Sağlık çalışanlarının 1 Mayıs mesajı net!
Öncelikle şehitlerimize, depremde vefat eden vatandaşlarımıza ve aramızdan ayrılan arkadaşlarımıza sendikal hayatta büyük mücadeleler veren Kemal Türkler’e Türkiye Cumhuriyetinin ilk kadın sendika başkanı Dervişe Koçoğlu‘na Zehra Kodova ya sivil memurlara sendikal hakkı kazandıran Akif Tutkaç’a Allah’tan rahmet, gazilerimize ve yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.
Ülkemizdeki terörün ve sağlıkta şiddet başta olmak üzere her türlü şiddetin depremlerin beraberinde getirdiği ölüm ve yaralanmaların son bulması için etkin ve kalıcı çözümlerin getirilmesini, çalışma şartları ve özlük haklarımızın iyileştirilmesini, neticede birlik ve beraberlik içinde geleceğe umutla bakabilmeyi temenni ediyoruz. Bunun yanında, doğruluğu, dürüstlüğü, en nihayetinde onurlu yaşayarak, ülkemize ve milletimize katkı sunabilmeyi hepimize nasip etmesini diliyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle; ülkemizin ve milletimizin çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşması noktasında, mesai mefhumu gözetmeden, vatandaşlarımızın sağlığı için çalışan, başta sağlık ve sosyal hizmet alanında çalışanlar olmak üzere vatanını en çok sevenlerin görevlerini en iyi yapanlar olmak üzere, tüm emekçilerin 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Bayramı’nı tebrik ediyor, sağlık, huzur ve mutluluk diliyoruz.
İnsan onuruna yakışır yaşam ortadan kalkmıştır
Her 1 Mayıs’ta olduğu gibi yine meydanlardan seslendik.
Gelinen noktada insan onuruna yakışır yaşam ve görev yapma şartlarımız tamamen ortadan kalkmış, önlem alınması maalesef kaçınılmaz olmuştur. Bizler, her geçen gün hak kayıpları yaşamaya devam ediyoruz. Bu da sorunların dayanılmaz noktaya gelmesine neden olmaktadır.
Çocuklarımız için, gelecek kuşaklar için, insana değer için, çocukların işçi olmadığı, çocukların güzel günler gördüğü, engelli vatandaşların engelli yakını olan kamu personelinin sorunlarının çözüldüğü, uyuyamayan ve uyutulamayanlar için yarınları inşa etmeliyiz. Bilginin ışığı karanlığı aydınlatır. Bu nedenle liyakat diyoruz.
Tüm zorluklara ve olumsuzluklara rağmen ayakta durma başarısını gösteren hekimimize, hemşiremize, eczacımıza, diyetisyenimize, fizyoterapistimize, psikoloğumuza, dil ve konuşma terapistimize, odyologumuza, iş ve uğraşı terapistimize, perfüzyonistimize, sağlık fizikçimize, podoloğumuza, biyomedikal mühendisimize, gerontologumuza, biyoloğumuza, çocuk gelişimcimize, sosyal çalışmacımıza, adli tıp teknikerimize, ameliyathane teknikerimize, anestezi teknisyeni /teknikerimize, ağız ve diş sağlığı teknikerine, çevre sağlığı teknikeri, diş protez teknikeri, diyaliz teknikeri, elektronörofizyoloji teknikeri, evde bakım teknikeri, fizyoterapi teknikeri, eczane teknikeri, ilk ve acil yardım teknikeri, iş ve uğraşı teknikeri, laboratuvar teknisyen/teknikeri, odyometri teknikeri, ortoprdi teknikeri, patoloji anatomi teknikeri, radyoterapi teknikeri, röntgen teknikeri, tıbbi laboratuvar teknikeri, toplum sağlığı, tıbbi sekreter ve tıbbi protez ve ortez teknikeri, genel idari hizmetler sınıfı teknik hizmetler ve yardımcı hizmetler sınıfı arkadaşlarımız, kardeşlerimiz çok ama çok teşekkür ederiz.
Umutlarımız engellerden daha büyüktür
Engeller büyük olsa da bizim de hayallerimiz umutlarımız daha da büyüktür… Sizler de büyüksünüz emekçi kardeşim!
En zor zamanlarda dahi kendisinden eksilterek milletine veren Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk‘ün izinden gidenler olarak ve silah arkadaşlarının bağımsızlık mücadelesinden umudunu kesmeyenleri minnetle anarak onların izinden giderek mücadelemize devam edeceğiz. Taş duvar, demir kapı, kör pencere, yastığımız, ranzamız, stetoskopumuz, derece ölçerimiz, tansiyon ölçerimizle uğruna uykusuz kaldığımız geceler; zulamızdaki üç beş kuruşla geçim derdimiz… Bizler memleketimizin her köşesine bahar gelmesini istiyoruz.
Bilimin ışığında yürüyen, sanatın emeğin ışığını taşıyan, emperyalizmin piyonu olan siyasetçiler tarafından köleleştirilmeden şiddet görmeden emek sömürüsünün, terörle ölümlerin olmadığı, üreten bilim ve sanatın gücünü geleceğe taşıyan bir koşu olsun hayatımız.
Evlatlarımıza aydınlık yarınlar bırakmak tek hedefimiz.
Çağdaş yaşamın gereklerini bilen,
Hukukun üstünlüğünü kabul eden,
İnsan haklarına saygılı olan,
Demokratik yaşama bağlı,
Laik anlayışı benimsemiş,
Adama, gruba, tarikata, cemaate ya da herhangi bir oluşuma tabi olmayan,
Fikri hür,
Vicdani hür,
Kurucu değerlerimize ve Atatürk ilkelerine bağlı vatanını, milletini, bayrağını ve adil olma prensibini önemseyen Türkiye Cumhuriyeti’nde sendikacılığın önderi gerçek sendikacılık yapan Kemal Türkler’i, Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk kadın sendikacı Zehra Kosova’yı, Dervişe Koçoğlu’nu, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde sivil memurların sendikal haklarını almak için önder olan Akif Tutkaç’ı, pandemide ve depremde kaybettiklerimizi saygıyla rahmetle anıyoruz.
Bir kez daha bu meydandan sesleniyoruz!
Yardımcı Hizmetler Sınıfı kalksın.
3600 ek gösterge birinci dereceye inen bütün kamu personellerine verilsin.
Kamuda çalışan mühendislerin özlük hakları düzenlensin
Hekimler baş tacımızdır. Hekiminden hemşiresine, teknisyeninden teknikerine, GİH, YHS, THS güvenlik ve temizlik personeli sağlık ordusunun parçasıdır. Eğitim öğretime saygı olmalı ayrıştırmak bize yakışmaz.
ILO 190 sayılı Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizin Önlenmesi Sözleşmesi onaylansın!
Onurlu çalışma hakkı için Mobbinge dur demeliyiz. Avrupa Sosyal Şartını unutmamalıyız.
Giyim yardımı güncellensin!
10 dakikada bir randevu ile hekimler istediği hizmeti veremiyor muayene süreleri uzasın.
Bayramı bayram gibi yaşamak için bayram ikramiyesi kamu personeline verilsin.
Yıllık ve şua iznini ücretli memur gibi ücretten kesilmeden tam kullanılsın.
Şua izni kısıtlanmasın!
Teşvik ek ödemeleri hizmete katkı veren herkese verilsin.
Biyalog ve hemşirelere uzman kadrosu verilsin
Ek ödeme yönetmeliğinde katsayılar düzenlensin. Emeğe eğitime öğretime saygı olmayan katsayıları kabul etmiyoruz.
Kamu zararı oluşturmak istemiyoruz. Mahkemeler kazanılmış hak dedi ve GATA’nın verdiği sertifikaları geçerli saydı. Öyleyse topluca alınan unvanlar geri verilsin.
Makama sahip olan yönetici değil liyakatla gelen yöneticiler olsun.
İşçi, memur ayrımı olmasın!
Bizler kızgın değiliz, kırgın değiliz, dargın değiliz… Kısacası biz artık hiçbir şey değiliz. Bizler yapılan yanlışlar yüzünden depremler yaşamak, ailesini, evlatlarını, anasını, babasını, kardeşlerini kaybedenleri mezar yeri bilinmeyenleri, cenazesine ulaşmayanları, evi yurdu, tüm hayatı alt üst olan her biri ailesi ve ülkemiz için birbirinden kıymetli yurttaşlarımızı, bu vatan toprakları için şehit, gazi olanları unutmadık… Unutmayalım ki; ateş düştüğü yeri yakıyor! Bizler diyoruz ki; ayrıştırma, ötekileştirme olmadan işciye, memura, emekliye, çiftçiye, esnafa, hakkının verildiği; aydınlık, ekonomisi güçlü günler görmek istiyoruz!”