Anayasa, Binali ve seçmen listeleri…
Anayasamızın 94. Maddesi açık ve net iken, okunduğunda anlaşılmayan hiçbir yeri olmamasına şu günlerde uygulanmıyor.
Orada, TBMM Başkanı ve Başkan Yardımcıları partilerinin siyasi faaliyetlerine katılamaz ibaresine rağmen, AKP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı eski Bakan, eski Başbakan Binali Yıldırım, “Aday olmak siyasi bir faaliyet değildir” diyor.
Binali Bey bir de siyasi faaliyetin tarifini yapsa da ne olduğunu bilmeyenler öğrense iyi olur.
Buna karşılık CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu ise, “İstifa edip etmemesi onun tercihidir” diyor. Bu arada Anayasa hiçe sayılıyor, heba ediliyor, deliniyor, kimse umursamıyor.
Şimdi Binali Bey’in neden istifa etmediği ile ilgili söylentilere bir göz atalım.
1.- Tayyip Bey’in oğlu Bilal Bey Belediye Meclisi üyesi olacak. Seçim kazanıldığı zaman Binali Bey istifa edecek ve yerine Bilal Erdoğan getirilecek.
2.- Tayyip Bey’in damadı Berat Bey Bakan olmasına karşın, Belediye Meclis üyeliğine aday olmasında sakınca olmadığına ve Bakanlıktan tıpkı Binali Bey gibi istifa etmesine gerek kalmadığına göre;
Belediye Meclis Üyesi seçilir yine Binali Bey istifa ettirilir ve yerine Berat Albayrak Büyük Şehir Belediye Başkanı olur.
3.- Anayasa hiçe sayıldığına göre ve kimse de bir şey demediğine göre;
Binali Bey İstanbul’da her yere kırmızı plakalı arabasıyla, eskortlar eşliğinde ve koruma ordusuyla gider. Gideceği seçim çalışmalarına daha erken giderek zamandan kazanır.
İmamoğlu’nun trafikte geçiş üstünlüğü, çakarlı araçları olmadığına göre zaman kaybına uğrar ve çalışması da yavaşlar.
4.- Yoğun bir şekilde yayılan dedikoduya göre, Binali Bey Kazanamayacağını anlamış olmalı ki, TBMM Başkanlığını bırakmamak için istifa etmiyor.
5.- En önemlisi İstanbul seçimi kaybedilirse Anayasa 94. Maddesinde belirtilen istifa hususuna uymadığı için seçimin iptali istenir ve İstanbul seçimleri de iptal edilir.
Bunlara şehir efsanesi deyin, dedi kodu deyin ama hepsi de olabilecek ve uygulanacak hususlardır. Binali Bey, isimlerin YSK’ya bildirilmesinin son günü olan 19 Şubat’ı bekleyip, “Bakın işte istifa ettim” demeyi mi bekleyecek bilemem. Ama, TBMM Başkanı ve çok deneyimli birpolitikacı olarak daha önceleri uygulananlara bakıp bu istifa durumunu gerçekleştirmeliydi.
SEÇMEN LİSTELERİ
Son yıllarda yapılan tüm seçimlerde ilk akla gelen seçimlere hile, hurda ile yapılan müdahalelerdir. Bunu 2009 seçimlerinde yaşayan ve bilenlerden biriyim.
Partililer, “Sandıklar güvenli, her sandıkta görevlimiz var” deseler de illaki bir şeyler oluyor. Tüm bu olup bitenler demokrasiye uygun olmasa da maalesef ülkemize yerleşmiş bir durum olarak uygulama da var.
Hani denilir ya, “Perşembenin gelişi Çarşamba’dan belli olur” diye. Şimdi 31 Mart’ın gelişi seçmen askı listelerinden belli.
Çok merak ediyorum Mesela Ulukışla’nın seçmeni ne oldu da ilçe nüfusunu geçti? Yine Ankara Çamlıdere de, 24 Haziran seçimlerinde 6561 olan seçmen ne oldu da 5932 kişi birden arttı. Bala da aynı sürede 12 bin 21 seçmen, Haymana da 12 bin 698, Kızılcahamam da6 bin 269, Evren de 2 bin 402 Güdül de bin 575 seçmenin artış nedeni nedir? Bunun mantıklı bir açıklaması olması gerekmiyor mu?
Yoksa AKP Ulukışla Belediye Başkanının dediği gibi bu ilçelere büyük ilgi mi var?
Bu örnekleri çoğaltmak gerekir se, İstanbul Adalar da bilinmeyen ve mevcut olmayan binalara yazılan seçmen sayısı 826. Bu seçmenler ne hikmetse daha önce yaşadıkları Sakarya Erenler ilçesi, Adıyaman Sincik, İstanbul Sultanbeyli, Sultangazi, Ümraniye, Bağcılar Pendik ten sıkılmış olmalılar ki, “Tebdili mekan da ferahlık vardır” diyerek Adalara göç etmişler.
Ülkemizin başka yörelerinden örnekler vermek gerekirse; Siirt’te yeni seçmen yazılması yerine 6 bin 488 seçmen orada oturmasına karşın isimlerine hiçbir listede rastlanmamış.
Diğer çarpıcı örneklere gelince, Iğdır Polis Evi’nin maksimum kapasitesi 108 kişi olmasına karşın buraya 374 seçmen kaydedilmiş. Hakkari de bir daireye bin 108 seçmen kaydının olduğu ortaya çıkmış. Bingöl de bir kapıcı dairesinde 224 seçmen, Bitlis Çevreyolu’nda bir dairede 338 seçmenin yazılı olduğu tespit edilmiş.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Anadolu’da birçok ilçe, köy ve mahalle ye Büyükşehirlerden on binlerce seçmen kaydı yapıldı. Neymiş efendim. Akrabası muhtar olacakmış. Bu hilenin daniskasıdır ama kim mani olacak?
Cumhurbaşkanımız, bu tür hilelerin kimseye yakışmayacağını İçişleri Bakanına talimat verdiğini ve bunun önlenmesi gerektiğini söylüyor ama uygulamada değişen bir şey yok.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) bir genelge yayınlayarak, yerleşim yerinde oturmayan seçmenlerin kayıtlarının dondurulacağını, bu durumda olan seçmenlerin gerçekte yaşadığı yerlere taşınması gerektiğini, aksi taktirde orada da oy kullanamayacaklarını açıkladı ama, bunun geçerlilik sürecinin ve uygulamasının nasıl olacağı askı süresinin bitmesine sayılı gün kalmasına rağmen nasıl olacağı da belli değil.
Bu durumlara kim ve ne zaman müdahale edecekse etsin ki, önümüzde ülkemizin geleceğine yön verecek olan Mahalli İdareler Seçimi huzur içinde geçsin.