Füreya Koral, Türk sanat dünyasında çok önemli bir yer tutan, seramik sanatını dünyaya tanıtan büyük bir sanatçıdır. “Sanatı müzelere hapsetmek yok” diyerek başladığı bu yolculuk, ona sadece Türkiye’de değil, dünyada da büyük bir ün kazandırmıştır. Peki, Füreya Koral kimdir, kaç yaşında öldü, ne iş yapıyordu, hayatı ve eserleri hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak ister misiniz? İşte detaylar…
Füreya Koral Kimdir?
Füreya Koral, 12 Haziran 1910 tarihinde Büyükada’da dünyaya geldi. Hakiye Hanım ve Emin Bey’in tek çocuğuydu ve köklü bir aileye mensuptu. Babası Emin Koral, Kurtuluş Savaşı’na katılan önemli isimlerden biriydi. Füreya'nın annesi, Osmanlı'dan gelen köklü bir aileye mensup Hakiye Hanım ise, büyük bir Osmanlı paşasının kızıdır. Ailesi, sanatçı ruhlu insanlardan oluşuyordu. Füreya Koral, Halikarnas Balıkçısı olarak tanınan Cevat Şakir Kabaağaçlı'nın, ressam Fahrünissa Zeid ve gravür sanatçısı Aliye Berger gibi sanatçılarla akraba olması, onun sanata olan ilgisini daha da arttırmıştır.
Füreya, çok küçük yaşlardan itibaren sanata merak sardı ve hayatının büyük bir kısmını sanatla iç içe geçirdi. Öğrenim hayatı da oldukça parlaktı; Notre Dame de Sion Kız Lisesi’ni bitiren Koral, ardından İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde eğitim aldı. Ancak müzikle de ilgileniyordu ve kısa süre sonra keman dersleri aldı.
Füreya Koral’ın Eserleri ve Sanatı
Füreya Koral, Türkiye'nin ilk seramik sanatçılarından biri olarak tanınmaktadır. Seramiği, sadece bir sanat dalı olarak değil, yaşam biçimi haline getirdi. Onun için seramik, hayatı boyunca tutkuyla bağlı olduğu bir araç ve ifade biçimi olmuştur. 1951’de Paris'te, ilk kişisel sergisiyle büyük bir çıkış yapmış, Türkiye'ye döndüğünde de ilk seramik sergisini İstanbul’da açmıştır. Bu sergi, Türkiye'de seramik sanatının tanınmasında önemli bir kilometre taşı olmuştur.
Füreya, seramik alanında “bütünsel sanat” yaklaşımını benimsemiş ve eserlerinde doğu-batı kültürlerini sentezleyerek özgün tasarımlar yaratmıştır. Bu tutkusunun sonucu olarak, Marmara Oteli'nin lobisindeki duvar panosu ve Ankara Ulus Çarşısı’ndaki duvar panoları gibi pek çok önemli esere imza atmıştır. Ayrıca Fransa Cannes Uluslararası Sergisi'nde Gümüş Madalya, Çek Cumhuriyeti’ndeki Prag Uluslararası Sergisi’nde Altın Madalya gibi ödüllere de layık görülmüştür.
Füreya Koral’ın Hayatındaki Önemli Dönemler
Füreya Koral’ın hayatı, seramiğe olan tutkusunun peşinden gitmekle şekillenmiştir. Ancak sanat yolculuğu kolay olmamıştır. İlk evliliğinden sonra, acı verici kayıplar yaşamış ve hayatında derin yaralar açan kayıplar, onun sanatıyla iyileşmesine yardımcı olmuştur. İlk evliliğini yaptığı çiftlik ağası ile bir süredir mutsuz bir evlilik yaşamış ve iki kez bebek kaybetmişti. Bu zor dönemlerde sanatını bir terapist gibi kullanarak acılarından sıyrılmayı başarmıştır.
Koral, hayatındaki zorlukların ardından, 1935 yılında Milletvekili Kılıç Ali ile ikinci evliliğini yapmıştır. Bu evlilik, ona sanata olan bağlılığını pekiştirecek bir süreç sunmuş ve Atatürk ile yakın bağlarını güçlendirmiştir. Ancak bu evlilik de kısa sürmüş ve Füreya, sanatıyla yalnız kalmıştır.
Füreya Koral’ın Sağlık Durumu ve Son Yılları
Füreya Koral, hayatının büyük bir kısmını seramikle geçirdi. Ancak, 37 yaşında verem hastalığına yakalanmış ve tedavi için İsviçre’ye gitmek zorunda kalmıştır. Bu zor dönemde, Füreya'nın hayatına dair farkındalığı artmış ve sanatı, onun iyileşme sürecine de yardımcı olmuştur. Füreya, İsviçre’de geçirdiği süre boyunca plastik hamurlar ile ilk kez seramikle tanışmış ve sanatını geliştirmeye başlamıştır.
Sağlığına kavuştuğunda, Türkiye’ye dönen Füreya, İstanbul'da ilk seramik atölyesini kurmuştur. Bu atölyede Alev Ebüzziva, Bingül Başarır gibi önemli isimleri yetiştirmiştir.
Füreya Koral’ın Ölümü
Füreya Koral, 1997 yılında 85 yaşında hayata gözlerini yummuştur. Son yıllarında, seramikle olan ilişkisini hiç kaybetmemiş ve hayatının son anlarına kadar üretmeye devam etmiştir. Şakir Paşa Konağı’ndaki aile kabristanında huzur içinde yatmaktadır.
Füreya Koral, sanatı ve yaşam tarzı ile Türkiye'de ve dünyada birçok insanın ilham kaynağı olmuştur. Yıllar içinde seramik sanatına kattığı değer, sadece sanatla ilgilenenlerin değil, tüm dünyadaki sanatseverlerin ilgisini çekmiştir.
