31 Mart karar zamanıdır
Çare istifa edince, CHP çaresiz mi kalır? Mahalli seçimlere günler kala, ülke toz duman, halk çaresiz ve kafası karma karışık.
31 Martta vatandaş, Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İlçe Belediye Başkanlığı. Belediye Meclisi üyeleri, İl “Genel meclisi Üyeleri, Mahalle ve Köy Muhtarlığı ve İhtiyar Heyeti için oy kullanacak. Ülkemiz insanlarının eğitim düzeyi ve yurttaşlık bilincini göz önüne aldığımız da vatandaşın çoğunun bu oyları kullanacağı şüpheli. Özellikle kırsal kesimde kim nasıl tarif ederse ve halkın kafasında ne kalırsa oylarda ona göre kullanılacak ve seçim sonuçlarını etkileyecek. Sonrasında da geçtiğimiz dönemlerde olduğu gibi, “Benim oyum falanca veya filancanın oyuyla nasıl aynı değerde oluyor” tartışması olabilir ama, ne yapalım ki, bu halk iyisi, kötüsü, eğrisi ve doğrusuyla bizim halkımız. Hani denilir ya, “Oxford vardı da biz mi okumadık.”
İktidar partisi Anayasamıza uysa da uymasa da seçimlerde rol alacak tüm aktörlerini sahaya sürdü ve onlarda harıl, harıl çalışıyorlar.
Muhalefet mırım kırım uğraşıyor. O mu? Bu mu? Onun çevresi şöyle, Şu daha etkili olur mu? Hak hukuk, adalet denilse de, liyakat lafları edilse de uyulup uyulmayacağını halka sunulacak adaylardan sonra göreceğiz.
Her neyse neden beklenir, neden bu kadar uzatılır bilinmez. CHP İstanbul Büyükşehir Adayı Ekrem İmamoğlu gece gündüz ilçe ilçe geziyor yanında bir ilçe adayı yok. AKP adayı Binali Yıldırım’ın adaylığı Anayasa’ya uygun olup olmadığı tartışmaları sürmesine rağmen, her gittiği yerde ilçe adayları ile beraber.
Partiler seçim, vatandaş seçim derdinde
Anlatılanlara kulak verdiğinizde aynı ülkede yaşayıp yaşamadığınıza inanamıyorsunuz. İktidar başka, muhalefet başka.
Vaadler gırıla gidiyor. Kimse kaynak açıklamadığı gibi, bu zamana kadar neden yapılmadığı, ya da neden önlem alınmadığı ile ilgili hiçbir bilgi yok. Hep bol keseden ve süslü yalan ve hayaller eklenerek anlatılınca, insan gayri ihtiyari, anlatılan yer yaşadığı yer mi diye şaşırıyor.
Arkadaşlar, soğan, sebze, meyve, çarşı Pazar fiyatları almış başını gidiyor. Erdoğan, Cumhurbaşkanı ya da AKP Genel Başkanı sıfatı ile isyan ediyor ama, yapıp önlem alacak olan kim? İnin inim inleyen halk mı? Devleti yönetenler mi?
Vatandaş bir umut, ooh diyeceği ışık bekliyor. Emekliler top yekün ek gösterge peşinde. Atanamayan öğretmenler görev bekliyor. Emekliliği hak etmiş olanlar yaş haddinde.
Halkın gelecek için karar zamanı
Fabrikalar teker teker satılıyor veya kapanıyor. Piyasa işsizlerle dolu. Yetmiyormuş gibi, her taraf Suriyeli ve başka ülke mültecileriyle kaynıyor. Daha neler neler.
Halkın en önemli meselesi, nereye gideceği belli olmayan ekonomi, işsizlik ve eğitim iken, partilerimiz seçim peşinde. Vatandaş ise geçim derdinde.
Söz vatandaşta. O, “çarıklı erkan” denilen cumhur elini vicdanına koyacak mı? Koymayacak mı? Bilemem ama, ülke için, ailesi ve çevresi için, yaşadığı il, ilçe, belde, köyü ve mahallesi için 31 Mart seçimleri karar zamanıdır.
Çare istifa edince çaresiz mi kalınacak?
Beş yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına, “Çare Sarıgül” denilerek aday gösterilen Mustafa Sarıgül kendine göre uydurduğu bazı gerekçelerle istifa ettiğini duyurdu.
Şimdi bu çare arkadaşımızın geçmişine bir bakalım.
Arkadaş bu parti seni, milletvekili, Genel Başkan adayı, Belediye Başkanı yaptı. İstanbul gibi bir ile Büyükşehir adayı yaptı. Tüm bu dönemlerde başarılı oldun ya da olamadın o senin vicdanın ve halkın taktirin de.
Şimdi sen parti disiplinini, liyakat’ı bir kenara bırakıp, tam da İstanbul’un alınma planlarının yapıldığı günlerde, “ben illa ki, Şişli’yi isterim. Olmazsa istifa ediyorum” dedin.
O zaman parti disiplini ve partiye bağlılığın nerede kaldı?
Senin kazanılabilecek ilçelere aday gösterilebileceğini belirtildi. Beyoğlu’na aday olmanı ben önerdim, Sen illa ki “Şişli” dedin. Şimdi de, “Ben yokum” diyorsun. Hayırlı olsun.
Parti disiplini ve geleneği verilen görevi kabul etmektir. Bu görev yeri yurdun neresinde olursa olsun. Doğrusu da budur kardeşim.
Yoksa seçimin garanti alınacağı yerleri herkes ister. Önemli olan zoru başarmak ve orada oy oranını yükseltmektir. O zaman takdir edilir ve saygı görürsünüz.