyaretinden, Çuvalcı komutana madalya takılması olayından askeri kanadın bir şekilde hoşnut olmadığı, bu görüntülerin bazıları olmasa daha iyi olacağı yönünde, Genelkurmay İletişim Daire başkanlığının açıklaması vardı.
Kime yapılmıştı bu açıklama; 15 Temmuz 2016 akşamı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile o meşhur görüntülü konuşmayı bağlama başarısı gösteren Hande Fırat'a.
*
Belli ki bu haber özel rica ile yapılmış.
Ortada rahatsızlık yoksa bu haber nereden çıktı?
Varsa bunu dile getirmek gazetecilik değil mi?
Ortada bir haber ve gazetecilik örneği varken, Hürriyet’in ‘editoryal hata’ diye yaygara yapması, af dilemesi, genel yayın yönetmeni değiştirilmesi nasıl izah edilebilirki.
Madem Türkiye'nin amiral gemisi olarak gösterilen Hürriyet Gazetesi'nde bu gelişmeler oluyor, o zaman okur hala neden bu gazeteden vazgeçmiyor?
*
Aslında, işin özü ve olacağı şu.
Doğan Grubu Hürriyet'i de satacak.
Hatta tüm medyadan çekilecek.
Sadece iş adamı olarak kalacak.
Daha önce bir takım dümenlerle elde edilen malların çoğu el değişecek.
Hürriyet bildiğin Sabah, Star, Yeni Şafak, Vatan, Milliyet tarzı gazete olacak.
Türkiye giderek tek sesliliğe bürünecek.
Azıcık sesini çıkaran kodese konacak.
Referandumdan ne sonuç çıkarsa çıksın bu durum pek değişmeyecek.
Böylece sessizlikler içerisinde, sükünet içerisinde, el ele, diz dize, kardeşce yaşayıp gideceğiz!
*
Aksini savunmak gereksiz.
Neden derseniz azıcık da olsa vicdani düşünmek gerek.
Zira tut ki bir haber gerçekten birilerini rahatsız edebilir.
Başka anlamlar da taşıyabilir.
Kalp de kırabilir.
Üzüntülere de neden olabilir.
Evrensel gazetecilik ilkelerinde, bir haberin sadece ve sadece gerçek olup olmadığına bakılır.
Bunun aksi sansürle ve santajla ifade edilir.
*
Yani biz; '7 eleştiriye 7 yanıt' veya ‘Karargah rahatsız’ başlığı ile yayınlanan haberin başlıklarını bir tarafa bırakıp içeriğinde ne var ona bakmalıyız.
Bu haberin içeriğinde şayet yalan, yanlış ifadeler, asılsız ithamlar, karamalar, hayal mahsuru yorumlar varsa işte o zaman haber hatalıdır, tekzip gerektirir.
Düzeltme gerektirir.
Mahkemeye başvurmak gerektirir.
Yok haberde herhangi bir hata, gerçek dışı bilgi, hayali yorum yoksa ve buna rağmen gazete genel yayın yönetmeni değişikliğine gidecek kadar işi ciddiye alıyorsa; işte o zaman korkarım Doğan Grubu'nu bu değişiklik de kurtarmayacaktır.
Taaa ki, 'Amiral Gemisi' el değişene kadar....