Başımızın belası kibir abideleri
Kibir, günümüz insanının en önemli hastalıklarından birisidir. Son zamanlarda toplumun hemen hemen her kademesinde sıkça görüyoruz. Kendini biraz güçlü hissetmeye başlayan, biraz gücü artan, biraz cüzdanını dolduran, biraz mal mülk sahibi olmaya başlayan, biraz makam mevki sahibi olup, biraz şan şöhret elde edenler hemen dünyanın cazibesine kapılıp kibir hastalığına yakalanıyorlar! Kendini çok yukarılarda diğer insanları ise aşağılarda görmeye başlıyor.
İnsanoğlu büyüklüğün sadece Allah’a mahsus olduğunu unutur ve büyüklük iddiasında bulunur hale gelmiştir! İçinde bulunduğu bütün nimetleri veren Allah’tır ve dilerse verdiği nimetlerini almaya da kadirdir! Bunun farkında olmayanlar zenginliğin kendinden olduğunu ve ebedi kalacağını zannederler! Fakat geçmişte kibirlerinden dolayı helak olan kralları, hükümdarları unuturlar!
Kibir, insan için en büyük nefis afetlerindendir. Kibre kapılıp şöhret sevdasına tutulan bir kişi, pek çok zulümler işler de farkında bile olmaz. Neticede kendisini alçaltıp rezil eder ve zalimlerden olur.
Kibir hastalığı sadece maneviyatı zayıf insanlara mahsus değildir! Nitekim yaşadığımız bu dönemde maalesef muhafazakârım diye geçinen kişiler bile bu amansız hastalığı görmek pek mümkündür.
Her geçen gün insanlık namına yüreğimize bıçak darbesi alıyoruz ! Yahu nedir bu halimiz ! Söylemlerimiz ile eylemlerimiz bu kadar tezat olur mu ? Bu kadar farklı olur mu ? İşin en üzülecek tarafı toplumun her alanında insanlıktan çıkmış, insan kılıklıların hala gemisini yürütmesi !!
Ve dün bir olay ki gerçekten makamın, siyasetin , gücün nerelere geldiğini ve kimlerin nasıl kullandığını bizlere bir kez daha gösterdi.
Güngören Belediyesi’nde bir başkan yardımcısı, kendisini görünce ayağa kalkmayan belediye çalışanı Enes’i gördüğü herkese selam vermesi için belediye koridorunda sandalyeye oturtmuş.
Ak Partinin tevazu ve samimi siyasi söylemlerine hiç yakışmamıştır!
Bugün kendisini görünce ayağa kalkmayan personele böyle davranan zihniyet yarın ipleri eline alınca neler yapmaz!
Belediyeler halkındır!
Belediyeler halka hizmet yeridir !
Belediyeler vatandaşın işlerini güzel dille, tebessüm ile çözme yeridir !
Belediyeler vatandaşlara tepeden bakma , hor ve hakir görme yeri değildir!
Belediyelerde halka tepeden bakan siyasetçiler hem siyasetten hem cemiyetten hemde tarihten silinip gitmiştir!
Siyaseti insanlık , hak , hukuk ve adalet üzerine inşa edenler her zaman muvaffak olmuştur, olacaktır...
Bugün her şey den çok Habil duruşuna ihtiyacımız var! Din, dil, ırk, mezhep ve memleket ayırt etmeden adil olan Habillere ihtiyacımız var !
Habil görünen kabiller unutmayın siz sadece dünyanızı imar ediyorsunuz! Ey Kabiller dünyanızı imar ederken ahiretinizi mahvediyorsunuz! Müslüman alemi dünden bugüne ne çekti ise hep Habil görünümlü kabillerden çekti!
Sigmund Freud'a medeniyetin en büyük buluşu nedir diye sormuşlar.
O da 'Vicdandır' demiş.
Toplumlarda vicdanı olmayan insanların ıslahında ise "adalet" en güzel tedavidir.
Bilâkis yönetici, bürokrat , siyasetçilerin vicdanlarını ve adaletlerini elden bırakmaması gerekiyor.
Eskiler derler ki :
"Dili şikest olanlar Hasmullah olur" yani gönül kıranlar Allah'a düşman olur.
"Kalp Allah'a komşudur Carullah olur".
İsyankârda olsa komşunun incitilmesi ev sahibini rahatsız eder.
Kalp naziktir !
Her ne yaparsak yapalım kalp kırmayalım !
Gönüllere girelim!
Unutmayalım ne ekersek onu biçeceğiz...