CHP üzerindeki bitmeyen senaryo...
CHP’de Beştepe’ye kim gitti? Kim gitmedi tartışmaları sakız gibi ağızdan ağıza sürüp gidiyor. Bu durum Kurultay sürecinde başladığına göre, Kurultay bitene kadarda süreceğe benziyor. Bunu sürdüren ve tv kanallarında ateşli bir şekilde tartışanlar ve onları tartıştıranların amaçlarını anlamak ta mümkün değil.
Hal böyle iken, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı, Kemal Kılıçdaroğlu haberin Sözcü gazetesinde yayınlandığı zaman Fox tv de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu haber programında;
İsmail’e, “Evet biliyorum isim açıklamak istemen” diyeceğine, “CHP’nin hiçbir üyesinin iktidar partisi olan Ak Partinin Genel başkanı ve Cumhurbaşkanına gidip Genel başkan adaylığı konusunda yardım isteyebileceğine asla ve kat’ a inanmıyorum. Zaten bu inandırıcı da olmaz. Hem iktidar partisinin lideri CHP Genel başkanı olacak kişiye nasıl yardım edebilir ki?
Daha kurultay delegeleri bile belli olmadığına göre, Cumhurbaşkanı parti içerisinden delege mi seçtirecekmiş?
Bu anlamıyla partimize yapılan bir komplodur. Bunlar bizim birlik ve beraberliğimizi bozmaz, camiamızı etkilemez. Biz CHP olarak iktidar yolumuza devam edeceğiz” deseydi.
Bu kargaşa ve çamur atmaların hiç birisi olmaz CHP ve Kılıçdaroğlu’nun trendi yükselmeyi sürdürürdü.
Gelelim İnce'ye...
Muharrem İnce daha kendinden bahsedilmeden ve kimse ondan bahsetmezken ve bazıları acaba cinsinden ve CHP’yi karıştırmak için komplo ve iftira dolu yorumlarda bulunurken, tv lere bağlanıp, “O ben değilim. Bu bana bir komplodur. Bu olaylar Cumhurbaşkanlığı seçim gecesi benim için kaçırıldı, sarhoştu şeklinde uydurmalar da bulunan CHP içindeki bir çete tarafından yapılmaktadır. Bunlar partimize zarar veriyor. Bulunup bertaraf edilmesi gerekir. İspatlasınlar kendimi yakarım” deyip ortalığı alevlendirmeyecekti.
Arkasından köyünde düzenlediği basın toplantısında Ankara’yı ve Genel başkanı suçlamak yerine oraya gidip bizzat görüşüp bu açıklamaları beraber yapmış olsalardı ortalık güllük, gülistanlık olacağı gibi, parti daha da yükselmez miydi?
İnce’ye sorular;
Rahmi Turan ve Talat Atilla’ya açtığınız 3-5 kuruşluk tazminat davası neyi değiştirecek?
Parti içinde çete var açıklamasından sonra, “40 yıldır partiye hizmet ediyorum. Bu olaylar ciğerimi yakıyor” deyip duygusallığınızı ve partiyi sahiplenmenizi ortaya koydunuz.
O zaman CHP içindeki çetenin kimler olduğunu neden açıklamıyor ve mücadele etmiyorsunuz?
Bunları kamuoyu ve parti tabanı bilirse sizin de partinin de puanı yükselir bilginiz olsun.
Gurup Başkan Vekili Engin Özkoç;
Siz neden ve birden celallenip, şu anda daha önce Gurup Başkan Vekili olan Muharrem İnce’nin oturduğu koltuğa oturduğunuzu unutup onun için ağır ithamlarda bulundunuz?
İlla ki, bir açıklama yapacaktı iseniz, başta Genel Başkan, MYK üyeleri ve Grupla görüşüp hep beraber, “Bu tür komplolar iktidara yürüyen partimizi engellemeye ve hızımızı düşürmeye yönelik suni olaylar ve iftiralardır. Bakın biz bir arada ve daha da güçlüyüz. İktidar yürüyüşümüz böyle devam edecek” demeyi neden düşünmediniz?
İşte bunlar yapılmış olsaydı, bu durumu ağzında sakız gibi eveleyip geveleyenler bu günlerde CHP’nin başarısını konuşuyor alacaklardı.
Öte yandan da sizler ve kamuoyu, intiharları, kadın katliamlarını, ekonomik bozuklukları, eğitim durumunu, ardı arkası kesilmeyen zamları, cebinde parasının olmadığını eşine söyleyemeyip intihar eden babayı konuşuyor olacaktı.
İmamoğlu ve Babacan
Neyse bu olaylar fos çıkınca, kadrolu gazeteci, akademisyen ve sözüm ona araştırmacı gazeteci ve yazarlar yine karıştırmayı sürdürerek Ali Babacan ve Ekrem İmamoğlu ortaklığı dedikodusunu yaymaya başladılar.
Yahu, kainatın yaratıcısı yüce Allah bir ayeti kerimesinde, “Ben size diğer canlılardan farklı olasınız diye akıl ve izan verdim. Değerlendirin ve yolunuzu tayin edin “ demiş.
Şimdi akıl ve izan varsa, dünyanın göz bebeği İstanbul’da iktidar olmuş Ekrem İmamoğlu, üç imparatorluğa başkentlik yapmış böylesine bir kadim şehre hizmet etmek varken ve partisi iktidara alternatifken, ne diye Ali Babacan’la irtibatlı olsun ki?
Uydurduğunuz şeyler akla ve mantığa uygun olsun. Yalanlarınıza kendinizde inanıyorsunuz. Unutmayın yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış.