O fotoğraf tam olsaydı!
Atatürk’ün Samsuna çıkarak, ülkemizi işgal etmek isteyen emperyalist güçlere karşı, mücadele etmenin ilk adımı ve kıvılcımının başlangıcının 100. Yılı Samsun’da büyük coşku ile kutlandı.
Törende milli duyguların coşkusu yaşanırken birlik ve beraberliğinde gerekli olduğunun mesajı verildi.
Cumhurbaşkanının ilk adım diğer parti liderleri ile çektirdiği ilk fotoğraf çok iyi idi. O fotoğraf gelecek için birlik, beraberlik ve dış güçlere karşı güç gösterisi olsa da eksiği de vardı. O fotoğrafta İYİ Parti lideri Meral Akşener ve HDP Eş Başkanlarından birisi de olmalıydı. Bu partiler ülkemizin bütçesinden para aldıklarına, TBMM gurupları olduğuna, ve başkanvekillerinin altında kırmızı plakalı araç olduğuna, liderlerine devlet koruması verildiğine göre, onlarda o fotoğrafta olsaydı birlik ve beraberlik mesejı tam olarak verilmiş olurdu.
Burada bir hususu hatırlatmam gerek. 15 Temmuz girişiminden sonra Yenikapı’da bir zaraya gelen parti liderleri konuştular, birlik mesajı verdiler. O zaman halk çok da memnun olmuştu. Ancak sonrasında ne olduysa, beraberlik masajı veren liderler, bir birlerine siyasete, devlet adamlığına, örf ve adetlere uygun olmayan ve ağza alınmayacak laflar söylemeye başladılar. Dolayısıyla da o birlik ve beraberlik detantı bozuldu.
Şimdi Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan o fotoğraftan sonra TBMM iftarında, “Coğrafyamızda milli birliğini, bütünlüğünü kaybeden ülkelere baktığımızda en büyük eksikliğin demokrasi olduğunu, milli iradenin tecellisinde kopukluklar olduğunu görürüz… Gelin büyük ve güçlü Türkiye’yi beraber inşa edelim… Demokrasinin ve hukukun kuralları içinde yürüttüğümüz siyasi rekabet ve sicimler, bu birlikteliğin engeli değil zenginliği olmalıdır… Söylenenler geçer, geriye Türkiye kalır. Hepimiz 82 milyonluk Türkiye gemisinin yolcusuyuz… Gelecek için birlikte olmak durumundayız…” dedi.
Önümüzde iddialı bir seçim var. Bu temennilere katılmamak mümkün değil. Hadi bakalım hangi lider ağzını bozacak göreceğiz.
Kişiden partisini anlamak
İmamoğlu karşısında İstanbul adayı olan Binali Yıldırım daha önceleri, “Kaybedilmiş seçimin arkasından koşmaya ne gerek var” derken, şimdilerde, “Sandıklarda oy vermeye gelenlere bakılıp bize oy vereceklere büyükşehir pusulası verilmedi. Böylece oyumuz çalındı” diyor.
Bir insana bakıp hangi partiye oy vereceğini bilmek anlamak için bana göre öncelikle kahin olmak gerek, Böyle bir bilim dalı da olmadığına göre Binali bey bunun nasıl anlaşılacağını, daha önce de, “Soy adına bakılırsa insanın kime oy vereceği belli olur” diyen Mevlüt Uysal’ın bunları anlatmaları lazım. Ayrıca o sandıkta görevli olan parti temsilcisi ne yapıyordu acaba!..
Binali Bey’in bu açıklamasından sonra halk, “Genel Müdürlük, Milletvekilliği, Bakanlık, Başbakanlık ve TBMM Başkanlığı yapmış bir siyasetçi böyle konuşmamalıydı” yorumunu yaptı.
Herkes konuşacak
Halkın konuşması gerektiğini Ekrem İmamoğlu bağıra bağıra açıkladı. “Bırakın insanlar fikirlerini açıklasınlar. Bizde onlardan payımızı alalım ve tedbir alalım” dedi.
Sanatçılar, fikirlerini açıkladılar. Cumhurbaşkanlığı çevresinden bunlara hakaret derecesinde laflar edildi. Muhalif olan ve yandaş olan sanatçıların listeleri yapıldı.
Sonra İmamoğlu’nun, “Her şey çok güzel olacak” kampanyası ve bağışlar başladı. Herkes bankalara koştu. Kimi öğrenci harçlığından mimi cep harçlığında kimi ise mutfak giderlerinden fedakarlık ederek bağışta bulunmaya devam ediyorlar.
Son olarak Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara’da bir iftarda, “Her şey kaybedilir, yeniden kazanılır. İktidar kaybedilir, yeniden kazanılır. Ümidi kaybedenin yarını olmaz. Konuşmaktan korkmayın ve konuşun” diyerek, neyi kastetti ve kime mesaj gönderdi, parti kuracağının mesajını mı verdi bakacağız.
İmamoğlu yeniden sahnede
İstanbul’da Türkiye’de seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanları, İl Başkanları ve Belediye Başkanlarının katıldığı toplantıda düzenlendi.
Bu toplantıyla İstanbul adaylığından ziyade Türkiye’nin adaylığı imajını veren İmamoğlu yeni projelerini anlattı.
18 günde yıllarca yapılmayanın yapıldığını belirten İmamoğlu, “Biz halktan başka kimseden talimat olmayacağız. Bu halkın bana emanet ettiği İstanbul’u elimizden aldılar. Biz o emaneti 23 Haziran’da sizlerle bir olup geri alacağız. 23 Haziran sandığı vicdan, haysiyet adalet ve İstanbul için huzur sandığı olacak ve o sandıklardan hakkımızı gasp edenlere karşı hesap pusulaları çıkacak” dedi. İmamoğlu ilk seçimde kullandığı “İmamoğlu varsa çözüm vardır” sloganını ikinci tur seçimde, “İmamoğlu varsa umut vardır” olarak değiştirdi.
İmamoğlu konuşmasını “Her şey çok güzel olacak” sloganını üç sefer tekrar ederek bitirdi.
Siyaset duayenleri ve “Çarıklı Erkanı Harp” dediğimiz insanlar, “İmamoğlu daha önce olduğu gibi, kampanyasını tek başına yürütmeli. Sahnede hep kendisi olmalı “ dedikleri de buradan ilgilisine duyurulur…