19 Mayıs ruhu
1. Dünya Savaşı başladığında saraydaki Alman hayranlığı, Almanya'nın savaşı nasıl olsa kazanacağı düşüncesi ve kaybedilen toprakların yeniden elde edilebileceği gibi gerekçelerle Almanya'nın yanında savaşa girdik. Bu savaşın sonunda Almanya’nın yenilmesiyle biz de yenik sayıldık. Sonrasında Osmanlı Hükümetinin 30 Ekim 1918’de imzaladığı Mondros Mütarekesi nedeniyle yurdumuzun pek çok yeri galip devletler tarafından işgal edildi. Çanakkale Boğazı’nda Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri dehasıyla karşılaşanlar, ellerini kollarını sallayarak boğazları geçip savaş gemilerini İstanbul’a demirlediler. Böylece İstanbul resmen işgal edilmiş oldu. İşgalcileri coşkuyla karşılayan içimizdeki hainler de adeta bayram ettiler.
Bu emperyalist işgalciler, Türk halkına zulmetmeye başladılar. Oysa onların unuttukları bir şey vardı. Tarihi boyunca özgür yaşamış bu büyük ulus, esarete ve işgale asla boyun eğmezdi. Ayrıca bir başka devletin de kendilerine özgürlük ve bağımsızlık getirmesini bekleyemezdi ve beklemedi de. İşte tam da bu esnada Çanakkale Kahramanı mavi gözlü dev adam çıktı ortaya. Boğaz’daki düşman gemileri için: “Geldikleri gibi giderler.” deyip Türk milletini arkasına aldı ve 19 Mayıs 1919’da Samsun’dan ulusal kurtuluş mücadelesini başlattı.
Amasya Genelgesi, Erzurum ve Sivas Kongreleri, Büyük Millet Meclisinin açılması ve Büyük Taarruzdan sonra 9 Eylül 1922’de düşmanın İzmir’den denize dökülmesiyle biten kurtuluş mücadelesi.
Oysa İstanbul halen işgal altındaydı. 6 Ekim 1923'te Şükrü Naili Paşa komutasındaki 3. Kolordu İstanbul'a girdi ve 4 yıl 10 ay 23 gün süren işgal resmen sona ermiş oldu. Kısacası 1918’de işgal ettikleri Osmanlı’nın Başkenti İstanbul’a 1923 yılına kadar esaret hayatı yaşatmışlardı.
Boğazı kirleten emperyalist gemileri ve İstanbul sokaklarını kendilerinin sanan işgalci askerler,
Mustafa Kemal’in dediği gibi, geldikleri gibi gittiler.
Kısacası, 19 Mayıs’ta Samsun’dan başlayan kurtuluş mücadelesi 29 Ekim 1923’te ilan edilen Cumhuriyetle taçlanıp egemenlik, padişah ve bir avuç saray azınlığından alınıp kayıtsız şartsız olarak bu asil millete verildi.
Atatürk, büyük mücadele sonucu kurulan bu ülkeyi koruma ve kollama görevini gençlere emanet ederken 19 Mayıs’ı da onlara bayram olarak hediye etti.
Sevgili gençler, şunları aklınızdan asla çıkarmayın:
19 Mayıs, Türk Ulusunun emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı açtığı isyan bayrağıdır.
19 Mayıs, özgürlük mücadelesinin işaret fişeğidir.
19 Mayıs, kulluktan çıkıp eşit yurttaş olma yolundaki ilk döşeme taşıdır.
19 Mayıs, cahil bırakılan ulusumuzun okuyacağı ilk sayfadır.
Bu ülkenin nasıl kurulduğunu okuyarak öğrenin lütfen. Hatta yabancı, tarafsız yazarlardan okumanızda fayda olduğunu düşünüyorum. Öğrendikçe ona ve onu kuranlara daha da saygı duyacağınızdan eminim. Bugün başınızı koyup rahat rahat uyuduğunuz yastıklar için feda edilen hayatları, eksik kalan bedenleri düşünün. Çanakkale’de toprağa vurulan her kazmada çıkan kemiklerin belki de dedelerinizin olabileceğini aklınızdan çıkarmayın. Bu denli zor koşullarda kurulan cumhuriyetin şerefli yurttaşları olarak medeni dünyada saygın bir ulus olarak varlığımızı sürdürmemiz için cumhuriyetimize sahip çıkın, onu koruyun, kollayın.
Şunu aklımızdan çıkarmayalım: Cumhuriyeti ortadan kaldırarak toplumu medeni dünyadan uzaklaştıracak düşüncelere asla izin vermeyin. Dünyada hiçbir rejim kendini yıkmak isteyen düşüncelere özgürlük tanımaz. Unutmayın ki kaybedilen özgürlükleri geri kazanmanın bedeli onu korumaktan daha ağır olur. Bugün İran ve Afganistan’daki kadınların özgürlük mücadelesi, kör gözleri açmalıdır.
Cumhuriyet ve demokrasi asıl gücünü onu özümseyen ve yaşam tarzına dönüştüren bireylerden alır. Bunun için de eğitim sistemimizi cumhuriyet değerleri üzerine inşa etmeliyiz.
Eminim ki cumhuriyetimiz tehlikeye düşecek olursa Mustafa Kemal Atatürk’ün her daim güvendiği siz gençler, onun 105 sene evvel başlattığı mücadeleye tekrar başlayarak hem ülkemize hem de cumhuriyetimize sahip çıkacaksınız.
Son yıllarda tekrar hatırlamaya başladığımız milli bayram arefelerine rastlayan cuma hutbelerinde başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere milli kahramanlarımıza da rahmet okunacağı günleri sizlerle göreceğiz. Sizlere güvenimiz tamdır…