Seçim hazırlığı mı?
Muhalefeti oluşturan Millet İttifakının tüm bileşenleri bir ağızdan, “Erken, seçim, hemen seçim, şimdi seçim” diyorlar.
Cumhur İttifakını oluşturan iktidar partisinin sözcü ve liderleri ise her fırsatta, “Boşuna kendinizi paralayıp yormayın. Seçim 2023 yılının Haziran ayında olacak” diyorlar.
Ancak iktidar yönüne dikkatlice bakıldığında söylemleri ile icraatlarının birbirini tutmadığı ve yapılan açıklamalarıyla onların da seçim hazırlığı yaptıkları belli oluyor.
Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarına bakıyorsunuz her şeyi ile seçim ekonomisi uygulayacağı belli oluyor.
Sağlıkçılardan doktorlara 5 biner lira verileceği açıklandı. Sağlık çalışanlarından bu ödeneğe uygun görülmeyen, hemşire, laborantlar ağırlıklı olmak üzere tüm sağlık çalışanları sokağa döküldü ve kendilerine yapılan haksızlığı haykırdılar. Yöneticiler nihayet onların haklı olduğunu ve yanlış yaptıklarını anlayıp, “tüm sağlık çalışanlarının hakları yeniden değerlendirilecek ve mağduriyetleri giderilecek” denilerek geri adım attılar.
Arkasından atanamayan öğretmen ve sağlıkçıların büyük bir bölümünün atanacağı açıklandı.3 bin 600 ek göstergenin uygulanacağı ve mümkün olduğunca bu hakkın tüm görevliler dikkate alınarak uygulanacağını, hatta emekli olmuşlarında bu haktan yararlanması için çalışmalara başlandığı açıklandı.
Asgari ücretlilere müjde verircesine en iyi şekilde değerlendirilip enflasyona ezilmeyecek bir ücret uygulanacağı açıklandı.
Çalışan memur ve işçilerle emeklilere yüzde 30-35 lere varan zam yapılacağını Cumhurbaşkanı açıkladı. Devletin muhtaçlara sosyal devlet anlayışı ile bakacağını sürdüreceği belirtildi.
Esnafın, çiftçinin ve sanayicinin durumunun iyileştirileceğinden sıklıkla bahsediliyor
İlçeler il yapılacak
Tüm tedbirlerden başka iktidar oylarını muhafaza etmek ya da artırmak düşüncesi ile olsa gerek ki, nüfusları 150 bini aşmış olan ilçeleri il yapma hazırlığında olduğu duyulmaya başlandı. İlçe iken il olan illerde yaşayanlar il oldukları için kendilerini il yapan iktidara oy verirler mi, vermezler mi silemem ama il olduktan sonraki tercihlerini bakılıp değerlendirilir.
Bu anlamda ilçe iken il olmaya aday olan ilçeler şöyle
Kozan-Adana, Kâhta-Adıyaman, Polatlı-Ankara, Bandırma-Balıkesir, Edremit-Balıkesir, Ergani-Diyarbakır, Yüksekova-Hakâri, Elbistan-Kahramanmaraş, Lüleburgaz-Kırklareli, Ereğli-Konya, Midyat Mardin, Ünye-Ordu, Cizre –Şırnak, Fethiye-Muğla, Nazilli-Aydın, Akhisar-Manisa, Ereğli-Zonguldak, Manavgat-Antalya, Alanya-Antalya, İskenderun-Hatay, Siverek-Şanlıurfa, Çorlu-Tekirdağ, İnegöl-Bursa, Tarsus Mersin.
Bu adı geçen ilçelerin nüfus ve coğrafi konumlarına bakılınca vilayet olmayı hak ettikleri görülür ve kimsenin de itiraz edeceğini sanmam. Ancak bu il olacak ilçelere ilave edilecek ilçelerde olabilir.
Şebinkarahisar
unutulmamalı
1933 yılında gelirleri giderlerini karşılamıyor gerekçesi ile illikleri alınan ve ilçe yapılan tüm illerin müktesep hakkı iade edildi. Rize, Artvin, Aksaray, Nevşehir, Hakkâri gibi. Şebinkarahisar ve çevresindeki ilçelerden Alucra, Çamoluk ve diğerleri bağlı bulundukları Giresun’a Doğu Karadeniz dağları nedeniyle özellikle kış aylarında ulaşamıyor, ancak Ordu üzerinden gidebiliyorlar. Yaz aylarında ise, 120-150 KM. mesafedeki ilçeler yolların çok dar ve virajlı olması ve yine dağlardan aşması nedeniyle bu mesafedeki yolu 3-4 saat gibi bir zamanda alabiliyorlar. Bu nedenle hükümet yetkililerine hatırlatmakta yarar görüyorum. Eğer yukarıda belirtilen ilçeler il yapılacaksa mutlaka il olmaya herşeyi ile hazır olan Şebinkarahisar unutulmamalıdır.
Geçtiğimiz dönemlerde bazı iktidarlar burayı il yapmak için bazıları, “İsim uzun” bazıları, “Hele seçim olsun bakalım” dediler. Son olarak Ecevit Hükümeti erken seçim kararı alındığı sırada kanun teklifi verdi ama, görüşülmeden seçim oldu.
Şimdi arkadaşlar ismi uzunsa Karahisar deyin Şebin deyin ama bu ilçeler il yapılacaksa mutlaka Şebinkarahisar’ı da il yaparak itibarını iade etme şerefine erinki namınız yürüsün.
Araplar kardeşimiz mi?
Cumhurbaşkanımız, son Katar ziyaretinde yaptığı bir konuşma sırasında, Azerbaycan için kullandığımız, “Biz iki devlet bir ülkeyiz” söylemini hatırlatarak, “Katarlılar bizim kardeşimizdir” dedi.
Daha dünlere kadar Osmanlı İmparatorluğunun birer köyü, ilçesi veya ili olan Abu Dabi (BAE) , Katar, Arabistan Suriye nereden bizim kardeşimiz oyluyormuş. İngilizlerle işbirliği yapıp bizi arkadan hançerleyen ve Osmanlı İmparatorluğunun çökmesine sebep olan Araplar bizim kardeşimiz olamaz. Ancak iyi ilişkiler içerisinde olacağımız bizden ayrılma birer komşumuz olabilirler. Öylede bakarız.
Daha dünlerde FETÖ terör örgütüne desteklediğini ilan ettiğimiz ve bir kısım medyamızın hain,zalim, şerefsiz diye manşetler attığı bunlara nasıl kardeş diyebileceğiz ki?