65 yaş üstü ve 20 yaş altına elektronik kelepçe takılsın
Dünyayı ve ülkemizi saran korona virüsü herkesin yaşantısı alt üst etti. Yasaklar, kısıtlamalar kesilen cezalar, yaşlı ve gençlerin sıkıntıları ayrı bir dert. Uzmanların belirttiklerine göre bu yaş gurubunda yeni hastalıklar beklemek mümkünmüş.
Bunların başında psikolojik rahatsızlıklar en başta geliyor. Güvenlik güçlerinin sokakta sorgulayıp ceza kestiği kişilerin beyanına bakarsanız, bu insanlar, “Ne yapalım evde patlamak üzereyim. Eşimle, çocuk ve torunlarımla papaz oluyorum. Onun için kendimi sokağa attım” diyorlar. Arkasından da takdiri güvenlik güçlerine ait olan idari para cezası uygulanıyor. Bu cezanın daha sonra ödenip ödenmemesi ise ayrı bir konu.
Bilim insanları bu yasakların, şeker, kalp, tansiyon oynamaları, romatizma, kireçlenme, eklem ağrıları ve daha başka rahatsızlıklara yol açabileceğini, en önemlisinin de psikolojik rahatsızlıklara neden olacağını, bunun da önemli olduğunu belirtiyorlar.
TÜİK’in 2019 verilerine göre 65 yaş üstü nüfusumuz 7 milyon 550 bin 727 kişi. Bu nüfusun yüzde 44’ü erkek, yüzde 56’sı kadından oluşuyor.
Yaşlı nüfus sıralamasında Avrupa da ki, 41 ülke arasında 40. Sıradayız. En az yaşlı nüfusa sahip ise Azerbaycan. Avrupa da en yaşlı nüfusu sahip ülkeler İtalya, Yunanistan, Portekiz, Almanya, Fransa, İspanya ve Belçika olarak sıralanıyor.
Evinde kalan yasaklılar için nüksedecek ve tetikleneceği söylenen bazı hastalıklara ilave olarak, yine bilim insanlarının belirttiklerine göre; Kemik ve kas erimesi, toplardamarlarda kan pıhtılaşması, akciğer ödemi oluşabileceği gibi, güneşten alacakları D vitamini eksikliği de cabası olarak açıklanıyor.
Yasaklılara dahil edilen 20 yaş altına gelince. Yine TÜİK’in verilerine göre 19 milyon 198 bin 803 kişi. Toplam 26 milyon 749 bin 530 kişi. Yani toplam nüfusumuzun üçte biri sokağa çıkma yasaklısı.
Yaşlılar arasında bir başka durum ise, ülkemizde en az bir yaşlı bulunan hane sayısı 5 milyon 629 bin 421. Bunlardan 1 milyon 373 bin 521’i tek başına yaşayan yaşlılar oluşturuyor. Bu gurubun yüzde 76’sı kadın, yüzde 24’ü ise erkekler. Vee bunların tümüü yasaklııı…
Yaşlılıkta dünya nüfusuna bakıldığında 167 ülke arasında biz 66. Sıradayız. En yaşlı nüfusa sahip ilk üç ülke, yüzde 34.1 ile Monako, yüzde28.8 ile Japonya,yüzde22.7 ile Alman olurken ülkemiz yüzde 9.1 ile 66. Sırada yer alıyor.
Bu nüfus oranlarının ne yaptığına bakıldığında, Ülkemizde yaşlı nüfusun yüzde 66’sı tarım, yüzde 27’si hizmetler, yüzde 5’i sanayi, yüzde 3’ü inşaat sektöründe yer alıyor. Yani, görüldüğü gibi yaşlılar evinde yan gelip yatmıyor…
Burada önemli olan ülkemizde ve dünya da gelecekte tarım ürünlerinin önemi ön planda olacağına göre, bizim yaşlı nüfusumuzun yüzde 66 sının tarım sektöründe çalıştığına dikkat çekerim. Bu insanlar şu günlerde tarla, bağ ve bahçesinde olmalıdır diye düşünüyorum.
Ne yapılmalı?
Yukarıda verilen rakamlar değerlendirildiğinde, bu kovit-19 virüsü, “En çok yaşlıların ölümüne sebep oluyor” deniliyor ya, o zaman en çok ölüm vakasının dünyada en yaşlı insanların olduğu Monako, Japonya ve Almanya da olması gerekiyor. Dünya verilerine bakıldığında böylesi bir durum yok.
Avrupa’ya bakalım. Yaşlı insan sayısında birinci sırada olan İtalya hariç (Onlarda geç önlem aldıkları için ölüm oranı yüksek) diğer sıralamada yer alan devletlerde ölüm vakası yine çok değil.
Tamam. Ülkemizde yaşlılara hürmet ve kollama geleneklerimiz arasında olması nedeniyle o yaş gurubunun ölmesinin önlenmesi için bu tedbirin alınmış olması gayet güzel.
Ancak bu yasaklar ve ev hapsi konulurken, sanki 65 yaş üstündekilerin tümü korona virüs taşıyor ve onların çevresindekilere bulaştırmalarının önlenmesi için evden çıkarılmadıkları olgusunun yaratıldığının unutulmaması lazım.
Yukarıda belirtilen hastalık durumları değerlendirildiğinde bu evdeki korona mahkumlarının feryatları da göz önüne alınarak onlara belirli aralıklarla teneffüs hapishane deyimi ile havalandırma izninin verilmesi gerekli gibi görünüyor.
Sahi hapishanelerdeki mahkumlara bile günde iki sefer havalandırma, yürüme (volta) izni veriliyor da, korona mahkumlarına neden verilmez ki?
Beyler ve Bilim Kurulu üyeleri, lütfen bu durumu değerlendiriniz. 10 ile 20 yaş arasındaki gençleri evde tutmanın sıkıntısını kendi çocuk ve torunlarınızı da göz önüne alarak onların ebeveynleri ile olan diyaloglarını düşünün ve değerlendirin.
Burası önemli!..
Tamam, gelenek ve göreneklerimiz gereği yaşlılarımıza hürmetten dolayı bu insanlarımızın virüs kapmaması için alınan tedbirler gereği evde kalmalarının gerektiği belirtiliyor.
Devletimiz bu zamana kadar şu maske meselesini halledememiş ve ilk etabı alanların ikinci hatta üçüncü alma hakkı gelmişken, hala alamayanlar olduğuna göre;
Poşetten pay alan devletimiz, maskelerin hem de seçmeli olarak satışına izin versin. Bazıları buna “Maske vergisi” diyebilir. Bu durumun uzun süre de devam edeceğini de göz önüne alırsak, vatandaş bütçeye katkı sağlayacağı gibi beğendiği maskeyi de satın alabilsin.
Korona kısıtlaması ya da mahkumları olan 65 yaş üstü ve 20 yaş altına dışarı çıkma izni verilmediğine göre, bari dışarıya çıkmaları için onlara elektronik kelepçe takılarak sosyal mesafeyi korumak ve maskeli olmak şartı ile il, ilçe ve köylerinde gezme izni verilmesine ne dersiniz?...