Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Açık
19°
Ara

İstanbul’un köpekleri Büyükçekmece'de!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
İstanbul’un köpekleri Büyükçekmece'de!

Ne ilginç bir dünyada yaşıyoruz değil mi? 
16 milyon nüfuslu koca bir şehirde 39 ilçe var.
Bu ilçelerin yöneticileri ayrı.
Bağlı bulundukları belediyeleri ayrı.
Zabıtaları ayrı.
Birim müdürleri ayrı.
Hizmet aldıkları organlar ayrı.
Ama ne yazık ki hemen yanı başınızdaki ilçe şayet bir konuda başarısız ise o durum size de yansıyor.
*
Alın size örnek.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi il genelinde bulunan başı boş hayvanları toplayıp en tenha ilçelerin ağaçlık bölgelerine, deniz kenarlarına, boş arazilerine atıp gidiyor.
Böylece iş yaptıklarını zannediyorlar.
Olan ne oluyor.
O hayvanların bırakılıp gidildiği kentlerdeki yaşayanlara ve yöneticilere oluyor.
Tamam biz insanlar hayvanlar ile, ağaçlar ile, kuşlar köpekleri ile de yaşamasını öğreneceğiz.
Bileceğiz.
Buna mecburuz.
Ancak bırakalım o zaman nerede ne ağaç var, ne yeşil var, ne su var, ne hayvan var dokunmayalım.
Onları kendi hallerine bırakalım.
Neden bunlara işkence ederiz sanki.
*
Dün gazetemizde de yayınlandı.
Büyükçekmece belediye meclis toplantısında konuşan Akgün; 'Büyükçekmece Kordonboyu'nda çok sayıda sahipsiz köpekler var. Hatta bunlar geçenlerde ilçe kaymakamımıza da saldırmışlar. Vatandaşlar kurtarmış. Hayvanseverler kusura bakmasınlar ama benim insan sevgim daha önce gelir' demiş.
Biz de bu durumu dün Büyükçekmece Kaymakamı Mustafa Hulisi Arat'a sorduk.
Kaymakam bey her ne kadar köpekler bana saldırmadı, aksine ben o köpekleri her sabah başıma topluyorum, onlarla oyun oynuyorum falan dese de.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne ait araçların birçok defa toplanan başıboş köpekleri Büyükçekmece Karaağaç mevkiindeki alana boşalttıklarını da söyledi.
Büyükçekmece Belediyesi'nin bu konuda çalışmalarının taktir edilmesi gerektiğini belirten Kaymakam Arat; “İBB'nin bu yaptığı yanlış. Sen koca İstanbul'dan topla getir bir ilçeye boşalt git hayvanları. Büyükçekmece'nin hayvan barınağı çok sağlıklı ama bütün bir kente yetmez ki. Ben birini ısıran bir köpek vardı. O köpeğin fotoğrafını resmi yazıya ekleyerek belediye gönderdim ve bu köpeği barınağa atın dedim. Bu köpek beni değil bir çocuğu ısırmıştı” dedi.
*
Kaymakam bey ilçe belediyesinin hayvan hakları açısından başarılı çalışmaları olduğunu belirtirken İBB'nin bu konuda başarısız olduğunu söylemek istiyor.
Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün belki de 'Kaymakama bile saldırmış bunlar' diyerek hayvanseverlere karşı mücadelede yanına kaymakamın desteğini de almak istemiş.
Vatandaşlar da bu konuda ikiye ayrılıyor.
Bir kısmı sokaklarda, sahillerde, parklarda saldırgan ve insana zarar verici hiçbir hayvan istemezken.
Diğer bir kısmı da doğada insanlar kadar hayvanların da yaşam haklarına dokunmanın yanlış olduğunu savunuyor.
*
Bu yazımı sonlandırırken aklıma Martin Luther King'in şu sözü geldi; Kuşlar gibi uçmasını, balıklar gibi yüzmesini öğrendik ama kardeşce yaşamayı öğrenemedik...
Ben de bu söze şunu ilave ediyorum: insan, köpek, kuş, ağaç, dere, tepe, dağ taş... Bir arada çok daha güzel. Bunlardan birisini yok etmeye kalktığınızda o güzellikten eser kalmaz...!


*** ***** ****


Paranoyak millet olduk!

Dün ajanslardan bir haber düştü haber merkezimize.
'İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ö.C. uyuşturucu ticareti suçlamasıyla gözaltına alındı. Bakırköy Adliyesi'nde savcıya ifade veren Ö.C., tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi. Hakimlik, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ö. C.’yi yurtdışına çıkış yasağı koyarak serbest bıraktı' diyordu haberde.
Düşünsenize adam bir kentin asayiş, güvenlik, denetleme konusundaki en üst kademe kurumun müdür yardımcısı.
Ve bu adam, gençlerimizi zehirleyen, hayatlarından eden, yaşamlarını alt üst eden en korkunç, en zararlı, en tehlikeli maddeyi insanlara ulaştırmaya kalkanları yakalayıp yargıya teslim etmesi gerekirken.
Belli ki bu insanlarla farklı temaslara girmiş.
Belli ki bu kötü niyetli insanlarla bir takım ilişkileri olmuş.
Ve savcılık olaya el atmış.
*
Peki biz insanlar kime güveneceğiz.
Kimden yardım isteyeceğiz.
Başımıza bir bela geldiğinde kimin kapısını     çalacağız.
Doktora güvenme.
Polise güvenme.
Hakime güvenme.
Öğretmene güvenme.
Gazeteciye güvenme.
Esnafa güvenme.
Politikacıya zaten güvenen yok.
Eeee.
O zaman insanları paranoyadan neler ve kimler kurtaracak...!
 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *