Pablo Picasso İstanbul'da
İstanbul Kültür Yolu kapsamında dünyaca ünlü sanatçılara ev sahipliği yapan İstanbul çok yakında Picasso'yu ağırlayacak. 20. yüzyılın en büyük ressamlarından Pablo Picasso’nun gravürleri, çizimleri, posterleri, litografileri ve fotoğraflarından oluşan, tamamı orijinal ve mirasçılar tarafından onaylanmış “Resimden Seramiğe Bir Serüven” sergisi sanatseverlerin beğenisine sunulacak. 28 Eylül - 31 Aralık 2024 tarihinde Atatürk Kültür Merkez'in de izlenebilecek olan sergi şimdiden büyük yankı uyandırdı. Kübizimin üstadını bu sergi vesilesiyle yakından inceleme ve Türkiye ile ilgili temaslarında az bilenenleri gündeme getirmek için de iyi bir fırsat oldu.
Sizlere büyük ressam Pablo Picasso ve Türkiye'nin en iyi fotoğrafçısı Ara Güler arasında geçenlerden bahsetmek isterim.
Pablo Picasso ressam kimliğinden olacaktı ki kameraları hiç bir zaman sevemedi. Ancak öyle bir isim vardı ki onun kadrajından kaçamadı. O isim Türkiye'nin en iyi fotoğrafçısı Ara Güler'den başkası olamazdı.
Bu özel hikaye ise şöyle başlıyor...
Ara Güler'in en ünlü en özel fotoğrafı: "Picasso’yu çekene kadar neler çektim."
Cannes Film Festivali’ni izlemeye gönderilen Ara Güler, kapıda fotoğraf çeker. Birden herkesin yere düştüğünü, lambaların devrildiğini görür. Biri geliyordu ama kimdi? ‘Çelimsiz, küçük boylu, sıradan bir adam geliyordu. Bu adam Picasso’ydu’ der. Picasso’nun sadece 2 kare fotoğrafını çekebilmişti Ara Güler...
Ara Güler 1971 yılında Fransa’daki bir yayınevinde çalışırken Picasso’nun ‘Picasso: Metamorphoses et Unité’ adlı kitabının yapılacağını duyar. 2 kare fotoğrafla yetinmek istemeyecek olacak ki büyük usta Ara Güler, yakın meyhane arkadaşı aynı zamanda patronuna ‘Beni götürmezsen konuşmam seninle’ der...İşte Ara Güler kendini projeye bu şekilde dahil ettirmiş olur. Kitap ise Picasso’nun 90. doğum günü anısına basılacaktı. Büyük usta Ara Güler'in tutkusu onun hayal bile edemeyeceği bir serüven yaşamasına sebep oldu.
Ara Güler, Picasso'ya Cézanne'yi anımsattı.
Röportaj tam 4 gün sürdü... Picasso’nun Fransa’da Cannes yakınlarındaki kendi evinde gerçekleşti. Güler, Picasso’yu kendi evinde özel ortamında en doğal haliyle fotoğraflamış. Böylece Picasso’nun fotoğrafını çekebilen nadir isimlerden de biri olmuştu. Röportajın en can alıcı noktası ise Ara Güler’i sevmeye başlayan Picasso, Güler’i resmetmiş. Söylenene göre Ara Güler, Picasso’ya ressam Paul Cézanne’ı hatırlatmış. Böylece Güler ile Cézanne arasında bir figür çizmiş ve Ara Güler'i resmetmişti. O resim bugün Ara Güler’in tüm arşiviyle birlikte özenle korunuyor.
'Türkiye’de bir adet orijinal Picasso var, o da benim evde.'
’Sanat olmasına gerek yoktur fotoğrafın. Fotoğraf tarih olayıdır.Tarihi zaptediyorsun. Bir makina ile tarihi durduruyorsun.’’
Geçen gün reklam panolarında gördüğüm 'Picasso İstanbul'da' afişi Türkiye ve Pablo Picasso'yu birbirine bağlayan bu hikayeyi tekrar anımsamama ve sizlerle paylaşmama vesile oldu. Türk sanatçılarının tutkularıyla dünyada yapamayacağı hiçbir şey yok, Ara Güler bunun en güzel örneği.
Pablo Picasso sergisini deneyimlerken, aklınızda bu güzel hikayenin canlanmasını dilerim.