Oyun yok, sonuç var
Fenerbahçe’nin Avrupa Ligi maçını Perşembe akşamı tribünden seyretme fırsatı buldum. Bu fırsat sayesinde ekranlara yansımayan, kameranın çekmediği kör noktalar ile ilgili de bilgi ve fikir edinme şansını yakaladım. En çok dikkatimi çeken şey ise organizasyon eksikliği ve kötü oyun oldu.Bu kadar karamsar olan sadece ben değildim. Sağımda, solumda söylenen, memnuniyetsiz ve şikayetçi taraftar sayısı çok fazlaydı. Kötü oyun, kalitesiz isimler, beklentiden uzak sistem herkesin canına tak etmişti. Tribünlerde yer yer boşluklar dikkatimi çekse de hafta içi erken saatte bir maç için stadyum doluydu diyebilirim. Resmi rakamları bilmiyorum ama hafta sonundaki derbi hezimetine rağmen binlerce Fenerbahçeli takımının yanında durmaya devam etti. Biz Fenerbahçeliler’in de hastalığı bu işte; en çok üzüldüğümüz yere gidiyoruz tekrar tekrar.
İLK DEVRE DAHA BETERDİ
Maçın ilk yarısının başlaması ile birlikte kalemizde ilk tehlikeyi gördük. Takımımız çabaladı ama kalite yoktu. Duran toplar dışında hücumda hiçbir müspet deneme yoktu. Tehlike yaratmaktan çok uzak, aciz bir Fenerbahçe izledik. Tribünlerde oyundan mutlu olan tek bir kişi bile göremedim. Duran top golü Mourinho’nun adeta imdadına yetişti. İlk yarı berabere bitseydi maçın kazananı Fenerbahçe olmayacaktı muhtemelen. Şansımızın yaver gittiği bir ilk yarı oldu diyebilirim. Ancak koskoca Fenerbahçe’nin işi şansa kaldıysa vay halimize…Hücumda etkili üç pas yapamayan,kalesinde ise çok fazla pozisyon veren Fenerbahçe her zaman bu kadar şanslı olmayabilir.İşte o zaman büyük hezimetleri ve mağlubiyetleri konuşmaya başlarız maalesef. Kaleci Livakovic’in Fenerbahçe kariyerindeki en başarılı birkaç maçından birisi olması da bir başka şanslı olunan nokta.Hırvat kaleci birkaç tane karşı karşıya, birkaç tane de uzaktan şutu başarıyla durdurdu ve takımını devre arasına önde götürdü.
ERKEN EMEKLİ OYUNCULAR
Bir diğer dikkat çeken konu ise şans bulduğunda sahada ruh gibi gezen erken emekli oyuncularımız. Bunların başında hepinizin tahmin ettiği gibi Cengiz geliyor. Bu çocuğa ne oldu anlayabilmiş değilim. Bu kadar çabasız, umursamaz, takımdan kopuk olacak ne yaşanmış olabilir?Cengiz Avrupa’ya transfer olduğunda gurur duyduk,bizi iyi temsil ettiği günler de oldu. Ancak futbol kariyerini kendi kendine şarampole doğru sürüyor. Mourinho’yu ne kadar eleştirsek de dünyanın en iyi birkaç hocasından biri olduğu bir gerçek. Bu imkandan faydalanmak var iken Cengiz’in kendi kendine ihanet edişini anlamlandıramıyorum. Topsuz anlarda kameranın çekmediği kısımlarda herkes hareket halinde iken topukları dahi zemine değecek şekilde sabit durup bekleyen bir tek o vardı sahada. Mert Hakan için de ayrı bir parantez açmalıyım. Bu oyuncuyu zaten oyun tarzı ve kişilik olarak beğenmiyorum. Hafta sonu Galatasaray maçında oyuna sonradan girmesine ve dinlenmiş olmasına rağmen hiçbir olumlu hareketi yoktu ama maçtan sonraki gerginlikte en ön saftaydı. Artık bu saçmalıkları ve şirin görünme çabalarını bırakıp provoke etmemesi lazım. Hatta mümkünse ilk fırsatta takımdan gönderilmelidir. Dün oyuna girdiğinde de yılgın, güçsüz ve dağınık gezintiler dışında hiçbir iş yaptığına tanık olmadım.
FAS KAZIĞI
Gelelim yeni transferlere…Her ne kadar bazı taraftarlar ve spor adamları Ambrabat’ı beğense de ben hala Fenerbahçe için uygun olmadığını ve kalitesinin düşük olduğunu düşünüyorum. Ben ayağı temiz,çift ayaklı,tekniği yüksek oyuncular için bu bonservislere karşı değilim.Amrabat’ın İsmail Yüksek’ten çok da üstün olduğuna katılmıyorum.Hatta İsmail benim için bir iki adım öndedir.Selçuk Şahin’den sonra ayakları içe basan bir orta saha daha bulup takıma kattıkları için yönetimi tebrik ediyorum.Sonuçta bu da kolay bir iş değil.Gelelim Nesyri’ye… Oyuncu için çalışmadı diyemem,kötü niyetli diyemem ama kalitesiz derken de hiç tereddüt etmem.Ligde başarı,Avrupa’da başarı gibi hedefleriniz var ise forvetiniz Nesyri olamaz.Hem becerisi kısıtlı hem de basiretsiz.Elimizde aynı fizik profilinde Dzeko vardı zaten.Biz geçen seneden beri Valencia profilinde bir oyuncu eksikliği çekiyoruz.Hatta daha da eskiye gidersek Nobre lazımdı bize.Teşhisler o kadar yanlış ki çözümler daha da yanlış oluyor.Ayağı ağrıyan adamı beyin ameliyatı yapmakla aynı şey yönetimin yaptığı.Bu oyuncuların tabi ki beni utandırıp iyi olduğu maçlar olacaktır ama bu oyuncularla başarı gelmeyeceğine adım gibi eminim.
MOURİNHO ETKİSİ
Maçtan sonra basın mensupları ile Mourinho arasında geçen diyalogda basın ‘Mourinho etkisi’ nin görülmediğini belirtti.Mourinho ise bu etkinin kupalar olduğunu ve henüz kupalar için erken olduğunu söyledi.Ben bu konuda Mourinho’yu eleştirmek zorundayım.Biz kupalar için herhangi bir olumlu emare göremiyoruz.En ufak bir olumlu nokta görsek zaten klasik Fenerbahçe taraftarı olarak umutlanacağız.Geçen sezon 99 puan alıp 99 gol atan takımın bu kadar futboldan uzak olduğunu gördükçe de bu sporu izlemekten soğuyoruz.Mourinho’nun kariyerini eleştirecek değiliz ama Fenerbahçe kariyeri çok parlak başlamadı.Portekizli hoca yanlış transferler,yanlış oyun ve üstüne bir de tepkileri ciddiye almayarak çok yanlış yapıyor.Fenerbahçe taraftarının sabrı taşarsa Mourinho’yu bile teneke bağlayıp gönderir.Bu yüzden hocamıza tavsiyem şudur; basınla atışıp laf ebeliği yapmaktan vazgeçip Fenerbahçe’nin geçen sezonki videolarını izlesin,yapılması gereken herşey orada çok net ortadadır.