RTÜK 'Aşk Adası'nı inceleyecek mi?
Bir dönemler televizyonlarda sık sık karşımıza çıkan reality show başlıklı kepazelikler şimdi dijital platformlarda karşımıza çıkmaya başladı. Dijital platformlar internetin özgürlüğünü suistimal edercesine bu tür programları yayınlamaya devam ediyor.
Bu programlardan bir tanesi de bu yıl GAİN ‘de yayınlanmaya başlayan “Aşk Adası” adlı program. Bu programın önce şubat ayında tanıtımı yayınlandı. YouTube’da yayınlanan bu tanıtım çok tepki aldı. Daha programın tanıtımıyla başlayan tartışmalara RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’de katıldı ve “Sosyal medya başta olmak üzere bazı basın organlarında tartışılan “Aşk Adası” isimli bir yapımla alakalı gerekli ön inceleme Üst Kurulumuz tarafından yapılmıştır. Toplumsal ve kültürel değerlerimizle bağdaşmayan hiçbir yapıma müsaade etmeyen RTÜK’ün konuyu yakından takip ettiğinin bilinmesini önemle kamuoyuna arz ederiz.” açıklamasını yaparak yanıt verdi.
RTÜK haklı
RTÜK’ü bazı çevreler çok sert sözlerle eleştiriyor, sansürcü diyor ama kim ne derse desin ben RTÜK’ün bu yasaklarının çoğunu destekliyorum. Çünkü medyada iş artık çığırından çıktı. Her türlü terbiyesizlik her türlü ahlaksızlığın cirit attığı bir mecra olduğu görsel medya. Buna bir de dijital medya da eklenince ahlaksızlık zirve yaptı.
Bir programın tanıtımında eğer bir kadın “bana aşk lazım, erkek lazım” diye bağırıyorsa o zaman kimse kusura bakmasın o programı durduracaksın hatta yasaklayacaksın. Keşke dijital medyanın getirdiği özgürlükleri ve ahlaksızlık için değil bilgi ve eğitim için kullansa toplum ama nerdeee bizim medyamız da toplumumuz da ahlaksızlıklara dünden razı.
Neyse dönelim konumuza. “Aşk Adası” adında reality show formatında yayınlanan bir yarışma var. Bu yarışmada mayolu kızlar ve mayolu erkekler kendi aralarında geçen saçma sapan diyalogları izliyorsunuz. Saçma sapan fiziksel temaslar ve sözde aşk arayan gençler. Bu aşk arayışında yapılan garip yarışmalar, tartışmalar, kavgalar. Buna bir de itici gülmesiyle kalplere giren Saba Tümer’in yorumu eklenince ortaya tam bir cümbüş çıkmış.
Gerçek aşkı arayacaklarmış
“Aşk Adası” nı Gain adlı dijital medya kanalı yayınladı. Gain’in web sitesine bakınca program ile ilgili ana sayfada fazla bir bilgi yok. Programın YouTube sayfasında ise “Aşk Adası”nın her akşam 18:30’da yeni bölümleriyle Gain’de olduğu yazılı. Gain platformu program için bir özel web sayfası hazırlamış. Program aynı zamanda “Aşk Adası” adlı YouTube sayfasında da yayınlanıyor. Programın sloganı trajik: “7 Kadın ve 7 Erkek ve tek hedef var: GERÇEK AŞK!”
Gerçek aşk böyle programlara kaldıysa vah halimize. Böyle bir programın topluma ne kazandırabileceğini günlerdir düşünüyorum ama hiçbir şey bulamıyorum. Baştan sona bir evde veya o evin içinde havuz başında geçen ve 14 tane mayolu yarışmacının yer aldığı bu programda belli ki erotizmi kullanmak için gençlere mayo giydirmişler. Program içindeki yarışmalar da ayrı bir konu. Mesela bir yarışmada erkek kızı kucağına alıyor ve havuz içinde bir köşeden öbür köşeye götürüyor. O sahnedeki o kucaklaşmayı görmenizi isterim.
Bu programın kime ne hayrı var?
Her şeyi ile buram buram erotizm kokan böyle bir programın bu ülkeye bu topluma bu medyaya ne hayrı olur?
Peki ya Gain’e ne hayrı olur? Millet “Myolu kızlar var, Gain’e abone mi olalım” der? Peki ya Gain’i yakın geçmişte satın alan RAMS Grubuna ne demeli? İktidara yakın olduğu iddia edilen ve özellikle spora büyük yatırımlar yapan, Galatasaray’ın stadyumuna sponsor olan ve ona adını veren, Başakşehir futbol takımına yatırım yapan RAMS Neden Gain’i satın aldı? Hadi birilerinin ricası veya gazına geldi satın aldı diyelim. Bu grup böyle bir programı yayınlayarak neyi hedefledi? RAMS’ın kurumsal kimliğine böyle düzeysiz ve buram buram erotizm kokan bir program yakışıyor mu? AK Parti ile de yakın dostluğu olan bir grubun iktidarın eleştirdiği karşı çıktığı bir programı inat edercesine neden yayınlıyor? RAMS’ta mı acaba son yerel seçimler ve sonrasında yapılan anketlerden etkilenip dümeni AK Partiden başka limana mı kırıyor?
Bu program sadece basit bir program olarak görülmemeli. Bu programın yayınlanması öyle basit bir hadise değil. Bu program toplumsal psikolojiden, toplumsal sosyolojiye hatta siyasete kadar varabilecek tartışmalara gebe bir program.
Amerikalaşma projesi mi?
“Aşk Adası” yurt dışından uyarlanan bir format. Zaten başımıza ne geliyorsa bu yurt dışından uyarlanan program formatlarından geliyor. Bu programları Türk toplumunun manevi ve ahlaki geleneklerini kaile almadan uyarlıyorlar. Batı ile Türkiye arasındaki kültürel farklar düşünülmeden paldır küldür yayınlanıyor bu programlar. Ya bu detay kaçırılıyor ya da bu programlar aracılılığı Türk toplumun, Türk gençlerinin kültürel deformasyonu hedefleniyor.
Dünyanın tek tipleştiği Amerikalaştığı bir dönemde bu tür içeriklerin Türkiye’de yayınlanması çok yanlış. Toplumda zaten özentilik aldı başını gidiyor. Gençler birer özenti yaratık gibi yetişiyor. Anneler babalar artık çocuklarına laf geçiremez oldu. Gençler dijital medyayı annelerinden babalarından daha çok dinliyor adeta itaat ediyor. Zaten dünya üzerinde en renkli kültürlerden biri olan Türk kültürü her geçen gün deforme oluyor, yok oluyor. Sosyal medyasından televizyonuna kadar aklınıza gelen tüm mecralar buna adeta hizmet ediyor. Peki ne yapmalı?
Yapacak çok şey var ama kimsede tık yok. Bu tabloya bir de bu tarz programlar eklenince olayın tuzu biberi oluyor. RTÜK bu programı inceleyeceğini söyledi ve şubat ayında platforma bir uyarıda bulundu. Sonrasında ne oldu? Belli ki pek bir şey olmadı. Ama son birkaç gündür sosyal medya başta olmak üzere toplumun çok ciddi bir kesiminde “Aşk Adası”na karşı ciddi eleştiriler başladı. İnsanlar RTÜK’ü görev çağırarak bu programı incelemesi yönünde seslenişlerde bulunuyor. Bunları görünce daha ilk tanıtımı yayınlandığı günden beri hiçbir yönüyle tasvip etmediğim bu yarışmanın RTÜK tarafından incelenmesi ve gerekli yaptırımların uygulanmasını savunan biri olarak bir kez daha RTÜK’ü göreve çağırmak istedim.
Ve,
“Aşk Adası” nın kime hangi faydayı getirdiğini ben anlamış değilim varsa anlayan bana yazsın bir türlü kafamın basmadığı bu faydayı bende anlayayım