Kadına şiddetin protestosuna katılan kadınlara şiddet uygulandı
Bilindiği gibi her yıl 25 Kasım günü, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle dünyada ve ülkemizde protestolar yapılır kadın hakları ile ilgili açıklamalar yapılır.
Kadına baktığımızda, kadın öncelikle annedir, bacıdır, kardeştir, arkadaştır, yoldaştır, sırdaştır, evinde öğretmendir, ailesi ve çocukları için saçını süpürge edecek kadar fedakardır. Anadolu da evine tarlasından sırtında ot, ormandan odun taşıyan, tarlasına çiftine bakan, sanayide, tıpta hukukta ve hayatın önemli yer ve kurumlarında rol olan anamız, avradımız yarenimizdir kadın. Böylesi bir varlığa nasıl kıyılır ki?
Bu kapsamda ülkemizin çeşitli yerlerinde önceki gün gösteri ve yürüyüşler yapıldı. İstanbul’da Tünel Meydanında buluşan kadınlar, “Bir kişi daha eksilmeye tahammülümüz yok”, “hayatımızı savunuyoruz”, “Erkek şiddetine son” pankartları taşırken;
Yürüyüş sırasında sık sık, “Tesadüf değil erkek şiddeti”, “Kadın cinayetleri politiktir”, “Yaşasın kadın dayanışması”, “Kadınlar birlikte güçlü”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganları attılar.
Durum buraya kadar gayet normal ve demokratik. Beyoğlu Kaymakamı önce böyle bir toplantıya izin vermemiş. Sonrasında Tünel’den İstanbul Barosuna ya da Galatasaray meydanına kadar yürümelerine ve basın açıklamalarına izin vermiş.
Toplantı sırasında taşkın bir durum yaşanmamış. Katılan kadınlar, İç İşleri Bakanlığının 15 Kasım 2019’a kadar öldürülen 299 kadının, Kadına Şiddet platformunun rakamlarına göre 308 olan kadınların hunharca öldürülmelerini protesto edip dağılmaları sırasında emniyet güçleri kadınların dağılması ve Taksim Yönüne yürümemeleri için biber gazı tazyikli su ve plastik mermilerle kadınlara şiddet uygulayıp, bazılarını da göz altı na alarak kadınların dağılmasını sağlamış.
İstanbul’un göbeği Beyoğlu’nda durum böyle iken şimdi değer yerlere bir göz atalım.
CHP İstanbul kadın Kolları bir araya gelerek günün önemini belirtip 20 Kasım7a kadar öldürülen 302 kadın olduğundan bahisle, şu açıklamayı yapmışlar.
“Namus, töre, gelenek gibi kavramlarla erkeklere kadınlar üzerinde tahakküm kurmayı bir hak gibi gösteren erkek egemen zihniyet, kadın cinayetlerinin suç ortağıdır.
Kadın çiçek değildir. Kadın ağaç değildir. Kadın sadece anne değildir. Hele hele kadın erkeklerin hizmetçisi hiç değildir. Kadınların ne giyeceğinden ne zaman evlenip nasıl doğuracağına kadar kadınlara hat ve görev tayin edenler, kendilerince kadınlara rol biçenler, katillerin azmettiricileridir” dediler.
İstanbul’un bir başka yeri Beyazıt’ta toplanan AKP li kadınlar, ellerinde turuncu balonlarla Diyarbakır HDP binası önünde yavrularına kavuşmak isteyen annelerin sesine kulak verilmesi gerektiğini belirttiler.
CHP kadın kolları Başkanı Yeşim Ağırman ve il Başkanı Canan Kaftancıoğlu. İBB Meclis salonunda bir araya geldi. Yapılan açıklamada, “Şiddete uğrayan kadın çocuğu ile sokakta bırakılmamalı her ilçede kadın ve çocuk sığınma evinin yapılması için gereken adımların atılmasını bekliyoruz” denildi.
Aile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın düzenlediği toplantıda konuşun Cumhurbaşkanının eşi Emine Erdoğan, “Her şeyden önce kadına şiddetin eşler arasında olmasının aile mahremiyetinden çıkarılması gerekir. Bu olunca insan hakları ihlali başlamış demektir. Yani kol kırılıp yen içinde kalmamalıdır. Erkekler kadınları mülk edinemez. Üstünlük iddia edemezler” dedi.
Bursa Jandarma Komutanlığında görevli 7 kadın Astsubay İnegöl’de bir trafoya grafiti yöntemiyle, “Kadına şiddete dur de” diye yazdılar.
Mersinde Üniversiteli Kadınlar Derneği üyeleri, mezarlığı ziyaret ederek, yıllar önce yüzüne kezzap sıkılan şarkıcı Bergen ile geçtiğimiz yıllarda hunharca öldürülen Özge Can ve Filiz Kaplan’ın mezarına karanfil koydular.
Aydın’da belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu ile bir araya gelen kadınlar, kadın cinayetlerinde iyi hal indiriminin kaldırılmasını istediler.
Kadıköy’de kadınlar kendilerine bu konularda hak veren 6284 nolu kanunun ne anlama geldiğine dikkat çekmek ve haklarını hatırlatmak için caddelere yazı yazıp bu pankartlarla yürüdüler.
İzmir’de Konak Meydanında bir araya gelen kadın kuruluşları Birliği üyeleri kadın cinayetlerine dikkat çekmek ve son bulması için meydanda kadın ayakkabıları bıraktı.
Adana’da bu yıl içinde öldürülen 33 kadının isimleri ve öldürülme nedenlerinin yer aldığı “Utanç sergisi” açtı. 6 Kadın kanlı kefen giyip cinayetlere dikkat çektiler.
Edirne’de Kadın dayanışma Platformu Üyeleri, ellerinde mor ve siyah balonlar ve düdükleri ile, “Kadına şiddete hayır”, “Ölmek istemiyoruz”, Kadın katliamına isyanımızdır” pankartları taşıyarak yürüdüler.
İzmir Barosuna bağlı kadınlar bir araya gelerek, hemcinslerine yönelik şiddetin, cinayetlerin durdurulmasını istedi.
Kayseri Valisi Şehmuz Günaydın, konuyla ilgili panelde cep telefonunu vererek, “Hemen bana bildirin. Yaşadığınız ya da yaşayacağınız sorunu çözeriz” dedi.
Denizli’de bir araya gelen kadınlar ellerini siyah boyaya batırarak duvara el izlerini bırakarak kadın cinayetlerini protesto ettiler.
İzmir İYİ Parti Konak’ta toplanan partililer, yaptıkları konuşmalarla bu önemli konunun gereğinin yapılması gerektiğini belirttiler.
Kayseri’de yine İYİ partili kadınlar kadına şiddeti protesto etmek için kurdukları stant ta açıklamalar dağıtırken, MHP bir gurup tarafından saldırıya uğradıkları bildirildi.
İyi de size ne oldu MHP’li arkadaşlar. Türkiye de olup bitenleri bu nedenle yazdım. Vali Jandarmalar ve diğer kuruluşlar bu konuyla etkinlikler yaparken, siz ne diye saldırıyorsunuz?
Kardeşlik, dostluk, birlik ve beraberlik böyle mi kurulacak?
Ülkemizin hiçbir yerinde bir müdahale olmamışken, İstanbul, Beyoğlu’nda ne diye şiddet kullanıldığını anlamaya çalışıyorum.