İttifaklardan çekinenlerle TBMM’ye tavsiye ve taleplerim
Pandemi nedeniyle aylardır kapalı kalan ve bazı vekillerin basın toplantısı yapmasından başka bir faaliyet gösteremeyen TBMM’miz nihayet açılacak. Tatilden yeni dönüldüğüne göre, tekrar yaz tatiline girip girmeyeceklerini bilemem.
Kovit-19 tatilinde olan vekillerimizi yoğun bir gündem bekliyor. İktidar partisi ve yardımcısının gündeminde, rahatsız oldukları bazı hususlar için hazırlık yaptıkları biliniyor.
Bunların başında İŞ Bankası, İttifakların önlenmesi, Seçim ve siyasi Partiler Kanunu’nda değişiklik, darbe durumları, pandemi’nin ve ekonominin geleceği gibi önemli hususların olacağı belli.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu bir demecinde, “Bu iktidar sandıkta ve
Ya başka bir şekilde gider” demesinden sonra, “Darbe çağrısı yaptı” denilmiş, hatta ifadesi de alınmıştı.
Arkasından Kemal Kılıçdaroğlu, “Gerekirse demokrasinin gereği için yeni kurulan GELECEK ve DEVA Partileri’ne de İYİ Parti’ye olduğu gibi destek olur gurup kurmalarına yardımcı olur ve seçime girmelerini sağlarız” dedi.
İttifaktan korkanların korkuları iyice artı ve önlem almanın yollarını düşünüp meclise taşımanın planlarını yapmaya başladılar.
Başta iktidar kanadına sahip olan parti başkanları ve mensupları ile muhalefet kanadını oluşturan partiler ve mensupları, neden ittifaklardan korkuyorsunuz ki?
Mesele kolay.
TBMM açıldığında, bir araya gelirsiniz Seçim Kanunu’ndaki barajı kaldırırsınız, böylece, “Ne şiş yanar ne de kebap” olur biter.
Bir başka deyimle herkes seçim koltuğuna oturup tıraşını olur ve sonrasında da saçının rengini görür. O oranda da vekil çıkarır. Böylece ittifak korkusu da ortadan kalkmış olur. Hatta ittifak yapılması bile yasaklanabilir.
Ayrıca Parlamentomuzda partilerin çoğalmasının yelpazenin genişlemesinin çok renkliliğe ve değişik fikirlerin üremesine, dolayısıyla da ülke geleceği için iyi olacağı kanaatindeyim. Partilerin demokrasi için var olduğunu ve onun bekçileri olduğunu da unutmamamız gerekiyor.
TÜM PARTİLERE ÖNERİLERİM
İttifaklardan korkanlar, hak hukuk adalet arayanlar, sonsuza kadar adalet, sonsuza kadar hürriyet arayanlar, ülkeyi itaat ve biat edenler değil, itiraz edenlerin yönetmesini isteyenler için işte siz sayın kanun koyuculara önerilerim.
* TBMM açıldığında, öncelikle ve ivedilikle siyasi Partiler ve Seçim Kanunu değiştirilmelidir.
* Değiştirilen bu kanunlarla Milletvekillerini, Partilerin Genel Başkanları değil, Millet’in seçeceği bir sistem oluşturulmalıdır. Böylece liderler sultasının hakim olduğu anti demokratik Siyasi Partiler Kanunu demokratik haline getirilmiş olur.
* Yine değiştirilecek bu kanunlarda Genel Başkanlara en çok 10 Milletvekili kontenjan hakkı tanınmalıdır.
* Değişikliklerin olmazsa olmazı mutlaka seçim barajının sıfıra ya da asgari, yüzde 1’e düşürülmesi gerekir ki, yukarıda belirttiğimiz gibi ittifaklardan çekinenlerle, baraj sıkıntısı çeken partilerin böylece rahatlamaları sağlanmış olur.
*TBMM’ deki vekil sayısı 500’e düşürülmeli. Bunun 400’ü seçim sitemi ile dağıtılmalı. Diğer 100 sandalye ise, Türkiye Milletvekilliği olarak düzenlenmeli, partilerin aldığı oya göre dağıtılmalıdır. Böylece her parti aldığı oy oranında TBMM de temsil edilmiş olur.
* Partisinden istifa eden Milletvekilinin başka bir partiye geçmesini engellemek için, istifa eden vekilin, vekilliğinin de düşürülmesi sağlanmalıdır.
* TBMM’nin etkinliğinin ve işlevinin artması ve vekillerin daha da aktif olması, yetkilerinin artırılması, denetleme, sorgulama ve gensoru haklarının olması ve icraatlarından dolayı gerekirse hesap vermeleri sağlanmalıdır.
* Seçilince makamında, partisiz, tarafsız, demokrat, denetleyen, sorgulayan ve müdahale eden, herkesi kucaklayan, bir Cumhurbaşkanının olabilmesi için parlamentonun gücü yeter ve uygun görürse Anayasa değişikliğine gidebilmelidir.
* Bir önceki husus gerçekleşirse, güçlü bir Başbakan, etkili ve liyakatlı, Bakanlar Kurulu oluşturulmalı.
* Hükümet, çalışmalarında veya tasarılarında Demokratik Kitle Örgütleri, Odalar ve diğer kuruluşların görüşlerini almalı, güçlü ve müreffeh bir Türkiye için el ele, kol kola birlikte çalışılacak ortam yaratılmalıdır.
Ülkesini, milletini, vatanın bölünmez bütünlüğünü, demokrat ve laik bir ülkeyi benimseyen biri olarak, benim naçizane tavsiyem ya da taleplerim bunlardır. Gerçekleşmesi için bir masa etrafında mı, demokrasi platformunda mı birleşilir bilemem. Ancak umut ve temenni ederim.
Elbette uygulaması ve takdiri yüce meclisimiz ile ülkemizi yönetenlerin ve yönetmeye talip olanlarla elbette cumhurundur.
Böylece, Sn.Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi, her parti kendi kulvarında cumhur ve seçmenleri ile gönül seferberliğini de başlatmış olur..