Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Hafif yağmur
14°
Ara

Kritik günler

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Kritik günler

Şöyle başlayalım. ABD’deki seçim sonucu dolayısıyla Avrupa bir dönüm noktasında, ama Almanya da öyle. Dünyanın üçüncü büyük ekonomisi Almanya artık istikrarlı bir hükümetten yoksun. Tam da Trump'ın ABD'de seçilmesinin Avrupa'ya yeni ekonomik ve güvenlik zorlukları getirmesinin beklendiği bir dönemde. Bu durumda Almanya şimdilik, belki de bir süre daha, Avrupa'nın önde gelen ülkesi olma rolünü kaybetmiş durumda.

Şansölye Olaf Scholz, üç yıl önce Angela Merkel'in yerini aldığında en azından Merkel'in ötesine geçen bir liderlik ve değişim iddiasındaydı. Toplumu ve ekonomiyi temelden değiştirmek istiyordu. Sosyal Demokratlar, liberal Hür Demokratlar ve Yeşiller'den oluşan ilk üçlü koalisyon 2021’de yeni bir başlangıç olarak ilerici bir program başlatmıştı. Ancak Şubat 2022'de Ukrayna savaşıyla planları hızla altüst oldu.

Yeşil dönüşüm ile yeni bir "ekonomik mucize" getireceğine inanan şansölye kendisini Rusya gazı olmadan Almanya'nın kışı nasıl geçireceğini anlamaya çalışırken buldu. Pahalıya malolsa da enerji krizi büyük ölçüde aşılabildi. Fakat koalisyondaki ortaklar arasında ideolojik farklar aşılamadı. Sosyal Demokratlar refah devletini destekliyor, Yeşiller iklim değişikliği için harekete geçmek istiyor, Liberaller ise çok fazla devlet borcu yapılmamasını istiyordu.

Sosyal demokratlar ve Yeşiller ile daha muhafazakar ve hepsinden önemlisi ekonomik açıdan liberal Hür Demokratlar arasındaki gerilim daha başından belliydi. Ama 2021 sonbaharında koalisyon fırsatı çıkınca denemeye karar vermişlerdi. Ancak gerilim bir süre sonra yüzeye çıktı. Şansölye ile aynı zamanda liberallerin lideri olan maliye bakanı arasında ekonomik ve mali politikalara ilişkin birbiriyle çelişen görüşleri çarpışıyordu.

Koalisyonun bitmek bilmeyen çatışmalarında şansölye, rolünü moderatör olarak görüyor, çatışmaların fazlaca dikkat çekmemesi çalışıyordu. Ama şansölye ile maliye bakanı arasında uzun süredir var olan ince çatlak boylu boyunca kırıldı. Kabinesinde disiplini sağlayamamakla eleştirilen şansölye sonunda sesini yükseltti ve çarşamba akşamı maliye bakanını görevden aldığını, üçlü koalisyonun sona erdiğini duyurdu.

Yine aynı akşam 15 Ocak'ta parlamentoda güven oylaması isteyeceğini söyledi. Teorik olarak güven meselesi çok basit: Şansölye, Parlamentoya kendi politikasını destekleyip desteklemediğini soruyor. Meclis de toplanıp ya şansölye'nin konumunu güçlendirir, ona olan güvenini ifade eder veya reddeder. Şansölye güvenoyunu kaybederse, Cumhurbaşkanından meclisi feshetmesini ve dolayısıyla yeni seçim yapılmasını talep edebilir.

Cumhurbaşkanının teklifi kabul etmesi durumunda 60 gün içinde yeni seçimin yapılması gerekiyor. Alman Anayasası’na göre işleyiş böyle. Meclisin kendisini feshetme hakkı olmadığı gibi Cumhurbaşkanı da tek başına bir hükümetin/koalisyonun erken sonlandırılması emrini veremez. Bu Alman tarihinden alınan derstir. Çünkü Reich Başkanı, feshetme yetkisini kullanıp Reichstag'ı dağıtarak Nasyonal Sosyalistlerin önünü açmıştı.

Şansölye Olaf Scholz güvenoyu isteyerek yeni seçime doğru yola çıkmak istiyor. Yeni bir başlangıca kapıyı açmak istiyor. Almanya‘nın kuruluşundan bu yana geçen 75 yılda daha önce bu durum sadece iki kez yaşanmıştı. 1982’de Helmut Kohl, 2005’de Gerhard Schröder döneminde yaşanmıştı. Dönemin şansölyeleri güvenoyu ile erken seçimin yolunu açmışlardı. Erken seçimi yeni bir başlangıca kapı açıcı olarak görmüşlerdi.  Aradaki fark: Seçimi Kohl kazanmış, Schröder kaybetmişti.

Yakın zamanda yapılan bir ankete göre, halkın çoğunluğunun koalisyonun sonlanmasını istediğini ortaya koydu. Aynı ankete göre, yalnızca yüzde 14'ü hala koalisyona güveniyor. Anketler, erken bir seçimi Friedrich Merz liderliğindeki muhalefetteki Hristiyan Demokrat Birliği’nin kazanacağını gösteriyor. Özetle Almanya için kritik günler başladı. Ancak gelişmelerle ilgili belirsizlik şehri saran Kasım sisi gibi Berlin'in üzerinde asılı duruyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *