Millet İttifakında üçüncü oluşum başarı getirir
Televizyonlarda izliyorsunuz dur, okunmayan gazetelerin yazarları atı iti nalladı Millet İttifakının adayının kim olacağından başka konu bulamadan, ağzı olan konuşmasını sürdürüyor, milletin kafasını yormaya devam ediyorlar.
Peki bu laga luga cı gazeteci ve isimlerinin altında kimisinde akademisyen. Kimisinde araştırmacı, siyaset bilimci ve stratejist yazanlar, Cumhur İttifakının an itibariyle adayı kim? Cevap veren ondan bahseden kimse yok. Varsa yoksa altılı masada oturanların arasına nifak sokmak ve çoğalmalarını önlemek. Şu andaki Cumhurbaşkanımız Sn.Tayyip Bey'in adaylığından bahseden Sadece MHP Lideri Bahçeli. Yürürlükte olan Anayasamıza göre an itibariyle Sn. Tayyip Erdoğan aday olamıyor. Tek koşul kendisinin parlamentoyu feshetmesi ya da erken seçime gitmesi takdirinde aday olabilmesi. Kendisi her konuşmasında seçimlerin 2023 yıl Haziran ayında olacağını söylüyor. Bekleyip göreceğiz.
İttifakın durumu
Millet ittifakını oluşturan altı parti lideri ülkemizin geleceği için yollarını ayırmama sözü verdiklerini biliyoruz. Yalnız arada bir bazılarının düşünmeden çıkan, ya da yanlış anlaşılmaya mahal verecek laflar ettiğini duyuyoruz. Bu nedenle madem mesele ülkemizin geleceği ise ittifakçılar bazı egolarını saklamak zorunda olmalılar.
Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklik adeta bir demokrasi davranışı gibi gösterilmiş olsada aslında yeni kurulan ve özellikle İktidar partisinden ayrılarak kurulan partiler için barajın yükseltilmesinden ibaret olduğu gün gibi ortada. İttifak içinde olunca barajı geçmiş olacaksın, vekil çıkarırken baraja takılacaksın. Bu durumda demokrasi ve hak bunun neresinde?
Çatı içinde üçüncü ittifak
Geçtiğimiz seçimdi Millet İttifakını oluşturan dört parti iki parti ile seçime girdi. CHP ile Saadet, İYİ Parti ile Demokrat Parti birlikte seçime girdiler. Bu durum böyle devam edebilir, ya da ittifaka katılan DEVA ve Gelecek Partileri, İyi ve Demokrat Parti ile birlikte gerekirse dışarıda olan DYP, Adalet Partisi ve Bağımsız Türkiye partisini de bünyelerine alarak Millet İttifakının oluşturduğu, büyük şemsiyenin altında üçüncü parti olarak bir partide birleşerek seçime girerlerse daha başarılı olacakları, hatta değil yüzde yedi olan barajı, yüzde 10'u bile geçecekleri değerlendiriliyor.
Partiler bunu yapar mı yapmaz mı bilemem ama başarının yolunun böyle olacağını aklı eren herkes söylüyor.
Yok böyle olmasa Deva ve Gelecek Partileri, CHP ve İYİ parti listelerinden seçime girmeleri halinde gerek girecekleri partiler, yani CHP ve iyi Partililer listelerinde onların olmasını hoş karşılarmı durumunun liderler tarafından ayrıca değerlendirilmesi gereken bir konu.
Ayrıca diyelim ki, Deva ve Gelecek partisi bu iki parti altında seçime girerse, her iki partide AKP’den ayrılıp geldiklerine göre, oyları yine onlar gibi AKP’den kopmuş olanlar verecektir.
Bu durum da, Tam olarak çok partili rejime geçildiği 1950 seçimlerinden bu yana sürekli sağ p tandaslı partilere oy veren, mütedeyyin, muhafazakar seçmenlerin eli CHP ve İYİ Partinin amblemine mühür basarlar mı? Bu iki alternatifin çok iyi değerlendirilmesi gerekir.
24 Nisan günü bir araya gelecek olan liderler sanırım bu ve bunun gibi durumları değerlendirir ve halkı huzura erdirip heyecan verecek sonuçları açıklarlar.
Mesele Cumhurbaşkanlığı olmamalı
Hep soruluyor ve konuşuluyor ya. Millet İttifakının adayı kim olacak? Cevap veriliyor. Seçim kararı alındı mı? Cumhur İttifakının adayı kim? Evet seçim için karar alındığında elbette adaylar açıklanacaktır. Görünen o ki, Millet ittifakı ikinci bir Ekmelettin ve Abdullah Gül vakası yaşamamak için ince eleyip sık dokuyorlar. Ayrıca teamüller 13. Cumhurbaşkanının Millet ittifakının adayı olacağı yönünde. Bununda vaad edilen Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi kısa sürede getirecek, ekonomiyi düzeltecek, yokluk ve yoksulluk batağına saplanmış olan ülkeyi ve halkı kurtaracak adayın lafla değil projeleri ile halkı ikna edecek birisinin olması. Ağırlıklı olarak bu adayın ise CHP’nin içinden birisinin olacağı görülüyor.
Yapılacak seçimde mesele Cumhurbaşkanlığını kazanmak değil. En azından şu andaki sistemi ortadan kaldırmak için direk anayasa değişikliğine yetecek 400 ve üzeri milletvekili kazanmak veya referanduma götürmek için 370 milletvekilini çıkarmak olmalı. Bu sayılar elde edilmez ise değişen bir şey olmayacağı belli. O zaman şu anda Cumhurbaşkanımız SN. R. Tayyip Bey'in kullandığı tüm yetkileri seçilecek kişide kullanmaya devam edecek demektir.
Bunun içinde halka inmek ve onların çektiği ızdırabı onlara anlatmak yerine onların acısını dindirecek ve refaha ulaştıracak, tam demokrasiyi getirecek, tarımın ve sanayinin nasıl gelişeceğini, enflasyonun nasıl düşüp halkın rahatlayacağı projeleri anlatmakla olacaktır. Bunun için halkın televizyon izlemediği saatlerde haftada bir Grup toplantısı ve basın açıklamaları ile olmayacağı da bilinip tedbir alınmalıdır.