Siz hepiniz Fenerbahçe tek!
Geçtiğimiz haftalarda yaşanan skandallardan sonra milli maç arası hepimizi sakinleştirir diye umut ediyorduk. Ancak bu süreçte gündem daha yoğundu.Flaş açıklamalar,skandal toplantıların ortaya çıkması ve Fenerbahçe’nin kongresi oldukça sıkı takip edildi. Spor kamuoyu milli maçlardan çok bu meseleler ile alakadar oldu. Tüm sporseverler kongreden çıkan karara odaklandı. Taraftarlar ikiye bölündü. Bir kısım maça çıkılmasını ve kupanın kazanılmasını isterken bir diğer kısım ise maça çıkılmamasını destekliyor. Federasyon ise maçı ertelemeyerek,yabancı hakem talebini görmezden gelerek adeta milyonlarca taraftarımızın artık sabrını sınıyor. Hala anlamamakta ısrar ettikleri bir şey var; Fenerbahçe yok ise Türk Futbolu da yok. Daha önce rakiplerimizin Avrupa maçlarından dolayı lig fikstürlerini kolaylaştıran federasyon,bizim Avrupa’da oynadığımız maçların milli bir mesele olduğunu dahi kavrayamamış durumda. Bundan önceki yıllarda olduğu gibi takımımız yine saha içinde tüm diğer takımlarla,saha dışında örgütler,klikler ve federasyon ile mücadele ediyor. Kurulduğu günden beri olduğu gibi;SİZ HEPİNİZ,FENERBAHÇE TEK!
BÜYÜKEKŞİ UTANMIYOR
Tüm bu anlattıklarımın yanı sıra liyakatsizlik de kulübümüzün bir diğer düşmanı. Federasyonun başındaki kişi olarak utanmak,sıkılmak,pılını pırtısını toplayıp gitmek için daha neyi bekliyor inanın anlamıyorum.Bir insanın döneminde bu kadar utanç kaynağı olaylar yaşanıp hala rahat rahat koltuğunda oturmasını aklım almıyor. Biz Fenerbahçeliler daha ne yapalım? Eleştiriyoruz,yazıyoruz,protesto ediyoruz ama sesimizi duyuramıyoruz. Diğer Anadolu takımları her hafta feryat figan haklarını arıyorlar.Ancak yine sonuç yok. İnanın başka bir kişi federasyon başkanı olsa idi,Arabistan skandalını bile beklemeden Halil Umut Meler olayında görevini bırakır,göz önüne çıkmayacağı bir yerde yaşamına devam ederdi.Tüm bunların ardından gerçek olmadığını iddia ettiği bir toplantıda kameraya yansıyan görüntüsü basına çıktı. Alenen yalan söyleyen bir insan olarak ya utanmıyor ya da yaptıklarını unutmasına neden olan bir hastalığı var.Umarım ikinci seçenek doğrudur çünkü sağlık sorunu dışında yaptığı icraatleri,söylediği yalanları ve Fenerbahçe’yi yok etme girişimlerini savunabileceği bir mazeret tanımıyorum.
SPORA SİYASET KARIŞTI
PFDK,Trabzonspor maçı sonrası yaşanan olaylar ile ilgili çalışmasını ve kararlarını neredeyse 15 günden fazla geciktirip herkesi bekletti. İşin sonunda da ‘Ne şiş yansın ne kebap’ der gibi saçma cezalar otaya çıktı. Dayak yiyen Trabzonsporluların yüreğini soğutmak için futbolcularımıza göstermelik cezalar geldi.Trabzonspor’a ise para cezası ve saha kapatma verildi.Peki önümüzdeki yıl aynı şeylerin yaşanmamasını sağlayacak bir aksiyon alındı mı? Gerçekten yıldırıcı bir yaptırım gördük mü? Tabi ki hayır. Eyyam Türk sporunun her yerini sarıp sarmalamış durumda. Cezaların açıklanması için ve PFDK sevkleri için seçimin beklenmesi de bunun bir sonucu. Soruyorum sizlere; Sahada yaşanan olayları neticeye bağlamak için neden yerel seçimler beklendi? Bu bile sporumuzun siyaset eli ile ne kadar kirletildiğinin en basit göstergesidir. Sadece sportif vakalar ile ilgili karar alması gereken kurumlar siyasetten icazet almadan harekete geçemiyor. Şu ortamda futbol konuşmak bile komik geliyor bazen.
ADANA’YA 4 GOL
Dediğim gibi futbol konuşmak çok mantıklı değil ama kısaca maç hakkında da birkaç şey söylemek lazım. Fenerbahçe iştahlı başladı. İyi oynamaya odaklandı. Saha dışı etmenleri maçın başlangıç düdüğü ile unuttu. Birkaç önemli girişimden ve direkten dönen toptan sonra skoru 1-0 a getirmeyi başardı. Basit bir kaleci hatası ile rakibini durduk yere maça tekrar ortak etti. Maç boyunca hiçbir Fenerbahçeli puan kaybından korkmamıştır. Çünkü o bildiğimiz göz korkutan Adana Demirspor’un yerinde yeller esiyordu. Organize olamayan,kadrosu zayıflamış bir rakip olarak göründüler. Fenerbahçe adına ise Szymanski’nin iştahı dikkatimi çekti. İrfan ise maçın tartışmasız en çalışkanıydı.Dzeko’ya taç atışından yaptığı asist ise hem kurnazlığın,hem istekli olmanın,hem de konsatrasyonun bir meyvesiydi. Ancak bir kişiye apayrı bir parantez açmak istiyorum. Dusan Tadic…Sırp yıldız saha içinde tüm arkadaşlarına harfiyen ne yapmaları gerektiğini öğretiyor,top kendisine geldiğinde muhakkak onlara alan açıyor.Genellikle sahada kimsenin tahmin etmediği ve görmediği yere etkili paslar atıyor,takımını gole yaklaştırıyor. Eminim ki şu ana kadar yaptığı asistlerin ve attığı gollerin misliyle fazlası kaçmıştır. Türkiye liglerinde Alex’den beri bu kadar basit oynayıp bu kadar sonuca etki eden bir oyuncu olmamıştı.
SOKAKTA OYNAYIN,KALDIRIMDA DESTEKLERİZ
Son olarak kulübümüzün ve takımımızın sonuna kadar arkasında olduğumuzu tekrar söylemek isterim. Bir önceki yazımda dediğim gibi artık kötü de oynasa herhangi bir oyuncumuzu eleştirme devri kapanmıştır. Tabi ki beğenmediğimiz oyuncularımız da var ama şuan önemli bir mücadelenin içerisindeyiz ve bu kirli düzene hiçbir oyuncumuzu yem etmeyeceğiz. Daha önce de dediğim gibi alınacak her kararın sonuna kadar arkasındayım. Fenerbahçe halı sahada oynasa tel örgülerin arkasından,sokakta oynasa kaldırımdan destekleriz…