Küçük işletmeler zor durumda
Asgari ücret ara zammı 11.402 TL olarak açıklandı. Ülkemizin önde gelen sanayi kuruluşu sahiplerinden bir iş insanımız yıllar önce "Zenginin parası zengine, fakirin parası fakire yetmez" demişti. Sözün birinci kısmında doyumsuzluk ve tokluk ikinci kısmında ise asgari ücretle çalışan işçiler için geçerli. Öyle ki; özellikle metropollerde kiraların 8-10 bin liradan başladığını düşündüğümüzde evi kira, okula giden çocuğu ve üzerine geçim derdi olan bir işçinin bırakın geçinmeyi yaşaya bilmesi için mucizelere ihtiyacı var. Açıkçası asgari ücret ne işçi ne de iş veren hiçbir kesimi tatmin etmedi.
Diğer yanda iş veren kesimi de zor durumda bırakıldı. Çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığı gururla asgari ücreti açıklarken, asgari ücretin iş verene maliyetinin hesabını yapamadı. Türkiye'de asgari ücret her açıklandığında tartışma konusu olmuştur. İşçi, o ücretle çok zor geçinir, işveren de durumuna göre yeri gelir asgari ücreti vermekte zorlanabilir. Sadece çalışan işçi kesiminin durumunu iyileştirme yoluna gidiliyormuş gibi gösterildi. Nasıl ki bu ülkede tarım, hayvancılık ve çiftçilik bitirildiyse özellikle küçük ölçekli iş veren ve esnafta yavaş yavaş bitiriliyor.
Asgari ücretin işçinin cebine giren bir görünen yüzü var, bir de işverenden çıkan görünmeyen boyutu var. 2023 yılı kalan dönem için asgari ücret net 11.402 TL olarak uygulanacak, işverene toplam maliyeti 15.762,04 TL olacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de işçi statüsünde çalışan yaklaşık 15 milyon kişi var. Bu işçilerin yüzde 42 oranındaki 6 milyonu asgari ücretle çalışıyor. Ama bu 6 milyon işçinin bir kısmı gerçekte asgari ücretle çalışamıyor. Maliyetlerin altından kalkamayan işletmeler Suriyeli Afgan gibi maliyeti düşük mülteci işçi çalıştırmak zorunda kalıyor.
Dünya ülkeleri arasında vergi yükünün en yüksek olduğu ülkelerin en başlarında Türkiye geliyor. İş veren 532 çeşit vergi ödüyor. Evet yanlış okumadınız, yolda gelecek olanlar hariç 532 vergi kalemi ödeniyor bu ülkede. Vergi yükü bakımından orandan ve kalemden daha çok yükün dağılımında büyük sorun yaşanıyor. “Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınması” temel ilkesi, Türkiye'de kayıt dışılık, yüksek vergi kaçağı ve diğer nedenlerle yeterince uygulanmıyor. Olan küçük ölçekli işletmelere oluyor.
Hükümet işverenini ve işçisini ayağa kaldırabilmesi için öncelikle mülteci kaosuna bir son vermesi gerekiyor. Bakınız, ucuz kiralarla kiralanan mülklerin büyük kısmı mültecilere kiralanmış durumda. Mülteci sorunu çözülürse kiralar düşer. Ucuz mülteci çalıştıran iş yerleri kendi insanımıza iş verir işsizlik düşer. Hastanelerde daha az yoğunluk olur. Toplu taşıma araçları rahatlar. Sahillerde ve sayfiye yerlerinde halkımız huzurla vakit geçirir. En önemlisi huzur ve güven artar. Ekonomik açıdan ülkenin parası ülkemiz vatandaşının cebine girer ekonomi rahatlar.
Bu zihniyetle devam edersek, kurumuş bir çay üzerinde köprü yapan ve buradan geçenden 33 akçe, geçmeyenden ise döve döve 40 akçe alan Deli Dumrul hikayesini 21. Yüzyıl Türkiye’sinde yasamamız kaçınılmaz olacaktır.
Sağlıcakla…