Boş tencere ve emeklinin zaferi
Seçimler geldi geliyor derken, 31 Mart seçimleri yüzde 78 oranında katılım ile yapıldı.
Anketçiler o kazanıyor, bu önde, falanca daha şanslı gibi lakırdılar ederken, seçimi adından sanından bahsedilmeyen bir grup kazındı.
Durdurulamayan enflasyon, işsizlik, pahalılık kazanamayan esnaf, toprağına küskün çiftçi açlık sınırının altında ücret bağlanan emekli ve dolayısıyla kaynamayan boş tencere.
İşte seçimin galibi boş tencere kaynatanlar ve “Sizin halinizi anlıyoruz. Durumunuz çok kötü. Ama ne yapalım bütçe imkânlarımızla sizlere daha fazla veremiyoruz” denilen emekliler seçimi zafere götürenler oldu.
Ülkemizde ki 16 milyon emekli bu seçimde kendilerinin hiçe sayılmasının ya da çantada keklik görülmesinin öyle olmadığını gösterdiler. Bundan sonraki seçimlerde ve gelişmelerde neler yapacaklar bekleyip göreceğiz.
Seçimi Türkiye ve İstanbul ittifakı kazandı
Yenilikçi sloganı ile kurultaya giren İmamoğlu ve Özgür özel, değişime başlangıçta etrafındaki kadroları değiştirmekle başlamışlardı. Bilindiği gibi daha sonrasında önceki ittifak yani Millet İttifakı tamamen dağılmasına karşın, Cumhur İttifakından YRP haricinde tüm partiler görev ve bağlılıklarına devam etmişti.
Millet İttifakının dağılmasıyla yalnız kalan CHP ülke genelinde Türkiye İttifakı İstanbul’da ise İstanbul İttifakı oluşturup seçime girdiler ve bunu da başardılar.
Ülke genelinde daha önce kazanılan 11 Büyükşehir belediyesini muhafaza ettikleri gibi bunlara Denizli, Amasya, Balıkesir, Bursa, Afyon gibi büyük şehirleri kattı. Ayrıca daha önce Ak Partide olan Artvin, Giresun, Zonguldak illerini geri aldı. Ak partiden ise tarihinde ilk defa Kırıkkale, Manisa, Kütahya Uşak, Kilis gibi illeri katarken Kırklareli’ni MHP kaptırdı.
Tüm bunlara karşın CHP, Özgür Özel Başkanlığında 1977 seçimlerinde Bülent Ecevit'in aldığı oy oranına yaklaşarak 47 yıl sonra tarihinde ikinci kez ülkemizde birinci parti oldu.
Her şey çok güzel oldu
Bu slogan daha önce seçimde Ekrem İmamoğlu’nun, “Her şey çok güzel olacak” olarak kullanmıştı. Ancak önceki gün yapılan Mahalli İdareler seçiminde gerek Ülkemizde gerekse İstanbul da mevcut CHP’li ilçelerden Büyükçekmece, Beylikdüzü, Esenyurt, Avcılar, Küçükçekmece, Bakırköy, Şişli, Sarıyer, Beşiktaş Kadıköy, Ataşehir, Maltepe, Kartal ve Adalar ilçelerine; Silivri’yi MHP'den, Ak Partiden de, Bayrampaşa, Beyoğlu, Çatalca, Eyüpsultan, Çekmeköy, Sancaktepe, Tuzla Şile ve Üsküdar ilçelerini de alarak 14 olan Belediye Başkanlıklarını 25 ilçeye çıkartarak, İBB Meclis çoğunluğunu da eline geçirmiş oldu. Bu sonuçlara özellikle AKP'ye oy veren Anadolu 'da yaşayanların muhtarlık seçimleri için memleketlerine gidenlerinde etken olduğunu bir tarafa koymak gerekir. Böylece ülkemizde ve İstanbul da her şey CHP’ye göre çok güzel oldu.
17+1’mi, köfteci mi kazandı?
31 Mart seçimlerinde en çok dikkat çekenlerden başında hükümetin 17 Bakanının İstanbul’da Murat Kurum için seçim çalışmalarını katılması yanında sonrasında da, Ak Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılmasıyla Ekrem İmamoğlu’na karşı 17+1 ortaya çıktı. Seçim kampanyaları sırasında Murat kurum Ekrem İmamoğlu’nun gençliğinde köftecilik yapması nedeniyle, İmamoğlu’nun 10 yıldır Belediye Başkanlığı yaptığını da unutarak, “Sen git köftecilik yap. Ancak köfte dükkânını yönetebilirsin. Bakanlıkların önünden geçmek şöyle dursun. Sen o bakanlıkların kantininde köftecilik yapabilirsin” demişti. Şimdi sormak lazım. 17+1’mi kazandı, köfteci mi?
Sonuç 1 Nisan şakası değildir
CHP tarihinde tek parti döneminden çok partili sisteme geçtikten sonra, Ecevit döneminde 1977 yılında birinci parti olmuş derleme milletvekilleri ile hükümet kurmuş ama uzun sürmemişti. Sonrasında koalisyonlar ve 80 İhtilali ile son bulmuştur. Şimdi 77 den 47 yıl sonra bu yerel seçimde yüzde 25’i geçemeyen parti yaklaşık yüzde 38 oy alarak yeniden birinci parti oldu. En önemlisi İstanbul’da kazanılmaz denilen ilçeleri kazanan CHP seçime 14 ilçe ile girip 25 ilçe ile çıkması elbette bir Nisan şakası olarak değerlendirilmemelidir. Alınan sonuçlar gerçektir. Bu sonuçlara emekliler yılında emeklilerin katkısını da unutmamak gerekir.