DHA - Fenerbahçe Kulübü eski başkanı Aziz Yıldırım, "Benim yanımda Fenerbahçe'ye hainlik yapacak tek bir insan yoktur, olamaz. Ben Fenerbahçe'nin altını oyanı oyarım. Benim için asıl olan Fenerbahçe'dir" dedi.
Fenerbahçe Kulübü'nün eski Başkanı Aziz Yıldırım, eski Asbaşkanlarından Şekip Mosturoğlu ile birlikte gündeme dair düşüncelerini düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı.
"BENİM BAŞKAN ADAYI ARAYIŞIM YOKTUR"
Aziz Yıldırım'ın konuşması şöyle devam etti;
"Benim böyle bir arayışım yoktur. Nihat Özdemir, kulübümüzün üyeliğinden istifa etmiştir. Yönetimimiz de bu istifayı kabul etmiştir. Sayın Ali Koç'un bu durumu bilmemesi mümkün değildir. Nihat Bey'in başkan olabilmesi mümkün değildir. Benim onu başkan adayı olmaya ikna etmeye çalıştığım büyük bir yalandır. Murat Ülker, benim dostumdur. Ayda bir kendisi ile yemek yerim. Benim onunla başkan olmasını sağlamak için özel bir arayış içinde olmama gerek yoktur. Murat Ülker, büyük bir Fenerbahçe'lidir. Fenerbahçe başkanı olmasını bir Fenerbahçe'li olarak çok çok isterim. Fenerbahçe başkanlığı Murat Beye çok yakışır. Ancak onun verebileceği bir karardır. Bu vesile ile size önemli bir bilgi vermek isterim. Bunu belki de paylaşmamı istemeyecektir:
3 Temmuz mücadelesinde Fenerbahçe'ye ayakta durabilmesi için en büyük maddi, manevi desteği veren Murat Ülker ve Ülker Grubu olmuştur. Murat Bey bunun bilinmesini istememiştir. Stadyum isim sponsorluğu, bu desteğinin bir aracı olmuştur. Ülker'den rakiplerimizin kat kat üstünde almış olduğumuz isim sponsorluğu Murat Ülker'in 3 Temmuz sürecinde kulübümüze sağladığı maddi destekle alakalıdır. Kulübümüze can suyu olmuştur. O tarihte bizimle yaşayanlar, bunun Fenerbahçe için ne kadar hayati öneme sahip olduğunu bilmektedir. Sponsorluk paralarının, yeniden yapılanan takım için harcanması dahi, Ali Bey'in bilgisi dahilindedir. Bunları konuşmak Fenerbahçe'ye bir yarar sağlamaz.
Ayrıca, Ferit Şahenk ve benimle çalışan arkadaşlarımdan 5-6'sı da başkan adayı olabilir. Bu onların kararına bağlıdır. Fenerbahçe kongre üyelerinden de başka isimler başkanlığa aday olabilir. Fenerbahçe hiçbir zaman başkansız kalmaz."
"BENİ KENDİSİNE HAYALİ DÜŞMAN OLARAK GÖRMESİN"
Bana gösterilen saygı ya da saygısızlık özelde benimle ilgilidir. Ancak söylemem gerekir ki saygılı olmak, saygı göstermek bir erdemdir. Ben görev süremde çok az saygısızlık gördüm. Ancak bunları bir rövanş için aklımda tutmadım. Kimseye özel bir kin duymadım. Haksızlıklara uğradığımda ben de her insan gibi üzülmüşümdür. Ancak bilinmesini isterim ki benim kendimle ilgili özel duygularım asla Fenerbahçe sevgimin önüne geçemez. Kişisel kırgınlığım için yönetimin altını oyduğum, Fenerbahçe'nin başarısız olmasını istediğimi söyleyenler alçaktır. Ben Fenerbahçe ile sevinen Fenerbahçe ile üzülen bir insanım. Benim yanımda Fenerbahçe'ye hainlik yapacak tek bir insan yoktur, olamaz. Ben Fenerbahçe'nin altını oyanı oyarım. Benim için asıl olan fenerbahçe'dir
Ben bir yıl FETÖ kumpası ile tutsak tutuldum. Önce Fenerbahçe dedim. Benim için Ali Beye duyduğu kin ile hareket ediyor diyenler ya beni tanımamıştır, ya da yalan söylemektedir. Ben Fenerbahçe söz konusu olduğunda en yakınımı tanımam. Bunlar çocukça yaklaşımlardır. Koca koca adamlara bunları söylemek yakışmıyor. Ali Bey, benim ile ilgili her övgüsünü, bir hakaret ile bitiriyor. Beni kendisine hayali düşman olarak görmesin. Bu çok basit bir söylemdir. Fenerbahçe başkanlığı yapmış, bu uğurda hapis yatmış bir insanın Ali Bey'e kızdığı için Fenerbahçe'ye zarar vereceğini düşünmek de söylemek de akıl tutulmasıdır.
Son genel kurulda bir üye benimle ilgili konuşurken ismi lazım değil demiş. O üyeye hatırlatmak isterim: Ben bu kulübe 20 yıl başkanlık yaptım. Fenerbahçe Spor Kulübü'nün tarihindeki 32.başkanıyım. Fenerbahçe uğruna hapis yattım. Uğrunda maddi ve manevi kayıplar yaşadım. Benim adım Fenerbahçe tarihine yazılmıştır. Bu şahsın Fenerbahçe kongrelerinde beni metheden konuşmaları da arşivlerde durmaktadır. Tarihte en uzun süre Fenerbahçe başkanlığı yapan bir başkana ismi lazım değil demek ve bunu söyleyene tepki gösterip söylediğini düzelttirmemek AYIPTIR. Benim adımı fetöcüler ve kripto fetöcüler kullanmazlar. O ve benzerlerine söylüyorum. Kendinize gelin, durumunuza bir göz atın.
Ben 2018 den beri çok az sayıda açıklama yaptım. Bu açıklamalarımın tamamı Fenerbahçe'nin yararına olan açıklamalardır. 20 yıl başkanlık yapmış bir başkanın düşüncelerini açıklamış olması kimi niye rahatsız ediyor anlayamıyorum. Bana 5 kez mektup yazdığını benim iade ettiğimi söylüyor. 2018 genel kurulunda yaşananların ardından hiçbir üzüntü açıklaması yapmayan, o olaylar hiç yaşanmamış gibi davranan Ali Bey'in bana mektup yazması ve benim iade etmem bu çerçevede değerlendirildiğinde son derece insani bir durumdur. Ali Bey, geçen hafta, genel kurulda yaşadığı basit bir durumda ne kadar etkilendi... Empati yaparak benim yerime kendisini koyduğunda benim davranışımın normal olduğunu anlayacaktır.
Genel Kurullara ve Divan Kurullarına, bölünmüşlüğü parçalanmaya dönüştürmemek için gelmiyorum. Benim bir yere hele ki Fenerbahçe'nin Genel Kuruluna ya da Divan Kuruluna gidememem söz konusu olamaz. Bunu söyleyenler de böyle olmadığını çok iyi biliyor. Başarısızlıklarına beni malzeme etmeye çalışmasınlar, ben nereye ne zaman gideceğime, nerde ne zaman konuşacağıma Fenerbahçe'nin yüksek menfaatleri doğrultusunda karar veririm. Ben onlara bir faydası olacağına inansam hemen yarın giderim. Bu duruma ben sebep olmadım. Sebep olanlar bu konuda kendi sorumluğundan kaçamaz.
Saygı, sözde değil, özde olmalıdır. Ali Bey, 2018 genel kurulunu bir kere daha seyretsin. Söylemlerine, hareketlerine, verdiği fotoğraflara bir baksın. Bir üyenin "evet" demesi ile dengesini, kontrolünü kaybeden, konuşmasını kesen Ali Bey, 2018'de kendisini benim yerime koyarak yeniden bir değerlendirme yapsın. Pantolon çekme falan beni üzmez. Beni genel kurulun dönüştüğü durum bundan daha fazla üzmüştür. Hafta sonu genel kurulda yaşanan, 2018'in adeta bir fragmanı olmuştur; beni de çok üzmüştür. Ali Bey hafta sonu ne kadar üzülmüş, kırılmış ise benim üzüntüm ve kırgınlığım onun yaşadığının yüzlerce misli ağırlıktadır.
"FENERBAHÇE YENİLMEZ LAFI ÖNEMLİ BİR SÖZDÜR"
Fenerbahçe, dönem dönem başarısız olmuş, taraftarını üzmüştür. Taraftarlarımızın bugün yaşadığı üzüntü bunun ötesindedir. Bizlerin Fenerbahçeliliği, rakip kim olursa olsun kazanacağına inanan zamanlardan gelmektedir. Bizler de böyle yaptık. Rakiplerimize her alanda psikolojik üstünlük kurduk. Sahamızda onlarca yıl süren yenilmezlik serileri elde ettik. Yeni nesilleri Fenerbahçeli olmaya yönelten bir iklim oluşturduk.
Fenerbahçe yenilmez lafı önemli bir sözdür. Çünkü gerçekten de böyle idi ve böyle olmalıdır. Üzülerek söylemeliyim ki biz bu duyguları yitirdik. Çocuklarımız mutlu değil. Her yerde umutsuz, hayal kırıklığı yaşayan taraftarlarımızca yolumun kesilmesi, dertlerini ifade etmeleri ve eski güzel günlere özlemin nedeni de budur.
Sportif başarı olmayabilir, kazanabilirsin. Borç olabilir, altından kalkabilirsin ancak; mevcut yönetim sayesinde Fenerbahçelilere has o Fenerbahçelilik ruhunu kaybediyoruz. İşte onun asla telafisi yok. işte en büyük sorun da bu...
Taraftarımızın bugünkü büyük üzüntüsünün sebebi de budur. Büyüklük kolay kazanılmayan ama kolay kaybedilen bir olgudur. Bunun için Ali Beye, yeni Alex'ler, Appiah'lar, Van Hooijdonk'lar, Ortega'lar, Kuyt'lar al. Tuncay gibi, Serhat gibi, Volkan örneğinde olduğu gibi, genç yıldızları elinde tut. Arda'yı Ferdi'yi elinden kaçırma diye tavsiyede bulunduk.
"ALİ BEY'İN 2018 SEÇİM KAMPANYASINI, BUGÜNE KADAR SPOR TARİHİMİZDE YAŞAMADIK. GÖRMEDİK"
Seçim kazanmak için verilen büyük vaatler başlangıçta kulağa hoş gelse de sonrasında yaratılan büyük beklentiler gerçekleşmeyince büyük hayal kırıklıkları yaşanıyor. Ali Bey'in 2018 seçim kampanyasını, bugüne kadar spor tarihimizde yaşamadık. Görmedik.
Büyük vaatlerde bulundu. Hemen hemen hiçbirini gerçekleştiremedi. Gerçekleşen çok az şey var. Gerçekleşmeyen vaatlerin neler olduğunu herkes biliyor. Ben bunlara tek tek girmek istemiyorum. Sadece, seçimin hemen ardından başlatmış olduğu "yeniden saygı" söylemlerine değinmek isterim.
Fenerbahçe, öncesinde de ve özellikle 3 Temmuz sonrasında özellikle futbolda, FETÖ ve artıkları tarafından yaratılan bir iklimle mücadele etti. Bu mücadele, yaratılan iklimden yararlanan kulüplerle ve kurumlarla kavgayı gerektirdi. Beş yılın sonunda Ali Bey, bu iklimin farkına varabildi. Şimdi herkes ile kavga ediyor. Bir stratejisi, tutarlılığı yok. Çelişkilerle dolu. FETÖ'cü diye açıkladığı Federasyonu destekliyor. MHK ile hakemler ile kurullarla savaşıp, onların patronu olan Federasyonu destekliyor. Rakipler ile kavga edip, Kulüpler Birliği Başkanlığını sürdürüyor. Ali Koç, acilen Kulüpler Birliği Başkanlığından istifa etmeli. Kulübün içine dönecek. Kulüpler Birliği Başkanlığının ona getirdiği bir şey yok ki. O zaman istifa edecek ve kulüple uğraşacak.
3 Temmuz sonrasında neden kulüpler birliği toplantılarına başkan seviyesinde katılmadığımızı bilmiyor bile. Onun sembolik anlamının farkında bile değil. Rakip takım başkanları ile kamuoyuna sevgi fotoğrafları verip maç sonrasında zehir zemberek açıklama yapmak olmuyor. 3 Temmuzun savunucuları ile stadyumlarda fotoğraf vermek ile nelerin kaybedildiğini anlayamıyor.
Genel Kurullarda, Divan Toplantılarında, 2012-2018 arası mali yapıya ilişkin bizlere eleştiri yapıyor, takip edilen davalarda mali yapının FETÖ Kumpası ile bozulduğu gerçeğine sarılıyor. Yargılanan FETÖ'cü bir polisin, Ali Bey'in böyle bir açıklamasının ardından duruşmada bu sözlerle savunma yapması ne kadar acıdır...
Fenerbahçe çok büyüktür. 117 yıllık kulüp tarihi vardır. Kulüpçülüğün en yoğun yaşandığı bir kulüptür. Kulüpçülük geleneği ile yaratılmış bir ortak aklı ve kollektif bilinç vardır. Bu dinamikleri maalesef tamamen bitirdin. Ortak akıl yok oldu. Sen önemli bir ailede yetiştiğin için her şeyi ben tek başıma hallederim diyorsun, seni sorgulayacak kimseyi yanına yaklaştırmıyorsun. Fenerbahçe Ali Koç'tan da, Aziz Yıldırım'dan da büyüktür. Fenerbahçe'nin başkanı yalnızca kendi gücüne güvenemez, başta yönetimi olmak üzere Fenerbahçe'nin her yerdeki gücünü kullanmak zorundadır. Senin tek başına meseleleri çözerim vizyonun Fenerbahçe'yi küçültüyor. Kulüp hafızası diye bir şey kalmadı. Kulüp hafızasını 2018'den başlatıyorsun. Doğal olarak sonucu da bu oluyor.
Fenerbahçe başkanı sürekli şikayet etmez, sorun çözer. Kongrede çıkmış herkesten, camiadan, taraftardan şikayet ediyorsun. Gergin ortamın sorumlusu sensin. Fenerbahçe Başkanlık makamı, Ali Bey'in şikayet ettiği sorunları çözme makamıdır.
5 yıllık döneminde 1 tane kupan var futbolda, taraftar, kongre üyeleri dolu, dertli. Sen hatalarını kabullenmek, çözüm önerileri sunmak yerine onları suçluyorsun. Mali kongredeki konuşmanın yarısını bana ayırıyorsun. Sonra beni hayali düşman olarak görme deyince yok öyle bir şey diyorsun. Sen bırak o zaman Aziz Yıldırım konuşmayı, 5 yılın hesabını ver. Hadi ondan da vazgeçtim. Önümüzdeki bir yılı nasıl kurtaracağını açıkla.
Taraftarlar her koşulda kulübünü sonuna kadar destekliyor, vaat edilen başarılar gelmeyince haklı olarak üzülüyor. Çocuklar üzülüyor. Üzüntüden sokağa çıkamıyor. Ben de bu sezon uğradığımız ağır yenilgiler sonrasında sokağa çıkmak istemezdim. Sen ertesi gün hiçbir şey yokmuş hiçbir şey yaşanmamış gibi hayatına devam ediyorsun. Biz üzülmüyor muyuz diyorsun. Mutlaka üzülmen gerekiyor. Ancak ertesi gün taraftarlar seni hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ederken görüyor. Vizyon farkından ziyade sen de farklı olan şey hayata bakışın.
"KULÜBE ZARAR VEREN TIRNAĞIM OLSA ONU PARMAĞIMDAN SÖKER ATARIM"
2018 den beri yaşanan tüm başarısızlıkların ardından bizim dönemimizin finansal konularıyla alakalı şeyler anlatılıyor. Bizler de cevaplar veriyoruz. Kamuoyunu bunlarla meşgul etmeyin. Defalarca teklif ettim. Ortak bir çalışma grubu kurulsun. Çalışıp bir rapor hazırlasınlar, kamuoyu ile paylaşılsın. Bu şekilde bu konu da kapansın.
Denetim raporu ile ortaya çıkan tespitler bizim bir hukuksuzluğumuzu gösteriyor ise hemen mahkemeye gidin. Bunu Ali Bey'e, Semih Özsoy'un da olduğu 3'lü toplantıda, dönemimiz Başkanvekili Sayın Mithat Yenigün, daha yönetimi devraldıklarının ilk haftasında söylemiştir. Bizim bu konudaki düşüncemiz ve duruşumuz değişmemiştir.
Biz FETÖ döneminde iğneden ipliğe incelendik, hesabımızı verdik. MASAK bile inceledi. Bir şey bulamadı. Veremeyecek hesabımız yok. Yine gider hesabımızı veririz. Ali Bey emin olsun. Kulübe zarar veren tırnağım olsa onu parmağımdan söker atarım.
"FENERBAHÇE'DE BAŞARI ANCAK LİG ŞAMPİYONLUKLARIYLA DEĞERLENDİRİLİR"
9 yıllık kupa hasretinin bu sezon alınan Türkiye Kupası ile giderilmesi memnuniyet vericidir. Futbolcularımızı, teknik ekibimizi tebrik ederim. Benim için Fenerbahçe'nin aldığı her kupa, her madalya değerlidir. Beni mutlu eder. Kazanılan her kupada, madalyada sporcularının, teknik adamlarının, taraftarlarının bir sezonluk emeği, teri, çabası vardır. Ben bırakın futbolu, basketbolu, voleybolu, çoğu kişinin sadece haberlerde izlediği masa tenisi, yüzme, kürek, boks gibi branşlardaki müsabakalarımızı fırsat yaratarak seyrediyor, sporcularımızın başarıları ile gururlanıyorum. Benim Türkiye Kupası ile ilgili düşüncelerimin geçmişten günümüze bellidir.
Fenerbahçe kazandığında önemsiz, kaybettiğinde önemli gösterilen bu kupanın maddi değeri kalmamıştır. Kupa organizasyonun marka değerinin büyük bölümünü Fenerbahçe sağlarken gelirleri bununla orantılı değildir. Bunun ötesinde her hangi bir Fenerbahçe yönetimi Türkiye Kupasını bir hedef olarak göremez, bu kupanın kazanılması ile futbolda başarılıyız diyemez. Bu bizim için de aynen bu şekildeydi.
Fenerbahçe'nin hedefi en büyük kupayı kazanmaktır. Fenerbahçe'de başarı ancak lig şampiyonluklarıyla değerlendirilir. Biz böyle öğrendik. Dün de bugün de Fenerbahçe camiası futbola ilişkin bir muhasebe yaparken lig şampiyonu olunmuş mu ona bakar.
AMATÖR BRANŞLAR HAKKINDA...
Fenerbahçe bir spor kulübüdür. Bizden önce tohumları atılan, bizle zirveye çıkan amatör branşlar Fenerbahçe'nin zenginliği ve spor kültürünün göstergesidir. Amatör branşlarda yatırımların sürdürülmesi değerlidir. Ancak maddi olarak zordur. Kulübümüzün mali sorunlarının boyutunun bir sebebi de budur. Amatör sporlara sağlanan sponsorluklar son derece önemlidir. Sponsorlarımıza şükranlarımı sunuyorum.
Profesyonel futboldan devletin aldığı vergilerin amatör sporlara aktarılması benim fikrimdir. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu fikri hayata geçirmiştir. Amatör branşlara bu yolla sağlanan kaynak çok çok önemlidir. Sayın Cumhurbaşkanımıza bu katkılarından dolayı Türk Sporu minnettardır. Basketbol da bizim ardımızdan kurulu düzen bozulmuştur. Obradovic ve kurduğu sistem korunmalıydı. Ben olsam, Obradovic ile bir sistem kurarım. Ülker Arena'da oluşan basketbol kültürümüzün sportif başarılar ile sürdürülebilmesi gerekliydi. Bıraktığımızda basketbol takımımızın markası dünya çapında tanınırlığı olan ve değeri günden güne artan bir markaydı. Bunun sportif başarılar ile sürdürülmesi gereklidir. Bu vesile ile EuroLig Şampiyonu olan kadın basket takımımızı da bu büyük başarısından dolayı kutlamak isterim.
TARİHİMİZDEN GELEN, FENERBAHÇE YENİLMEZ İNANCI, BİR GERÇEKTİR. BU GERÇEK ANCAK BİRLİK VE BERABERLİKLE GERÇEKLEŞECEKTİR.
Başkanlıktan ayrıldığım ilk andan itibaren bu güne kadar hep aynı şeyi söyledim.
Sevgili Fenerbahçeliler, bölünmeyin, bir tane Fenerbahçe var. Birlik olun. Fenerbahçe yenilmez bir büyüklüktür. Bugün içinde bulunduğumuz koşullar süreklilik arz etmeyen, gelip geçici bir durumdur. Tarihimiz karanlıktan aydınlığa çıktığımız, önümüze konan engelleri birlikte paramparça ettiğimiz anlarla doldur. Tarihimizden gelen, Fenerbahçe yenilmez inancı, bir gerçektir. Bu gerçek ancak birlik ve beraberlikle gerçekleşecektir."
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
- Aziz Yıldırım'ın açıklamaları
(FOTOĞRAFLI)