İhanete devam mı?
“İstanbul’a ihanet ettik” diyenler, ihanetlerine devam edebilmek için İstanbulludan yeniden oy istiyorlar.
İBB yönetiminin halkın yararına yapmak istediği hizmetleri engellemek için yapmadıklarını bırakmayanlar, halk yetki verirse tüm ulaşım sorununu çözeceklermiş. Yirmi üç senedir çözmedikleri ulaşımı bu defa çözeceklerini iddia ederken yarım bıraktıkları metro inşaatlarının hızla devreye alındığını görmezden geliyorlar. Her şeyi hazır olduğu halde kamu bankalarından kredi verilmeyen metro projeleri için yabancı finans kurumlarından sağlanan kredilere de onay vermiyorlar.
Öğrencilerin yurt sorununu çözemeyenler, İstanbul’da üniversite öğrencilerine bedava çorba ve etli pilav vereceklermiş. Bu vaat bile ülkeyi getirdiğiniz yoksulluk sarmalının kanıtıdır. Biz de çok yerinde olarak soruyoruz: Bu gençleri dilenci konumuna düşürenler muhalefettekiler mi? Sizlerin yapmadığı böylesi sosyal hizmetleri yapmaya çalışan CHP’li belediyelerin de nasıl engellenmek istendiğini biliyor, görüyor gençler. Her yere üniversite açmakla övünürken gençlerin barınma sorununu çözseydiniz ya. Cemaat ve vakıf yurtlarınızda Anadolu’nun gariban evlatlarını kendinize benzetip oy deposu haline getirmek istiyorsunuz. Mahalle aralarındaki cemaat yurtlarındaki öğrencilerin seviyeleri ortaokula kadar inmiş. Milli Eğitim Bakanı, sizin cemaat, tarikat dediklerinize biz STK (Sivil Toplum Kuruluşu) diyoruz, diye bağırıyor meclis kürsüsünden.
Zeytinburnu’ndaki kaçak katları yıktıramayanlar, kentsel dönüşümü “bu defa” mı çözmek istiyorlar? Bana inandırıcı gelmiyor.
Kentsel dönüşümü, rantsal dönüşüme kim döndürdü? Bu konuda iktidarınızda çıkarılan her yasa rantsal dönüşüme biraz daha imkan tanımadı mı? Fikirtepeliler çocukluklarını, anılarını bırakıp terk etmek zoruna kaldılar semtlerini. Sulukulelileri de kovduk semtlerinden… İstanbul’da bu örnekleri çoğaltmak çok zor değil.
6 Şubat Pazartesi günü Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler Kahramanmaraş, Kilis, Diyarbakır, Adana, Osmaniye, Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman, Malatya ve Hatay'da büyük yıkıma yol açtı. Yaşadığımız bu felakette bırakın kurtarma çalışmalarındaki aksaklıkları, imar affıyla övünmedi mi sayın Kurum? Kaçak yapılarla mücadele edip oraların felaketten evvel yıkılmasını sağlayabilseydiniz toplumdaki karşılığınız yüz kat artardı. Oradaki insanlar kış şartlarında dahi çadırlarda yaşamak zorundalar.
Depremin olduğu güne kadar televizyonlarda gösterilen imar affıyla ilgili reklamları unutmadık. Gelinen noktada bunun bedelini en ağır şekilde yaşadı bu toplum. Evleri birer tabuta dönüşen insanların vebali kimin acaba?
Yaşanması muhtemel bir İstanbul depremi gerçeği duruyor karşımızda. Yerel yönetimlerin halkı mağdur etmeden yapacağı çalışmalara merkezi yönetimin mutlaka desteğinin olması gerektiğini biliyoruz. İstanbulluya hizmeti adeta engellemek isteyenler mi bunu yapacaklar?
İstanbullunun denizle arasına devasa gökdelenlerin dikilmesine kim veya kimler izin verdi? Deniz manzaralı konutları gökdelen manzaralı hale getirenler kimler?
İmamoğlu da yağmurlu havalarda Üsküdar çarşısına kadar gelen denizi geri kovarak Üsküdarlılara yazık etti. Üsküdarlıların ayaklarının altındaki deniz kaydı, yuvasına döndü! Yağmur suları da kızıyor İmamoğlu’na. Alt geçitlerde göller oluşturamaz oldular. Vatandaşın evlerini basamaz oldular!..
Yapılacak bir okul binası için Topkapı Surlarına yakınlığı dolayısıyla Anıtlar Kurulu’ndan izin alınamazken şimdi gökdelenlerden surlar görünmez oldu. Dikine mimariye izin vererek tarihi yapılarımızı görünmez kıldınız. Ülkeler tarihleriyle övünürken biz adeta tarihimizi yok etmişiz.
Mahalle aralarına “Kiraz Bahçesi, Elma Bahçesi” adı altında yapılan göstermelik ve tamamen şova dönük yerleri yeşil alan diye millete satmanın bir anlamı yok. D100 Karayolu’nun kenarında toprak kalmadı. Helikoptere binip boş arsa arayanları da gördük.
Şayet yetki aldığınızda tüm bilim insanlarının karşı çıktığı Kanal İstanbul’u da yaparsanız bu şehri bitirme planınız tamamlanır!
Geçtiğimiz “iki” seçimde de İstanbul’a ihanetin karşılığını sandıkta veren halkın ferasetine güvenmek lazım. İstanbul’a hizmeti engellemek demek Türkiye’ye hizmeti engellemek anlamına gelir.
Bunun da halkta bir karşılığı mutlaka olacaktır!.. Bekleyip göreceğiz.