Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
15°
Ara

Çamur ve iftira siyaseti

YAYINLAMA:
Çamur ve iftira siyaseti

Seçimler artık kapımızda. Herkes vatandaşlık bilinciyle Pazar günü sandığa gidip uygun gördüğü adaya oyunu verecek.
Ancak demokratik hakkını kullanacak olan seçmen neye göre tercihini yapacak onu kestiremiyorum. Seçmen adayların ve parti liderlerinin söyledikleri yalanlara, attıkları iftiralara ve birbirlerine yapıştırdıkları çamurlara göre mi, oyunu kullanacak. Yoksa salim kafa ile bunları değerlendirip adayların geçmişlerine ve icraatlarına bakıp, bol keseden attıkları vaadlara mı kanacak.

Çözüm var

Adaylara bakıyoruz. “Benim mal varlığım bu. Seninkinin hepsi bu değil. Yok bilmem neredeki villaları neden unuttun. Sen filan yerdeki daireleri neden göstermedim. Yok senin kızının filanca devletteki aldığı evi nasıl aldı. Gibi lüzumsuz lakırdılarla vatandaşı meşgul ediyorlar.
Hele, hele televizyonlardaki lagalugacılar var ya. Aman Allah’ım sanki adamla ortakmış gibi, “Filancanınki doğru öteki yanlış vay nasıl olurda bu koskoca illeri yönetmeye kalkanlar” gibi lüzumsuz konuşmalar. İşin garip tarafı bu lafları edenler belli ki ülkemizdeki mevzuatı bilmiyorlar.

Nereden buldun yasasını biliyor musunuz?

Demem o ki, bir kişinin mal varlığı ne kadar olursa olsun. Bunu bildirsin ya da bildirmesin. Konuyla ilgili konuşanlar, atalarımızın söylediği gibi, “Zenginin parası züğürdün çenesini yorar” dan ibarettir. Mal beyanında bulunan adayların kendilerinin takdiridir. Bu nedenle kimse, “Vay senin malın çok ya da az” demesi mümkün değildir.
Bunu ancak devletimiz, Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü ve denetmenler diye biliyordu. Ülkemizde Bülent Ecevit'in hükümet döneminde yani 1998 yılında zamanın Ekonomi Bakanı Zekeriya Temizel’in önerisiyle kara para ve vergi kaçakçılığına “Dur” demek ve Mali Milat kabul gören 2. Uyum Paketi ile için yürürlüğe giren Nereden Buldun Kanunu yürürlüğe girdi.

Kanun ülkede feveran yarattı. Yasanın zarar verdiği ve yasaya tabi olan kişiler ya da kuruluşlar tartışmaları sürdürdüler. Etrafı ve iktidarı rahatsız ettiler AK Parti Hükümeti bu kanun hükmüne son vermek için Gelirler Vergisi Kanunu’nun 82/2. Maddesi 9 Ocak 2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 4783 sayılı Kanunla kaldırdı. Kanun yürürlükte olsaydı elbette sorulurdu.
Bundan sonra hatırlanacağı gibi, Nereden buldun yerine nereden getirirsen getir, yeter ki para getir sorulmayacak şeklinde yorumlar yapıldı.
Bu nedenle hiç kimse kimseye, “Vay sen bu kadar mal ve mülkü nereden ve nasıl aldın” diye sorma hakkı yok. Adaylar etik ve dürüstlük ölçüsünde mal varlıklarını açıklar ya da açıklamazlar. Boş tantana edenler bunu böyle bilmeliler.


Hesap sorulması mümkün

Evet, her kim olursa olsun. Mal varlığı ve edinimleri ile dikkat çeken kim olursa olsun elbette hesap sorulup hakkında bilgilendirilmesi gerekir. O zaman kamuoyu kimin ne yaptığını nasıl mal edindiğini bilir. Böylece gayri meşru yollara başvuranlar da kendilerine dikkat etmek zorunda kalırlar ve kaynaklarda sömürülmekten kısmen kurtulur. Gerçi bizim meşhur atasözümüz var “Minareyi çalan kılıfını hazırlar” demesine rağmen, kılıf hazırlamak öyle kolayda olmaz.
Bunun için 2013 yılında kaldırılan Gelirler Vergisi Kanunu’nun 82/2 maddesi geri getirilir ve Nereden Buldun Kanunu yürürlüğe konulursa bu durum pek ala mümkün olur. O kanunu kaldıranlar ve kaldırılması için zorlayanlar bu duruma razı olurlar mı bilemem.


Seçmen ne yapacak?

Bana göre yarın sandık başına gidecek olan 61 milyon 441 bin 882 seçmen palavralara, iftira ve çamurlara dikkat etmeyecek. Bu seçmenin 16 milyonu emekli olduğuna göre onlarında bir hesabı olacağını sanıyorum.
Dolayısıyla seçmen başını iki elinin arasına alıp, iyice bir düşünecek ve “Ben ne idim ne oldum. Nereden nereye geldim” diyerek tercihini yapacaktır.

Mehmet Emin Karamehmet örneği

2011 seçimleri öncesi CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve yanındaki kurmaylarından Erdoğan Toprak, Gürsel Tekin ile birlikte AKŞAM Gazetesi Genel Yayın Müdürü İsmail Küçükkaya ve biz yöneticilerle birlikte gazetemizde kahvaltıda buluştuk.
Kahvaltıya Çukurova ve Türk Medyanın sahibi Mehmet Emin Karamehmet, Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Bülent Ergin ve Serdar Çaloğlu da katıldı.
O zamanki mal varlığından günümüzde hiçbir şeyi kalmayan ve şu günlerde amansız bir hastalıkla mücadele eden Karamehmet, Kılıçdaroğlu'na sohbet sırasında, “Kemal Bey geçmişte Tansu Çiller seçmene anahtarlar vaad etti ve seçimi kazandı. Seçimi kazandıktan sonra ne kimseye anahtar verdi ne de kimse Tansu Hanımdan anahtar istedi. Şimdi bakıyorum sizin bu tür vaadiniz yok” demişti.
Kılıçdaroğlu ise “Haklısınız. Ama ben veremeyeceğim şeyi vaad edemem. Sonrasında halkıma çok mahcup olurum. Bizim amacımız demokrasiyi tam olarak yerleştirmektir. Tüm adaylarımızda böyle düşünmektedirler” demişti.
Şimdi yarın yapılacak seçimlerde seçmen tercihini yalan dolanlara ve boş vaatlere mı verecek yoksa tartıp biçip uygun olanı mı seçecek göreceğiz.
Yarın demokrasinin kazanması dileğimle…

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *