Çokmu zor?
Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Mart ayı enflasyon rakamının yüzde 11,9’a yükselmesinin “endişe verici” olduğunu belirterek halkına şu mesajları vermiş:
“Müthiş yüksek bir enflasyonla karşı karşıyayız. Tabii bu birçok kişiyi etkiliyor. İlerleyen zamanda hepimiz biraz daha fakirleşeceğiz. Bu gerçekten olacak. Bu konuda net olmalıyız. …Enflasyon o kadar korkunç yüksek ve enerji fiyatları o kadar hızlı yükseliyor ki Hollanda’ya verilecek en dürüst mesajım, hükümetin bunların hepsini çözemeyeceğidir. … Etkilerini bu yıl hepimiz toplu olarak hissedeceğiz. Gerçekten hep birlikte hissedeceğiz. Hepimizin cüzdanlarımızı akıllıca kullanması gerekiyor.”
Hollanda’da Mart ayı enflasyon verileri yüzde11,9, Türkiye’de ise TÜİK’in Mart ayı enflasyon verileri yüzde 61,14. ENAG’a göre de yüzde142,63.
Türkiye’de durum böyle iken bizi yönetenler ne diyor:
Cumhurbaşkanı Erdoğan:“Dünya ekonomik sarsıntıların beraberinde gelen işsizlik tehdidinin sarsıntısıyla kıvranırken hamdolsun biz istihdam, ihracatımızla emin adımlarla ilerliyoruz. İnşallah 2023’ten sonra Türkiye bambaşka bir döneme girmiş olacaktır.”
Hazine ve Maliye Bakanı NureddinNebati:“Kur ve faizin üstesinden geldik sırada enflasyon var. …Enflasyon karşısında yaşadığımız zorluklarda takılı kalıp hadiseyi sonsuza dek sürecek gibi görmek, bizim bakış açımızda yer almamaktadır. Döviz kurunu kapsamlı ve yenilikçi metotlar ile düşürdüğümüz gibi enflasyonu da önümüzdeki dönemde düşüreceğiz. 2023 Haziran seçimlerine de tek haneli bir enflasyon rakamı ile gireceğiz.”
Enflasyonun yaza doğru gevşemeye başlayacağını söyleyen Nebati devam ediyor: “…Güzel haber, herkes kardan şikâyet etti ama toprak suya doydu, barajlarda kapakları açmak zorunda kaldılar. Demek ki gıdayla, üretimle ilgili sıkıntı yaşanmayacak.” Döviz kurlarına artık müdahaleye gerek duymadıklarını belirten Bakan Bey, “Nisan ayından itibaren borçlanmamız azalacak. Bir taraftan da Turizm gelirleri gelecek. Gerisini siz tahmin edin.” diyerek ülkedeki ekonomik sonucun tahminini de vatandaşa bırakıyor.
Kısaca Bakan Nebati’ye göre işimiz doğaya, gelecek turistlere ve o garip yeni ekonomik modellere kalmış. Eğer bunlar da tutmazsa, İnşirah Suresi’ne sığınıyor ve“Unutmayalım ki gerçekten her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.” diyerek işi Allah’a havale ediyor… Din soslu siyaset…
Şimdi bakalım kur ve faizin üstesinden nasıl gelmişler.
Aralık 2021’de 1 Amerikan doları 18 Türk lirasına fırladı. Sonrasında 13’e indi. Uzun zamandır 14’te tutuldu. Dün 15,02’ye kadar çıktı. Yani 15 TL karşılığında anca 1 dolar alınabiliyor.
Merkez Bankası politika faizi“Nass” gereği yüzde14’e düşürüldü.
Vatandaşın ihtiyaç kredisi ki bankalara göre değişiyor; aylık yüzde 1.95’ten başlıyor. Bir yıllık maliyeti yüzde 36 civarında…
Kredi kartları alışveriş faizi: yüzde 1,80; gecikme faizi; yüzde 2,10.
Konut: yüzde 1,30, taşıt: yüzde 1,90. 2. elde ise yüzde 2,30’dan yüzde 2,45’e kadar çıkıyor.
Burada Hollanda Başbakanı’nın konuşmasına dönecek olursak:
Kendi halkına dürüst bir mesaj veriyor; yüksek bir enflasyonla karşı karşıya olduklarını, fakirleşeceklerini, hükümetin bunların hepsini çözemeyeceğini ve cüzdanlarını akıllı kullanmaları gerektiğini söylüyor. Açık ve şeffaf… Lafı dolandırmak yok, başarısızlıklarını, başarı olarak sunmak yok; her şeyden önemlisi insanları boş vaatlerle seçimlere kadar oyalama politikası gütmek yok. Dürüst davranıyor ve harcamalarınıza dikkat edin diyor.
Çok mu zor?
Ülkemizde enflasyon çok yüksek, gittikçe de yükselecek belki da kronikleşecek; biz hükümet olarak beceremedik, kısa zamanda düzeltecek olanaklara sahip değiliz; harcamalarınıza dikkat edin demek çok mu zor?
“Hepimiz aynı gemideyiz, bu günleri birlikte atlatacağız” derken, kendi lüks yaşamlarından vazgeçmeden halka sabır tavsiye etmek yerine; birlikte tasarrufa gidiyoruz, kamuda ne kadar israf varsa hepsinin önüne geçeceğiz, fazla araç-gereç, taşınmaz -ki buna Saray’ın uçak ve otomobilleri de dâhil- ne varsa hepsini satarak işe başlıyoruz demek çok mu zor?
Kamuda üçer-beşer maaş alan bürokratların görevlerine son vereceğiz, Saray’ın ve tüm kamu binalarının ışıklarının yarısını söndürüyoruz, harcırahları indiriyoruz; bundan böyle milletvekilleri de dâhil olmak üzere kamuda çalışan herkes kendi masraflarını kendileri karşılayacak, meclis lokantasını da kapatıyoruz demek çok mu zor?
Zorlayıcı bir ekonomik durum söz konusu olduğundan halkın dipsiz yoksulluğunu azaltana kadar yatırımları durduruyoruz, acil ihtiyaçlar dışındaki tüm ihaleleri iptal ediyoruz; yolcu geçiş-hasta vb. taahhütlerin tümünü askıya alıyoruz; döviz cinsinden sözleşmeleri TL’ye çeviriyoruz demek çok mu zor?
Devletin yaptırım gücünü, hakkını arayan vatandaşa polis kuvveti göndererek değil, bu saydığımız durumlar için kullanmak çok mu zor?
Hepsinden vazgeçtik, Hollanda Başbakanı’nın dediği gibi Türk halkına; “Türkiye’ye verilecek en dürüst mesajımız, hükümetin bunların hepsini çözemeyeceğidir” demek çok mu zor?
Hollanda Başbakanı yüzde 11,9 enflasyon karşısında halkına boş vaatlerde bulunmazken, %61,4 enflasyonlu Türkiye’de hâlâ, şöyle güzeliz, böyle güçlüyüz, kur ve faizin üstesinden geldik, Batı bizi izlemeye aldı tarzında mesajlar vermek halkı aldatmak olmuyor mu?
Ancak durum şu ki; ne söylerlerse söylesinler, çarşı-pazar her şeyi anlatıyor, boş tencereler ve aç mideler ise gereğini yapmak üzere zamanını bekliyor; çünkü Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi;
“Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir.”