Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
8°
Ara

Fındık çilesi

YAYINLAMA:
Fındık çilesi

Dünya fındık üretiminin % 70’inin ülkemizde yapılmasına rağmen fındıkçılar hiç de hallerinden memnun değiller. Maliyetini dahi karşılamayan taban fiyat karşısında nasıl memnun olsunlar ki… Daha doğrusu bu ülkede toprağı ekip biçen kimse halinden memnun değil.
Fındıkçının haklarını koruyup kollaması gerekenler köşelerine çekilmiş ağababalarına itaat etmeye devam ediyorlar.

1990’lı yıllara kadar dünyada, tarımsal üretimde kendi kendine yeten yedi ülkeden biri olmanın gururuyla büyümüşken şimdi de gelişmiş yirmi ülkeden biri olduğumuz masalıyla uyutuluyoruz. Tarımsal üretimin emeğinin hakkını vermediğimiz için köylüler de toprağa küstü, üretimden uzaklaştılar. Sonuç, hemen hemen birçok tarımsal ürünü ithal eder hale geldik. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “milletin efendileri” dediği köylülerimizi “ev zencisi” haline getirdik.
Son günlerde art arda açıklanan çay ve buğday taban fiyatlarının ardından merakla beklenen fındık taban fiyatı da açıklandı. 130-132 TL aralığında açıklanan taban fiyat üreticileri hiç de memnun etmedi.

Ülkede yaşanan yüksek enflasyon karşısında açıklanan bu fiyatın yeterli olmadığını tüm fındık üreticileri söylüyorlar. Buradaki hesabı gübre, yakıt, potoz ve yevmiye üzerinden yaptığımızda da görüyoruz. Buna bir de TMO’nun iş bilmezliğini eklediğinizde durumun daha vahim olduğunu anlamak hiç de zor değil. Nedeni, TMO’nun fındık alım merkezlerinin oldukça sınırlı olması ve kurumda fındık konusunda liyakatli eleman sorununun varlığıdır. Geçtiğimiz yıllarda gördük ki, üretici dağ köyünden fındığını araca yükleyip TMO’ya getirdiğinde olmadık sorunlarla karşılaşıyor. Bunun en başında, fındığın nem oranının fazlalığı gerekçe gösterilerek “biraz daha kurut da gel” deniliyor. Üreticinin fındığını geri, harmanına götürmek yerine tüccara, daha düşük fiyata vermek zorunda kalacağını onlar da biliyorlar. Bunu fırsat bilen tüccar da fırsattan istifade yolunu seçip üreticinin fındığını açıklanan taban fiyatın altında bir rakama alıyor. Anlayacağınız, fındık rekoltesinin yarısını dahi alamayan bir TMO ile karşı karşıyayız.

Oysa tüm üreticiler açısından yapılması gereken, kendi birliklerini kurmalarıdır. Fındık üreticisinin birliği olan Fiskobirlik daha işlevli hale getirilerek taban fiyat da onlar tarafından belirlenmeli ve fındığı da Fiskobirlik satın almalıdır. Üreticiler, tüccarın insafına bırakılmamalıdır.
Tüm ülkede, kooperatifler seferberliği başlatılmalı, üretenler de mahsulünü ortağı olduğu bu kooperatiflere vermeliler. Bu ülkede, geçmişte bunlar başarıyla yapıldı. Ne zaman ki çiftçi ve köylüden yana olmayan zihniyetler iktidara geldiler, kooperatifler devre dışı bırakılıp şahıslar, şirketler zengin edilmeye başlandı. Oysa bizden fındığımızı alıp katma değerli ürüne dönüştürdükten sonra tekrar bize satmalarına fırsat vermemeliyiz. Güçlü kooperatifler ve devletin desteğiyle fındığımızı işledikten sonra satabilirsek ülke ekonomisine de büyük katkı sağlarız. Üreticilerimizi desteklemek, onları üretimde tutmak için bu ve benzeri çalışmaları mutlaka yapmak zorundayız.

Üreticinin desteklenmediği ülkelerin gelecekleri açlıktır, yoksulluktur. Şunu asla unutmayın: Karşılarında önümüzü ilikleyeceğimiz seçtiğimiz politikacılar değil topraktan üretip hayvanlarının peşinde ahırlarda yanlarında ve yaylalarda arkalarında olanlardır. Şunu övünerek söyleyebilirim: Türk çiftçisinin, Türk köylüsünün, yaptığı tarım ve hayvancılıktan zengin olup kendilerine yazlık, kışlık saraylar yaptırmak ya da lüks araçlar filosu kurmak gibi bir hayalleri hiç olmamıştır. Onların tek dertleri, alın terlerine haram katmadan emeklerinin karşılığını alıp insanca yaşamak, çocuklarını helal kazançlarıyla okutmak, vatana, millete hayırlı insanlar yetiştirmektir. Yani gözü doymaz bir dünyalı değildir onlar. Fındığımıza ve fındıkçımıza sahip çıkalım.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *