Özdemir Asaf
"Herkes Öldürür Sevdiğini" şiirini bir çoğunuz biliyorsunuzdur. Hele rahmetli Tuncel Kurtiz'den dinlemek ise pek şahanedir.
Geçen gün yine kendimi şiire verdiğim gündü. Bu şiirin detaylarında kayboldum, aynı şiiri defalarca dinlememe rağmen, hangi duygularla yazıldığı, hikayesini okuma arzusu ile araştırdım.
Şair olmasının yanında aynı zamanda çevirmen olan Özdemir Asaf'ın Oscar Wilde'ın Reading Zindanı Baladı'nı Türkçeye kazandırdığını pek az kişi bilir. Detaylar beni daha başka konuya götürdü.
Özdemir Asaf 'a...
Özdemir Asaf (1923 - 1981) ikiz kardeşiyle birlikte okul çağına geldiğinde babasını kaybetmiştir. Onun ve kardeşinin öğrenimiyle bizzat Mustafa Kemal Atatürk'ün talimatıyla şair Galatasaray Lisesi'ne kaydolur. Fakat son yıl Kabataş Lisesi'ne geçerek buradan mezun olur. Çünkü Asaf'ın babası Mehmet Asaf Bey, Mustafa Kemal'in değer verdiği Danıştay üyelerinden biridir. Üniversite eğitimine ilk olarak Hukuk Fakültesi’nde başlamıştır. Zaman içerisinde İktisat Fakültesi’ne ve Gazetecilik Bölümü’ne de kaydolmuştur. Gazeteciliğe olan merakı ve yabancı dillere olan aşinalığı nedeniyle, dönemin gazetelerinden Tanin’de çevirmen olarak çalışmıştır.
İlk kalem ürünlerinde “Özdemir Özdem, Özdemir Yasaman” imzalarını kullandı; ancak kendi adını kullanmak istemesine rağmen “r” leri söyleyememesi dolayısıyla soyadı kanunundan önce okul kayıtlarında geçen “Özdemir Asaf”ta karar kıldı.
Asaf, en az sözcükle en yoğun anlatabilen bir şair
'İnsan olgusunu kapsamlı bir biçimde kavrayıp analiz edebilen,
Toplumsal önyargılara karşı cesur davranan,
Sen ben demeden okuyucunun kendini orada bulmasını sağlayan,
Aşkları ve evlilikleri ile kelimelere türlü türlü anlam yükleyebilen,
Kibar, zarif ve düşünceli Asaf
kendisiyle bile dalga geçebilen, muzip, içli bir adam olduğunu bilmek beni ona daha da yaklaştırdı.
Taksi anekdotunu belki bilirsiniz.
Birgün taksiye binince Kağaköy'e gideceğim diyecekken taksicinin "neğeye gidiyoğuz" demesiyle "Eminönü" diyerek kırmadan oraya kadar gitmesi nasıl büyük bir zerafettir.
Özdemir Asaf, platonik aşkları ve derin duygusal deneyimleriyle tanınan bir şairdir. Onun hayatındaki en önemli platonik aşklardan biri, Nahit Hanım’a duyduğu aşktır.
Özdemir Asafa göre aşk; görmekten çok özlemeyi sever, dokunmaktan çok düşlemeyi ve aşk öyle haindir ki; nerde imkansız varsa gider onu sever.
"Ne para istiyorum ne de pul. Tek bir istediğim var, o da yalansız bir kul. Ne an yaklaştımsa ittiniz ve ne zaman geldimse gittiniz"
Asaf’ın ikinci büyük aşkı ise Sabahat Selma Tezakın’dı. Ancak Sabahat Hanım’la olan evliliği de inişli çıkışlı bir ilişkiden ibaretti. Son olarak Yıldız Moran, Özdemir Asaf’ın hayatına girdi ve şairin hayatındaki en büyük aşkı oldu. Bu ilişki, onun şiirlerine hem ilham kaynağı olmuş hem de onu derin bir melankoliye sürüklemiştir.
İlginç gibi görünse de ulaşılamayan her ne var ise insanoğlu için o konu tartışmasız büyük ve içsel bir konudur. En zor olanı da budur.
Uzaktan sevmek...
Nahit hanım; yüreğinin sesi, yalnızlığının adı, aşkın tanımı, özlemin kendisi ve kaleminin sahibi olmuştur. Sevilip sevdiğin zaman veya sevdiğine kavuştuğunda işte o şiir devreye giriyor " Herkes Öldürür Sevdiğini "
Sürekli aşka, sevgiye sadakatle kalarak kürek çekerek geçiyor süreç.
Özdemir Asaf'ın dediği gibi; " Ne zaman imkânsızı seversen, işte o zaman gerçek seversin. Sevginin belki de gerçek anlamı imkânsızlıktır. Bu anlamı bile bile yola çıkmalı insan. Çünkü birine kavuşmak umuduyla yalnızca sevilmez."
Sen Sen Sen, Dünya Kaçtı Gözüme ve Lavinia gibi ünlü eserlerin yazarı Özdemir Asaf, 58 yıllık yaşamına onlarca şiir ve anlamlı söz sığdırdı.
Şiirlerinden bazı alıntı sözleri sizin için seçtim:
Çokça yağmur yağsa, temizlenir mi şu kirli dünya?
Adını gizleyeceğim, sen de bilme Lavinia
“Ben” kattım sana biraz, öyle sevdim seni. Çünkü sen de bensiz, o kadar güzel değilsin hani.
Kendi bahçesinde dal olmayan biri, girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor.
Yine de beddua edemem sana. Allah ne mutluluğun varsa versin.
Hangi imla kitabına baksam benden ayrı yazılıyorsun.
Sil ağzının kenarını, yine gülüşünden cennet akıyor…
Seni saklayacağım inan. Yazdıklarımda, çizdiklerimde; şarkılarımda, sözlerimde...
Özdemir Asaf, 1981 yılında 58 yaşında akciğer kanseri sonucu yaşamını yitirir. Aşiyan Mezarlığı'na defnedilir. Can Yücel, Asaf'ı defnettikten sonra şairin 'R'leri söyleyememesine ithafen Cenaze Dönüşü adlı bir şiir yazar. Şiir şöyledir: "Anlaşıldı bu/R'lerin intikamı/Onlar yuttu Özdemir Asaf'ı."