Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
8°
Ara

Modelin iflası…

YAYINLAMA:
Modelin iflası…

Eylül 2021’de “Nas” var denilerek başlatılan faiz indirimleriyle uygulamaya geçirilen Türkiye Ekonomi Modeli, yüksek döviz kuru ve yüksek enflasyon yaratarak toplumun büyük kesimlerini fakirleştirdi. Ekonomi uzmanlarının tüm uyarıları kulak ardı edildi. Ben ekonomistim, denilerek ekonomi biliminin tüm kuralları yok sayıldı. Gelinen noktada su çekildi, kara göründü. Yolun çıkılmaz olduğu görülünce de Nas falan unutularak uyduruk modelden çark edildi. Yeni bakan Mehmet Şimşek, “Gözlerimdeki ışıltıyı görüyor musun?” diyen sayın Nebati’nin ışıltısı kaybolmuş gözlerine bakarak ekonomi konusunda: “Türkiye’nin rasyonel (akılcı) zemine dönme dışında bir seçeneği kalmamıştır.” dedi. Yani bu zamana kadar ekonomiyi akıl dışı yöntemlerle idare ettiklerini ve ülkeyi yoksulluk sarmalına soktuklarını gözlerinin içine bakarak söyledi. Öyle sanıyorum ki başıyla Mehmet Şimşek’i tasdik eden Nebati’nin gözlerinde şimşekler çakmıştır.
Azerbaycan ziyareti dönüşünde, uyguladıkları faiz politikalarına da değinen Erdoğan, "Tabii bazı arkadaşlar, "Cumhurbaşkanı faiz politikalarında ciddi bir değişime mi gidiyor?" gibi bir yanılgının içine düşmesin. Ben burada aynıyım. Ama Hazine ve Maliye Bakanımızın şu andaki düşüncesi noktasında, biz tabii kendisine burada atacağı adımları süratle, rahatlıkla Merkez Bankası’yla beraber atmasını kabullendik, "hayırlı olsun" dedik ve bu şekilde de enflasyonu tek haneye düşürmekteki kararlılığımızı da bildirdik." dedi. Sözün kısacası sayın cumhurbaşkanı, 7 Aralık 2019 tarihli bir konuşmasında Ali Babacan ve Mehmet Şimşek’i hedef alarak “E hani bunlar dürüsttü ya, dürüstlüğü kimseye bırakmıyorlardı? Bunlar Halk Bank’ı da dolandırmaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandığı Mehmet Şimşek için “Ne derse yapacağız.” noktasına geldi. Yani olan ülkeye, özellikle de sabit gelirliye oldu. Zengin, Kur Korumalı Mevduat Hesaplarıyla korundu, kollandı. Onların paralarının kaybı, toplanan vergilerle oluşan hazineden karşılandı. Yani çalışanlardan alınan vergiler, zenginlerin parasının sigortası görevini gördü. Böylece servet sahipleri değil sabit gelirliler, emekliler, alın teriyle çalışanlar kaybetti. Kısacası ülkenin yüzde sekseni kaybetti.
“Faiz sebep, enflasyon sonuçtur. Faiz mutlaka inecek. Bu kardeşiniz iktidarda olduğu sürece, faiz yükselemez. Amerika’da faiz artabilir ama Türkiye’de faiz düşecektir. Ve göreceksiniz enflasyon da faizle beraber düşecektir. Ben ekonominin kitabını yazdım. Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Faizleri düşüreceğiz. Faizi düşürerek paramıza değer kazandıracağız.” diyen cumhurbaşkanı ekonomi bilimine yenildi. Merkez Bankası faiz artırımına gitti. Şimdi bizlere sormak düşmez mi: Döviz kurunun yükselmesine, enflasyonun patlamasına ve ülkenin yoksullaşmasına kimler sebep oldu?
Ben hep 50 liralık benzin alıyorum diyenler, dolar yakıp halay çekenler, sokaklara çıkıp kutlama yapanlar şimdi neredeler? Gelin de beraber oynayalım!..
Ey vatandaş! Asgari ücret, memur ve emekli maaşlarındaki “sözde enflasyondan yüksek” artış oran yutturmacaları, pazar ve marketteki alım gücünü artırdı mı? Yoksa sen hep 100 liralık mı alıyorsun?
Ekonomik göstergelerde rakamların büyüklüğü değil alım gücünün ne olduğudur önemli olan.
Üretimden uzaklaşıp betonla kalkınmaya çalışmanın sonucudur bütün bu yaşananlar. Tarımda kendi kendine yeten ülkeden saman ithal eden bir ülkeye dönmenin bilimle açıklanır bir yanı elbette vardır ama bu bilime inananlarla yapılırsa bir anlam ifade eder.
Yazılan kitap değil okunan kitap değerlidir. Hacı Bektaş-ı Veli ne demiş? “Bilim, gerçeğe giden yolları aydınlatan ışıktır.” Ekonomi de bir bilim dalıdır ve bilimin gerçekleri, ülkeleri refah ve mutluluğa ulaştırır. Oysa son iki yılda uygulanan bilim dışı ucube sistem, ülke ekonomisini içinden çıkılmaz hale getirdi. Ekonomimize güven kalmadı. Durum böyle olunca da başka ülkeler %3-4 gibi düşük faizle kolayca borç para bulabilirken biz, % 9-10 gibi yüksek faizle dahi borç bulamaz hale geldik.
Her şeyi ben bilirim, demenin bedelini hep beraber ödüyoruz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *