Ahmet Özer bugünkü sistemin kurbanı...
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, "PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan başlatılan soruşturma kapsamında tutuklandı.
Ahmet Özer ne yazık ki günümüz siyasi ortamının kurbanı oldu.
Çünkü son yıllarda kanunlara göre suçlu belirlenmiyor, kişiye göre suç belirleniyor.
Ahmet Özer’in suçu ve günahı Cumhuriyet Halk Partisi’nden belediye başkanı olmak.
Alında CHP ile Dem Parti’nin ülke genelinde birçok yerde ittifak ile seçime girdiği herkesçe bilinmekte.
*
Özellikle 2019 yerel seçimlerinde bu daha belirgindi.
2023 genel seçimleri sonrası Millet İttifakı dağılınca 2024 seçimlerinde çok açık ittifak görüşmeleri olmadı ama zimmi olarak birçok siyasi parti kendi aralarında ittifak yaparak seçimlere girdi.
2024 yerel seçimlerinde Esenyurt’ta da CHP ve Dem Parti’nin ortak hareket ettiği -tıpkı 2019 yerel seçimlerinde olduğu gibi – aşikâr.
*
Ahmet Özer, bugün Esenyurt’un Ak Parti’li belediye başkanı olsaydı başına bunların gelmeyeceği de aşikar.
Ne yazık ki son yıllarda benzer şeylere çok şahit olduk.
Özellikle Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile birlikle devlet ile siyaset birbirine karıştı.
Düşünün; günümüzde Cumhurbaşkanı bir siyasi partinin genel başkanı olabiliyor.
Valiler, kaymakamlar, iktidar partisi ile ortak hareket edebiliyor.
Devletin birçok yöneticisi maalesef iktidar partisi mensuplarına başka gözle, muhalefet partisi mensuplarına başka gözle bakabiliyor.
Bu sistem böyle, artık yapacak şey yok.
Evet bizler yazacağız, konuşacağız ama sonuç almamız çok zor.
*
Bakın çok değil daha birkaç ay önce Ahmet Özer profesör unvanı ile devlet üniversitelerinde ders veriyordu.
Siyaset Bilimi Profesörü, Kent Bilimci ve Sosyolog olarak 32 adet kitap yazmış.
Altı aylık belediye başkanlığı döneminde suçlandığı hiçbir olay ile alakalı durum söz konusu olmamış.
Daha önce en ufak soruşturma geçirmemiş.
Devlet madem bu kişinin terör ile bağlantısı olduğunu biliyordu neden 6 aydır Türkiye’nin en büyük ilçesine belediye başkanı olmasına göz yumdu?
Neden adli sicil kağıdını temiz verdi.
Neden aday olduğu parti yetkililerini uyarmadı.
Devlet bugün en küçük bir birime iş alımı yaptığında titizlikle incelemelerde bulunurken, Türkiye’nin en büyük ilinin en büyük ilçesine bir terör şüphelisinin belediye başkanı olmasını neden engellemedi?
*
Buna benzer sorularımızı çoğaltabiliriz.
Çok fazla soruya gerek yok.
Yazımızın başında da dediğimiz gibi; son yıllarda kanunlara göre suçlu belirlenmiyor, kişiye göre suç belirleniyor.
Tabi bu sürecin bir sonraki adım da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu olacak. İmamoğlu'na sıranın geleceği çok açık.
Bunun için müneccim olmaya gerek yok.
*
Ahmet Özer ne ile suçlanıyor; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın açıklamasında, Ahmet Özer için "terör örgütü mensuplarından ele geçirilen ve aynı zamanda örgütün Kuzey Irak - Kandil bölgesinde yer alan yönetici kadrosuna da ulaştırılan örgütsel dokümanlar (terör örgütü lideri Abdullah Öcalan ile İmralı adasında yapılan görüşmede sözde demokratik özerklik projesinde görevlendirilmesinin uygun görülmesi), hakkında" iletişimin dinlenmesi tedbiri uygulandığı belirtiliyor.
Bu görüşme ne zaman oluyor?
2023 Ekim ayında.
*
Tutuklanması ardından Silivri 9 Nolu Cezaevi'nden mektup gönderen Özer; "İlk sözüm personel ve arkadaşlarımın işlerine dört ellerine sarılmasıdır. Vatandaş asla mağdur olmamalıdır. Daha güçlü çıkacağım ve hizmetlerime kaldığım yerden devam edeceğim" demiş.
Yani Ahmet Özer doğal olarak yapılacak itirazlardan sonra serbest kalacağını, gelip belediye başkanlığı koltuğuna yeniden oturacağını düşünüyor.
*
Ez cümle şunu söyleyebiliriz.
Türkiye’de son yıllarda çok şey değişti.
Cumhurbaşkanlığı Sistemi sonrası her an her şey olmaya müsait.
Siyaset başka türlü şekilleniyor.
Yasalar başka türlü yorumlanıyor.
Sistem başka türlü ilerliyor.
Bütün bu başkalaşımlar içerisinde yazdıklarımız, söylediklerimiz anlamsızlaşıyor.
Tıpkı Ahmet Özer olayında olduğu gibi.
Varsa bir anlayan gelsin bana da anlatsın!
BELEDİYE MECLİSİ'NDEN NEDEN SEÇİLMİYOR?
Tabi Ahmet Özer’in tutuklanması ayrı olay bir de yerine kayyum atanması da başka bir durum.
İçişleri Bakanlığı, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in görevden uzaklaştırıldığını, yerine İstanbul Vali Yardımcısı Can Aksoy'un Esenyurt Belediye Başkan Vekili olarak görevlendirildiğini açıklamıştı.
Oysa 5393 sayılı Belediye Kanun kayyumu değil meclisi işaret ediyor. Ve şöyle diyor; “Belediye başkanı” başlıklı 37 inci maddesinde, "Belediye başkanlığının boşalması hâlinde yapılacak işlemler" başlıklı 45'inci maddesinde, "Belediye başkanlığının herhangi bir nedenle boşalması durumunda, vali tarafından belediye meclisinin on gün içinde toplanması sağlanır. Meclis, birinci başkan vekilinin, onun bulunmaması durumunda ikinci başkan vekilinin, onun da bulunmaması durumunda en yaşlı üyenin başkanlığında toplanarak;
a) Belediye başkanlığının boşalması veya seçim dönemini aşacak biçimde kamu
hizmetinden yasaklanma cezasının verilmiş olması durumunda bir başkan,
b) Başkanın görevden uzaklaştırılması, tutuklanması veya seçim dönemini aşmayacak
biçimde kamu hizmetinden yasaklama cezası alması durumunda bir başkan vekili,
Seçer..." hükmü yer almaktadır.