Bu seçim; garibanın, kadınların ve gençlerin seçimidir…
Ben seçimlere ilk defa 1969 yılında Çıldır ilçesinin Yukarı Beyrehatun Köyünde sandık başkanı olarak katıldım. Sanıyorum o seçimde birleşik oy pusulası ilk defa kullanılmıştı.
O zamandan bu zamana defalarca yapılan her seçimde sandık başkanı ve seçmen olarak katıldım. Ancak katıldığım ve yaşadım seçimlerde bu seçim kadar gergin, iftira, hakaret, aşağılama, yalan, dolan ile dolu hiçbir seçim yaşamadım.
Eski liderlerin hiçbir zaman bir diğerine hakaret ettiğini bunca ömrümde görmedim ve yaşamadım. Onlar en çok birbirlerine, “Çankaya’nın şişmanı” , “Hükümetin başı”, “İnsanları kandırıyor Allah akıl fikir versin” gibi laflar edilirdi.
O zamanlarda şimdi rahmetli olan Demirel ile Ecevit'in arası limoni idi. Böylesi bir zamanda bir görüşme yaptıktan sonra, Demirel'e, “Efendim görüşmeler esnasında Ecevit'in elini sıktınız mı?” diye sormuştum, Aldığım cevap o günlerdeki siyaseti tam olarak anlatıyordu. “Kardeşim elini sıkmayıpta neresini sıkacaktım.”
Şimdiki durum
Belli liderler ellerinden gelse birbirlerinin boğazını sıkacak durumda. Ne adilikleri, ne şerefsizlikleri, ne alçaklıkları kalıyor.
Bu gerginliği yaratanların başında Cumhurbaşkanımız Sayın Tayyip Bey geliyor. Tayyip Bey’i Kasımpaşa’dan tanırım. Ben Kasımpaşa'ya 1965 yılında Ortaokulu bitirdikten sonra geldim. İkametgahım hala oradadır. Bilindiği gibi 2009 yılında Sayın Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul adayı iken ben Beyoğlu adayı idim. Yine bilindiği gibi o seçimi trafoya kedinin girmesi sonucu kaybetmiştim.
Kasımpaşa önemli ve yetiştirdikleri ile ünlü bir semttir. Oradan eskilerde önemli kabadayılar çıkar ve onlar Kasımpaşalılıkları ile tanınırlardı. Bunların en önemlisi hala hafızalardan silinmeyen Sultan Demircan’dır. Demircan tam olarak Donkişot gibi gariban babası olarak bilinir onları korur ve kollardı. Demircan tüm İstanbul ve ülkemizde bilinen tanınan bir baba idi. Fenerbahçeli Cemil’i İstanbulspor dan alıp kulübe armağan etmesiyle bilindiği gibi, racon kesmesiyle de saygınlık kazanmıştır. Ancak Sultan Demircan, rakipleri başta olmak üzere hiç kimseyi kırmaz üzmez ve “İnsan müsveddesi”, Kanalizasyon çukuru”, Ananı da al git”, Cibilliyetsiz”, “terbiyesiz”, “Namussuz”, “alçak, ulan”, “Sapık, Pislik, Çöplük, Çukur, Çürük, Sürtük, İllet” gibi laflar etmezdi.
Sonrasında elbette Tayyip Bey gelir. Kolay değil Kasımpaşa Spor Kulübü Başkanlığına adaylığı daha genç olması bahanesi ile Erdoğan Arslan tarafından engellenmiş. Sonrasında 1989 seçimlerinde Beyoğlu Belediye Başkanlığı adaylığı dönemi. Tam da o seçim döneminde Doğan Yakupoğlu hemşerimi desteklediğim için, o zamanlar Tayyip Bey'e muhtarlığı yakıştırmıştım. Sonrasında Refah Partisi Beyoğlu ilçe Başkanlığı, İl Başkanlığı derken 1994 seçimlerinde İstanbul Belediye Başkanı adayı oldu.
Yolumuz yine Kasımpaşa Büyük camii karşısındaki, rahmetli Kadir Pural’ın kahvehanesinde Tayyip Bey ve arkadaşları ile kesişti. O günlerde ben Günaydın Gazetesi Haber Müdürü idim. Tayyip Bey kahveye girer girmez bana, “Ooo Karaoğlan, beni muhtarlığa uygun görüyordun, şimdi İstanbul muhtarlığına adayım ne dersin?” dedi. Ben, “Tayyip Bey seçimlere üç ay var seni şimdiden kutluyorum bu seçimi sen kazanacaksın” dedim. Saşırdı etrafındaki arkadaşlarına, “Hele oturun” deyip nedenini sordu. Ben çaylarımızı söyleyip, “Elimizdeki verileri göre partinizin üye sayısı 850 bin civarında. Rakibiniz CHP'nin üyesi 650 bin civarında. Bu seçimi bir milyonu geçen alacak buna da siz yakınsınız” dedim. Kendilerinin hiç bu konuyu bu yönüyle düşünmediklerini belirtip teşekkür etti ve ayrıldılar. Seçim sonrası sanıyorum bir milyon 80 bin oy civarında bir oyla İstanbul Belediye Başkanı olmuştu. Bilindiği gibi Tayyip Bey bu özellikleri ve kabadayı yürüyüşü ve söylemleri ile biliniyor ama, Kasımpaşa’dan yetişen Sultan Demircan’ın öyle olmadığını örnekleri ile anlattım.
Gelelim seçime
Eski liderlerle günümüz liderlerinin davranışlarını anlattım. Böyle gergin, iftiraların, yalanların havalarda uçuştuğu bir seçim yaşamadık. Hele hele bu seçimde rol alan bazılarının davranışlarına akıl ve sır erdirmek mümkün değil. Her fırsatta teröre karşı olduğunu belirten mevcut iktidar nasıl oluyor da daha dünlerde Türk Polis Teşkilatında gelmiş geçmişlerin en ünlülerinden Gaffar Okkan’ı ve dört polisimizi şehit ettiği ileri sürülen, Gonca Kuriş'i domuz bağı ile öldürdüğü öne sürülen Hizbullahçıları TBMM'ye sokmalarına anlam vermek mümkün değil.
Öte yandan PKK terör örgütünün öldürmeye teşebbüs edip suikast düzenlediği ve o suikast sırasında askerimizin şehit olduğu PKK ile bir arada olduğunu ve onları destekleyip destek istediğini halkımıza anlatmak hiç hoş değil. Halkımız bu gerçekler ortada iken, bu iftiralara inanıp inanmadığını göreceğiz.
Sinan Oğan meselesi
Ata İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan yüzde 5.17 oy aldı. Seçim 2. tura kalınca aynı gün Ümit Özdağ, Kılıçdaroğlu ile görüşürken, aynı gün Sinan Oğan Erdoğan ile görüştüler. Bu durum hemen kendini belli etti. Ata İttifakı’nın birliğinin bittiğinin işaretiydi. Zaten AP Lideri Vecdet Öz İttifakın bozulduğunu ve kendisinin Kılıçdaroğlu'nu destekleyeceğini belirtti. Vecdet Öz bilindiği gibi 2009 yılında CHP’nin Beylikdüzü Belediye Başkanı adayı idi.
Sinan Bey yaptığı açıklamada Cumhur İttifakı adayını destekleyeceğini açıkladı. Bizi hayrete düşüren Sinan Bey şimdi kendini iki defa MHP’den ihraç eden eski partilileri ile ve milletvekili iken yaptığı bir konuşma sonrasında AK Partililerden yumruk yediğini unutmuş olmalı ki şimdi onlarla yol yürümelerine ne diyeceğiz? Ayrıca Hüda-Par’la ilgili sözleri ortada dururken şimdi onlarla birlikte nasıl olacak bunlar merak edilecek şeyler değil mi? Ayrıca ona oy veren yüzde 5.17'lik seçmenin onun gösterdiği yere oy vereceğini de hiç sanmıyorum. Bu arada Sinan Bey bu desteği ile ne kaptı onu da gelecekte göreceğiz.
SONUÇ
Evet, emekli, üretici, çiftçi, esnaf ve köylü kardeşlerim, özellikle kadınlar ve gençlerimiz şimdi söz sırası sizde. Durumunuzu başınızı iki elinizin arasına alarak değerlendirip geleceğinize oy vereceksiniz.
Yetki ve karar sizin…
NOT: Hak, hukuk, adalet konularına değinmedim. Zaten biliyorsunuz. Seçim sonrasında, uğradığım büyük bir hukuksuzluğu ayrıca sizlerle paylaşacağım.