Müslüman neden Batı'ya sığınmak ister?
Duvarlarda, araba arkalarında, apartman girişlerinde birçok yerde görmüşlüğüm var. Şöyle yazıyor; “huzur İslam'da.” Huzurun İslam'da olduğunu yazan mümin kardeşim Hristiyan Avrupa’sına gitmek için hatta oraya yerleşmek ve yaşamak için var gücüyle mücadele ediyor. “Mülk Allah’ındır” yazdığı Apartmanında çokta seçici oluyor. Dairelerini belirli düzeyde insanlara yüksek fiyattan kiralıyor.
Müslümanın Müslümana ettiğini gavur etmiyor. Bakınız dünyaya Müslüman ülkelerde kan akıyor, Filistin- İsrail kavgası dışında hep iç savaş içerisinde. Dünya haritasında, ülkesinden kaçmak isteyenlere, göçmenlere bakın. Hemen hepsi Müslüman. Nereye göç etmek istediklerine bakın. Türkiye dışında hepsi Müslüman olmayan ülkeler. Birçoğu Türkiye’de kalmak için değil ülkemizi aracı ve basamak kullanmak için geliyor. Hristiyan ülkelerine gitmek için gelmek istiyorlar. Türkiye’de yaklaşık beş milyon Suriyeli var. Türkmen'i, Kırgız'ı, Özbek'i, Uygur'unun sayısı belli değil. Afganistan’da Taliban hakim oldukça yollar doldu taştı. Tırlarla domates karpuz getirir gibi ülkemize mülteci getiriyorlar.
Akın akın kendi ülkelerini terk eden Müslümanlar daha iyi yaşam şartlarına kavuşmak için şeriatla yönetilen İslam ülkelerine değil refah ve yaşam kaliteleri yüksek Hristiyan ülkelerini tercih ediyor.
Mülteci akını öteden beri sorundu ama, Suriye iç savaşıyla adeta patladı. Dünyanın en zengin ekonomik bölgesi olan ve bazı en gelişmiş demokrasi örneklerini barındıran Avrupa Birliği ülkeleri toplam 2 milyon 300 bin kadar mülteciyi ne yapacağını düşünüyor kara kara. Türkiye ise malum, çoğu Suriye’den beş milyon kadar mülteciyi barındırıyor.
Mülteciler sadece Suriye’den değil; Irak, İran, Afganistan, Fas, Mali, Somali, Pakistan, Bangladeş en çok mülteci kaynağı olan ülkeler. Bunların tamamı Müslüman nüfuslu, bazıları Şeriat ile yönetilen ülkeler. Dünya da en çok Türkiye’ye yerleşmiş durumdalar.
Başta Suriye olmak üzere birçok Müslüman ülkenin göçmenleri neden diğer Müslüman ülkelere değil de Batı ülkelerine göç ediyor?
Bu ülkelerden kaçan Müslümanlar; huzurun, adaletin, dayanışmanın, yardımlaşmanın, paylaşmanın olduğu İslam ülkesinden kaçıp, Müslüman ülkelere değil de Hristiyan nüfuslu Batı ülkelerine neden yerleşmek istiyor?
Neden dünyanın en kanlı ve şiddetin en yoğun olduğu bölgeler, barış dini iddiasındaki İslam dininin bulunduğu bölgelerdir? Göçmenlerin sığınmacıların can güvenliklerinin sağlanabileceği, açlıklarının giderilebileceği, korkularından bir nebze de olsa kurutulabilecekleri ve ayrımcılığa rağmen bir nebze de olsa özgürce yaşayabilecekleri bir İslam ülkesi yok mu? Bu aşamada biz İslam ülkesinin huzurlu olduğunu hangi kriterlerden anlayacağız?
Neden tuzu kuru bir İslam ülkesi Suriye savaşının mağduru insanlara bizim ülkemize de gelebilirsiniz demiyor? Bu sorulara adil cevap verebilmek için insanın her şeyden önce kendine karşı dürüst olması şarttır. Bunu yapabilmesi ise, inanç ve ideoloji fanatizminden kurtulmasına bağlıdır.
Müslümanlar, Müslüman ülkelerde çok mutsuz. Müslümanlar ülkelerinde ya yoksulluktan çok perişan ya da para olsa bile baskılardan çok mutsuz. Ve bunun için kendi ülkelerinde kalmaktansa, Avrupa’ya gidip para kazanmak ve özgür yaşamak istiyorlar. Çünkü Müslüman ülkelerde iktidar kavgaları ve darbeler birbirini izliyor, mezhep çatışmaları kan döküyor; ya da aşırı otoriter ve sert rejimler kafasını kaldıranın kafasını kesiyor. Ve bir süredir bunların ceremesini de laik bir Müslüman ülke olarak, coğrafi konumu nedeniyle, sınır karakolu gibi duran Türkiye ödüyor. Türkiye kaçak göçmen cenneti adıyla anılır oldu. Mali olarak yüklendiğimiz sorumluluk bir yana, demografik ve ideolojik denge değişiyor, bu insanları bizim rejim kullanıyor, vatandaşlık veriyor, oy deposu olarak görüyor.
Sonra ne mi oluyor? Yurdumun en değerli yerleri Yabancılara satılıyor. Bizden savaşlarla alamadıkları toprakları kendi ellerimizle onlara teslim ediyoruz. Hatay’daki Suriyeliler “Hatay’da Afgan istemiyoruz” diye miting düzenleyecek kadar bizim topraklarımızı sahipleniyor. Kendi öz yurdumuzda biz yabancılaşıyoruz.
Sağlıcakla…
