Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
15°
Ara

Tur Kadıköy'e kaldı

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Tur Kadıköy'e kaldı

Merhaba değerli okurlarımız.Takımımız Fenerbahçe’nin Avrupa Konferans Ligi mücadelesinin ardından paylaşmak istediklerimi yazdığım bir yazı ile karşınızdayım. Perşembe akşamı Yunanistan deplasmanında Olympiakos’a konuk olduk. Maç bizler için açıkçası kabus gibi bir ilk yarı hazırlamıştı. İlk 15 dakikada girdiğimiz pozisyonları bulamayınca rakibimiz silkinip kendine geldi ve gerçekten çok organize,çok koşan bir görüntü çizerek kaptığı topları gole çevirdi. Sanki üzerimize bir kara bulut çökmüş gibiydi. Bireysel hatalar çok fazlaydı,sanki silah zoru ile sahaya çıkmış bir takımdık.Peki tüm bunların sebebi neydi? Şahsi kanaatime göre kadro seçimimiz yanlıştı. Sakatlıklar İsmail Hoca’yı korkutmuştu. Ancak böylesine önemli bir maçta oyuncu korumak adına intihar gibi bir kadro çıkarmak ne kadar doğru? Fred ve İsmail’in yerine tercih edilen Zajc ve Krunic ikilisi pamuk gibi yumuşak,kaplumbağa kadar yavaş ve prese karşı en az dayanıklı olan oyuncularımızdı. Maçtan önce rakip takım hocasına hayal kurdursak herhalde bunu o bile hayal edemezdi. Maçtan sonra açıklamalarında sorumluluk alan ve özür dileyen Çağlar da gerçekten çok kötü performans gösterdi.Daha sonra yapılan değişiklikler ile maça ortak olduk,rakip takımın adeta dizleri titredi.Hiç ummadıkları bir skora doğru evrildi maç.Acı bir tecrübe oldu ama artık biliyoruz ki son 15 dakikanın kadrosu çıkarılırsa Kadıköy’de Yunan’ı rıhtımdan denize dökeriz.

İÇİMİZDEKİ YUNANLAR

Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi dahili ve harici bedhahlarımızın sayısı oldukça fazla. Böyle dönemlerde sayıca kalabalık olmalarının verdiği özgüven ile sesleri daha çok çıkıp kendilerini belli etmekten çekinmiyorlar. İlgimi cezbeden konu ise içerideki düşmanların dışarıdakilerden daha fazla olması ve daha kin dolu olması. Özellikle sosyal medyanın verdiği cesaret ile Fenerbahçe üzerinden Türk düşmanlığı yapan,Türk bayrağının en iyi yerlerde olmasından rahatsız olan bu güruha sesleniyorum;köpeklerin duası kabul olsa gökten kemik yağardı.Avrupa’da veya ligde başarılı veya başarısız olmaktan bağımsız olarak şunu herkes biliyor ki Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Atatürk İlkeleri’ne sahip çıkan,milli mücadele ruhunu asla unutmayan,spor kulüpleri içerisinde Türklük bilincini en iyi temsil eden taraf her zaman Fenerbahçe olmuştur.Bu böyle olmaya devam edecektir çünkü Fenerbahçeli olmanın genlerinde bu vardır.

TFF SABOTE ETMEYE ÇALIŞTI

Gelelim maç günü açıklanan cezalara... Taraflı,tarafsız tüm spor yorumcuları ağır eleştirilerde bulundu. Hepsi de sonuna kadar haklıydı.Federasyon Fenerbahçe’nin Avrupa maçının olduğu gün Süper Kupa maçının 3-0 rakibimiz Galatasaray lehine tesciline ve takımımızın 4 milyon TL ceza ödemesine hüküm verdi. Bu cezanın günü ve saati tamamen moral bozmak, Avrupa maçımızdan önce sabote etmek, Fenerbahçe’ye çelme takmak amacı ile belirlenmiş ve son derece planlı bir çalışma sonucu ortaya çıkmıştır. Mehmet Büyükekşi sanırım hiç tarih okumuyor. Zulüm ile bir sonuca ulaşamayacağını,eninde sonunda milyonlarca insanın arkasından lanet okuyacağını tahmin edemiyor.Zira biraz tarih bilgisi olsa idi kendisi gibi diktatör olmaya çalışanların sonunun iyi olmadığını görebilirdi.

SAKATLAR İYİLEŞMİYOR

Bir diğer konu ise sakatlıklar. Bir kere sakatlanan ya geri dönmüyor ya da aynı yerden tekrar sakatlanıyor. Bu konuda tıbbi bilgim sınırlı olduğu için doktor suçlamayı tercih etmiyorum. Ancak şunu da gözden kaçırmayalım ki bu kadar uzun ve sık sakatlığın üst üste gelmesi tesadüf olamaz.Oyuncular doğru idman yapmıyor mu?Doktorlar mı yetersiz? Bazı oyuncularımıza fazla mı yük bindi? Kariyerlerinde çok az sakatlık yaşayan oyuncular buraya gelince sık sakatlanır oldu. Ligin başında çok donanımlı bir kadrosu olan takımımıza baktığımda kulübeden hamle oyuncusu olarak oyuna girecek oyuncu sayısı çok az. Daha önce de dediğim gibi devre arasında defans çeşitliliği sağlandı ancak orta saha ve hücum hattı zayıflatıldı. Olympiakos maçında topu ayağında tutacak,duvar gibi geri dönmesini engelleyecek yetenekli ve adam eksilten oyunculara çok fazla ihtiyaç duyduk.Presleri ilk yarıda kıramadık,çata çat sert mücadelelerin hepsini kaybettik. Bu maçı izlerken sanırım herkes benim gibi Crespo’yu anmıştır. Bu seviyede maçlarda narin oyuncular sizi bir sonraki aşamaya taşımaz.

PERŞEMBE GÖRÜŞÜRÜZ

Bir sonraki tur için gereken tek şey önümüzdeki 90 dakikayı iyi geçirmek. Perşembe günü saat 22:00’da bizler için adeta zaman su gibi akmaya başlayacak ve rakibimiz için de bir türlü geçmek bilmeyecek. İsmail Hoca ilk maçta yapması gerekeni öğrendi. Hırslı birkaç oyuncumuzun da takımı ateşlemesi ve taraftarın muazzam desteği ile biz bu Olympiakos’u eleriz. Dirençli,ısıran bir ortasaha kombinasyonu,topu ileri taşıyıp orada kalmasını sağlayan bir takım oluşturmak yeterli olacaktır. Yunanistan’da geç açıldık ve vakit yetmedi. Filmin geri kalanını İstanbul’da çekelim… Haydi Fener!

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *