Modern toplumların çıkmazı: Anomi
Günümüz dünyasında hızla dönüşen bir toplumsal yapı içinde yaşıyoruz. Sanayileşme, kentleşme ve modernleşme gibi büyük dalgalar, toplumun bağlarını kökünden değiştirdi. Toplum bilimci Emile Durkheim, geleneksel toplumları “mekanik dayanışma” üzerinden tanımlarken, modern toplumların “organik dayanışma”ya evrildiğini ifade eder. Yani eskiden insanları birbirine bağlayan, ortak değerler ve güçlü bir kolektif bilinçken; artık işbölümü, insanların birbirine nasıl bağlandığını belirliyor.
Bugün baktığımızda, bireylerin toplumda kazandıkları statüler artık iş dünyasındaki rolleri üzerinden şekilleniyor. İnsanlar, kimliklerini neredeyse tamamen yaptıkları işlerle tanımlar hale geldi. Bu durum, toplumsal ilişkilerin yüzeyselleşmesine, çıkar ilişkilerinin ise giderek daha ön plana çıkmasına neden oluyor. Eskiden komşuluk ilişkileri, aile bağları veya mahalle kültürü bireylerin toplumsal bir bağ hissetmesini sağlarken, bugün bu bağlar yerini yalnızca meslek temelli bir statü arayışına bırakmış durumda.
Bu dönüşümle birlikte, bireyler topluma yabancılaşmaya başlıyor. Durkheim, bu yabancılaşmayı “anomi” olarak tanımlıyor; yani, normların zayıfladığı, bireylerin kendini toplumdan kopuk hissettiği bir boşluk durumu. Bugün insanlar arasındaki bağların yalnızca çıkarlar üzerinden kurulduğu, dayanışma yerine bireysel tatmin arayışının ön planda olduğu bir toplumda, anomi adeta kaçınılmaz hale geliyor. İlişkilerde samimiyetin yerini pragmatizm alıyor, insanlar birbirine yalnızca "işlevleri" üzerinden değer veriyor. Bu da bireylerin kendilerini yalnız, değersiz ve toplumun bir parçası olmaktan uzak hissetmesine neden oluyor.
Peki, çözüm ne? Modern toplumun anomi çıkmazından kurtulması için, yeniden güçlü toplumsal bağlara, kolektif bir bilince ihtiyaç var. Çıkar eksenli ilişkiler yerine dayanışmayı güçlendirecek, bireylerin kendini toplumun bir parçası olarak hissetmelerini sağlayacak adımlar atmalıyız. Gönüllülük faaliyetleri, komşuluk ilişkilerini güçlendirecek sosyal projeler, insanların yalnızca meslekleriyle değil, kimlikleri ve değerleriyle toplumda bir yer bulmasına olanak tanıyan faaliyetler büyük önem taşıyor.
Sonuç olarak, modern toplumlarda anomiye sürüklenmemek için, bireyleri bir araya getirecek ortak değerler oluşturmak, dayanışmayı yeniden hatırlatmak gerekiyor. Toplumun her kesiminde aidiyet duygusunu pekiştirecek, bireylerin yalnızlaşmasını önleyecek bir yol haritasına, bugün belki de her zamankinden daha çok ihtiyacımız vardır.