Yorgun kaderine terk edilmiş bir kale: Yoros Kalesi
Beykoz'da, Anadolu Kavağı'nın muhteşem manzarsında bir uç kale, Yoros Kalesi. Bizans dönemine ait ayakta kalmaya çalışan bu yapı artık çor yorgun. Üstelik bu kale UNESCO miras listesinde...Her yıl mutlaka ziyaret ettiğim bu kalenin nefes kesen manzarasında derin düşüncelere dalmak, İstanbul şehrini bu kalenin çevresinden izlemek paha biçilemez. Benim gibi bir çok İstanbullunun ortak huzur noktası haline geldi. Manzarası büyüleyici Marmara Boğazı'nın iki incisini aynı anda gözlemleyebileceğiniz bir noktada bulunuyor...Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü...
Yoros Kalesi Tarihçesi
Tarihçesi ise dikkat çekici. İstanbul'un Bizans döneminden kalmış tek kalesi. İmparator 8. Mihael Paleologos tarafından yaptırıldığı bilinmekte.14. yüzyıla kadar Cenevizlilerin egemenliğindeydi 1305 yılında ise Türklerin egemenliği altına girmiş. O tarihten itibaren Yoros Kalesi günümüze kadar gelmiştir.
1452’de Fatih Sultan Mehmet kaleyi fethetmiştir. II. Bayezid döneminde kale tamir ettirilerek, içine mescit yapılmış. Kale dizdarı Mehmed Ağa da bir hamam inşa ettirmiştir.
Kalenin ismi "kutsal yer" anlamına gelen Hieron'dan geliyor görüşü yaygın olamasına karşın Yoros adının doğrudan doğruya "dağ" anlamındaki "oros"tan gelmiş olması da düşünülebilir, belki de bu görüş daha doğrudur.
Yoros Kalesi'nin önemi
Yoros Kalesi, Bizans dönemi özelliklerini taşısa da, Cenevizliler kendi mimari özelliklerini de eklemişlerdir. Kale, taş dizileriyle beraber tuğla hatıl eşliğinde inşa edilmiştir. Kalenin kapısı, devşirme malzeme ve mermer bir çerçeveye sahiptir. Kapı 20 metre yükseklikteki iki burcun arasında bulunuyor. İki burç da silindir şeklinde yükseliyorlar.
Burçların dışarı bakan taraflarında, işlenmiş haç işaretlerini ve devşirme malzemeleri girişinde ki dizilimlere dikkatli baktığınızda ise kolları arasında Grek yazısı ile Hz. İsa’ nın sıfatı ve adını belirten harfleri görebiliyorsunuz.
Kale kaderine mi terk edildi?
Yoros Kalesi'nin çevresi ve atıl halde ki bu durumu bir Sanat Tarihçisi adayı olarak da söylemek gerekirse büyük haksızlık. Yoros Kalesi gibi tarihte bir daha inşası mümkün olmayan bu yapıların bu denli korunaksız oluşu akıl almaz bir gerçeklik taşıyor.
Üstelik bir çok turist guruplarını da artık Yoros Kalesi'nde görmeye başladım. Hiç bir bakım yapılmadan hiç bir ücret alınmadan giren bu insanları gördükçe aklıma şu soru geliyor acaba bu turistler ne düşünüyor...
Yoros Kalesi yeni bir gelir kapısı olabilir
Böylesine heybetli bir yapının günümüz koşullarında hiç bir önlem alınmadan öylece kaderine terk edilmesi ne kadar hüzünlü...Üstelik bakım ve onarım çalışmalarından sonra tonlarca turisti bağırına basabilecek bu yapıdan elde edilebilecek kar da ortada.
Önlem acil alınmalı
Yoros Kalesi öylece ulu orta kaderine terk edilmemeli. Girişinde bulunan mısırcıdan başka biri yok...Çevresinde ki otlar insanı boyunu aşmış vaziyette...Yapının en mahrem yerlerinde çöpler...Basamaklı halde yapıya hiç uymayan kafeler...
Yoros Kalesi'nin büyüleyici manzarasına karşı konserler, piknik alanları, söyleşiler yapılabilir
Yoros Kalesi ve çevresi iyileştirilip gerekli çalışmaların yapılması en büyük temennimdir. İnanıyorum ki bu kaleyi kurtarırsak İstanbul'un en görkemli yeni buluşma noktasına dönüştürebiliriz. Konserler, etkinlikler, kalenin gölgesinde huzurlu insanlar...Yoros Kalesi'ne giderken bir patika yoldan gidiyorsunuz bu sizi akşam saatlerinde muhtemelen ürkütecektir. Bu nedenle kaleyi akşam saatlerinde çok görmek istememe rağmen tenhalığın verdiği huzursuzluktan ziyaret edemediğimi üzülerek bildiriyorum.
Umarım bu yazım gerçek yetkililere ulaşır ve Yoros Kalesi hakkettiği değeri tekrar kazanabilir...
Görmesiyseniz eğer Yoros Kalesi'ne bir gününüzü mutlaka ayırın. Hem hala ücretsizken görme fırsatını bulabilirisiniz. Ziyaret ediğinizde yazdıklarıma da hak vereceksiniz. Ziyaret edenlerinde duygularına tercüman olmak istedim.
Doğa ile iç içe olan Yoros Kalesi'ne nasıl gitmelisiniz?
İlk önce Anadolu Kavağı’na gitmeniz gerek. Anadolu Kavağı’na giden vapurlar kalkış saatleri farklılık değişiklik gösterebiliyor.
Üsküdar- Anadolu Kavağı Vapur Hatı: Üsküdar – Beylerbeyi – Çengelköy – Anadolu Hisarı – Kanlıca – Çubuklu – Paşabahçe – Beykoz – Anadolu Kavağı
Sarıyer-Anadolu Kavağı Vapur Hatı: Sarıyer – Rumeli Kavağı – Anadolu Kavağı
Otobüsle ziyaret içinise 15A otobüs hattı en uygunu olacaktır.
Özel araçla gelecekler içinse otopark alanları mevcut.
Vapurla ya da otobüsle geldiyseniz kaleye yürüyerek çıkmalısınız. Bu yürüyüş doğa ile iç içe olacağı için keyifli olacaktır ortalama 20 – 25 dakika sürdüğünü belirtmekte fayda var.
Keyifli hafta sonları diliyorum...
Andy Warhol: Pop art sanatının ikonu, baştan çıkarıcı ve sansasyonel