Korana korkusu ve cahilliği
Kimilerine göre Çin’de başlayan, kimilerine göre de, ABD’nin biyolojik savaş olarak Çin’e bulaştığı ileri sürülen bu virüs dünyamızı alt üst etti.
İtalya’da ise orada tekstil işinde çalıştırılan 40 bin Çin’linin ülkelerine gidip gelmesinden sonra büyüdüğü ileri sürülüyor. Virüsün kaynağı Çin önemli miktarda can verdi ama, aldığı önlemler ve çalışmaları sonucunda virüsü savdığı gözleniyor. Bu korana virüsü ile en iyi mücadeleyi Kore’nin verdiği ve nüfusunun da azlığını değerlendirerek kısa sürede virüs taşıyanları testlerle tespit edip önlem aldı.
Darısı başta ülkemiz olmak üzere tüm dünya devletlerine.
Ülkemizde ki duruma gelince; Kimilerine göre geçte olsa bir takım tedbirler ardı ardına alınıyor. Sağlık Bakanı halka yine kimileri inanmasa da gerekli bilgileri veriyor.
ÇIĞIRTKANLAR SUSTURULMALI
Öncelikle Bilim Kurulu kendine bir sözcü seçmeli. Ya da açıklamaların tümü bilim kurulu üyeleri tarafından yapılmalıdır.
Televizyonlara bakıyoruz kimileri panik çığırtkanlığı yapıyor. Kimileri halka moral verip yapmaları gerekenleri anlatıyor. Hele hele isimlerinin başında gazeteci yazan bazı şahıslar sanki bu virüsün uzmanıymış gibi ahkam kesiyor ve televizyonlarımızda ne yazık ki, bu tür insanlara yer veriyor.
Hele hele yine isimlerinin başında ünvanları yazılı olan ve akademisyen oldukları belirtilenlerden birinin dediği diğerini tutmuyor. Birisi “Ak” derken, diğeri “Kara” diyebiliyor. Yine bu gurupta olanlar bu hastalığın normal karşılanması gerektiğini ve kendilerine göre tedavi yöntemleri önerirken, bir diğeri bu virüsü yok edecek ne aşının ne de ilacın henüz bulunmadığını ama, çalışmaların sürdüğünü belirtiyor. Bana göre de doğrusu bu zaten.
Yönetim bunun üzerine tedbirler alıp kısa süreli zorunlu olmadıkça, “Sokağa çıkmayın. Birbirinize yakın olmayın” diyor.
CAHİLLİĞE BAKARMISINIZ?
İlgili ve yetkili birimler, “Sokağa çıkmayın” derken, bizim akıllılar parklara ve sahillere hücum edip, mangal yakıyor, piknik yapıyor.
El insaf ya hu! Arkadaşlar bu virüsün şakası yok öldürüyor üzüyor, hızlıca yayılıyor ve yapışınca bırakmıyor.
Topluca bulunulan stadyumlar kapatıldı, tüm maçlar ertelendi. Ayrıca kahvehaneler, lokantalar yani halkın bir arada bulunacağı mekanlar geçici olarak kapatıldı. En çok ta cemaatin bir arada olacağı Cuma namazları ve Kandillerin huşu içinde kutlandığı Camilerimizde bu sürece dahil edildi.
Benim halkım kıyamet koparıyor. Bu virüs Allah’ın evi olan camiye girmezmiş Elhamdülillah Müslümana bir şey yapmazmış, imanımız varmış gibi düşüncelerle illaki kendilerini bu düzeni bozmaya zorluyorlar. Adamın biri cami kapısını tekmeliyor. Bir başkaları cami dışına hasır serip namaz kılıyor.
Ey benim imanlı olduğunu ileri süren vatandaşım. İbadeti nerede yaparsanız yapın Yaratan haberdar olur. Peygamberimizin, “Hastalık olan yere gitmeyin, olan yerden de çıkmayın” diyerek bu günkü önlemleri işaret etmiştir. İmanlı iseniz bunlara uyun.
65 YAŞ YASAĞI
Bu durum sanki bu hastalığı bu yaş ve üzerindeki gurup yayıyor olgusu yaratıyor. Gerek bakanlık gerekse Bilim Kurulu çıkıp, “Risk bakımından önemlidir, tedbir amacıyla çıkmayın. Bu sizler için önemlidir” dedi. Buna rağmen bazıları imanına güvenerek çıkıyor. Bunlara da zabıta güçleri, bilgilendirip ikaz ederek evlerine göndermeli. Devam ederlerse bazı müeyyideler uygulanacağını hatırlatmalı ve böylece engellenmelidir.
Yasak bu gurubu üzer. Kendilerinin aşağılandığı algısı yaratır. Televizyonlara çıkan çok bilmişler, “Aman park bahçelere aranıza mesafe koyarak çıkın, eksersiz yapın, yürüyüş yapın” demiyorlar mı?
Bunun izahı mümkün. Ya toptan sokağa çıkma yasağı koyulur ya da, “Kendini rahatsız hissedenler, kendi ve çevrenizdekilerin sağlığı için sokağa çıkmama tedbirini uygulayın” diyerek ikna edilebilir.
Bu konuyla ilgili sosyal medyadaki bazı hadsizlerin paylaşımlarına bakılırsa, bu yaş gurubu ve üzerindeki linç edip yok etmek gerekiyor. Bu paylaşımlarda, hakaret içeren “Dinazorlar” deniliyor. Kimisi, “Ellerinden ücretsiz ulaşım kartını alıp iptal edeceksin” derken bir başkası emekli maaşının kesilmesini öneriyor.
Bu yaş gurubu kurbanlık koyun olmadığı gibi görülmemesi gerektiği gibi, hastalığı yayanlar olarak ta algı yaratılmaması gerekiyor.
Bu yaş gurubunda olanların çoğu zaten çalışıyor. Spor yapıyor önemli yerlerde yöneticilik yapıyor. O zaman 65 sınırlamasına bakılırsa, emekli olanlar hiçbir yerde görev almamalı, yönetime katılmamalı gibi fikirler akla gelir. Bu durumda ülkemizde büyük boşlukların doğmasına sebep olur.
Ülkemizi yönetenlerin başında gelen Cumhurbaşkanımızın 66 yaşında, Ana muhalefet başkanının 71 yaşında. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ortağı MHP Genel Başkanının 72 yaşında SP Genel başkanının 79 yaşında olduğu da unutulmamalıdır.
El ele verip güçlenerek, hep birlikte bu musibetin üstesinden gelmemiz umut ve dileğimle, ne olur birbirimize yardımcı olup dikkatli davranalım.