Bay Kemal sahaya ya da televizyona çıkmalısınız!..
Yenilik ve değişim diye seçimi kazananlar Genel başkanlık MYK ve Parti Meclisinin bir kısmını değiştirmekten başka bir değişim yapmadılar.
Bir başka değişim daha yapıldı. İstanbul’da kazanılmış 14 belediye başkanlığının yaptıklarına bakılmaksızın dokuzunu değiştirdiler.
Yapılan değişikliklere başka eklemek gerekirse İstanbuldaki 39 ilçe adaylarının salt çoğunluğu İBB’nin bürokratları ve danışmanlarından oluştu.
Bazı ilçelerde meclis üyeleri oluştuktan sonra bir araya gelince listede yer alanların birbirlerini tanımadıkları anlaşıldı. Üyelikler tespit edilirken, partideki geçmişlerine, liyakata, eğitim durumlarına ilçelerdeki demografik yapıya bakılmadan yazıldığı eş-dost ahbap. Çavuş, hemşehriliğin ön planda olduğu görüldü.
Üye profili
Bir ilçenin meclis üyeleri listesinde yer alan bir şahsın iddialara göre, parti ile alakası olmayan, ilçe başkanlığının nerede olduğunu bilmeyen, geçmişinde dini ağırlıklı bir partiye hizmet ettiği ileri sürülen, ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e hakarete varan sözler sarf ettiği iddia edilen birinin İstanbul'un önemli bir ilçesinin Meclis Üyeliği listesinde seçilebilecek yerden aday gösterildiği belirtiliyor.
Yine bir ilçenin Belediye Başkan adayı meclis üyesi adayları ile yaptığı toplantıda, “Arkadaşlar liste sıralamasında yerinden memnun olmayanları biliyorum. İsteyen istifa edebilir. Hem çalışmalarımızda hap benim yanımda değil Mahallelerinizde çalışmanızı öneririm” dedikten sonra, meclis üyesi adaylarının da, “Biz muhtar adayı mıyız ki, mahallemizde çalışalım İlçemizin her yerine biz hizmet götürmeyecek miyiz? diyerek itiraz ettikleri belirtiliyor.
Evet Kemal Bey!
Bunlar bir iki örnek. Döneminizde 11 büyükşehir Belediye Başkanlığını kazandınız. Önümüzdeki Pazar günü yapılacak seçimde bunları muhafaza etmek ve ilave büyükşehir ve iller katmak için herkes harıl, harıl çalışıyor.
Ak Parti kanadı İstanbul'u kazanmak için var gücü ile sahada, Belirtildiğine göre bakanların hemen hepsi İstanbul’da konuçlanmış. Cumhurbaşkanı, Erdoğan son hafta tamamen İstanbul'da olacak ve ilçelerde mitingler düzenleyecekmiş.
Evet Kemal Bey, sizin kişilik ve başkanlığınıza önem veren CHP’lilerden bazıları, değişim ile size hareket yapıldığı düşüncesiyle sanki partiye küsmüş gibiler. Her ne kadar Genel Başkan Özgür Özel, “Herkes baba ocağına dönsün. Kapımız arkasına kadar her vatandaşımıza açık” diyor ama, bu çağrıya karşın siz, “Diktiğim fidana hiç kıyarmıyım” diyorsunuz
Fidana kıyamayacaksınız sahaya çıkın
Bazı kaynaklar İstanbul’un kritik olduğunu bazı ilçelerin kaybedilip bazılarının kazanılacağını belirtiyorlar. Bu durumda Özgür Özer Bey’in sizinle ilgili bağlarının iyi olduğu kamuoyunca biliniyor. Ayrıca Ekrem Bey’le sizin baba-oğul ilişkisinde olduğunuz da unutulmadı. Bu durumda aranızda bir gerginlik var mıdır, yok mudur bilinmez ama, son bir haftada bir araya gelen ve bir görüntü verin.
İmamoğlu’nu Ablası saydığı Akşener’de terk edip, onu beceriksiz, hatta tek rakibi olarak ilan ettiğine göre, Ekrem Bey’e sahip çıkın. Böylece CHP’ye size yapılanlardan dolayı küskün durumda olan ve sandığa gitmeyeceklerini belirten partililerin ikna edilmesi için bir araya gelin, sahaya çıkın veya bir televizyon kanalında beraber görüntü verin ve partililerle diğer vatandaşlara çağrıda bulunun. Bunu fidanım dediğiniz partiniz için bu partinin Genel Başkanlığını yapan biri olarak yapmanız gerektiği kanaatindeyim.
Böylece size karşı olduğu sanılan yenilikçi ve değişimcilerin değişim adına bir şey yapmadıklarına karşın onları mahcup edin ve partiye enerji katın. Partiye küsen ya da küsmüş gibi görünenleri Özgür Bey gibi baba ocağına davet edin.
Kumpaslara dikkat!
Her seçim öncesi bir takım kumpaslar ve yalanlar hazırlanıp kamuoyuna sunulduğunu hepimiz biliyoruz.
BU günlerde CHP İstanbul il binasının satın alınmasını bazı insanlar diline doladı ve bir takım TV kanallarında laga-luga yapmaya cahilce konu ve mevzuatı bilmeden devam edip ahkâm keserek halkı yanlış bilgilendiriyorlar. Aslında o laga-Luga konuşmaları Dezenformasyon Kanunu’na da muhaliflik oluyor.
Lagalugacılar belli ki gayrimenkul alım satımıyla ilgileri olmamış. Arkadaşları bilgilendirmek açısından belirteyim. Bir mülk alınırken pazarlık edilir. Sonra satış işlemleri başlayınca mülk sahibinin isteği doğrultusunda kapora verilir. Tescil gününde ise yine mülk sahibinin isteği doğrultusunda bedel ya peşin ya da banka havalesi ile ödenir. Bunu Tapu Tescil Memuru zaten, “Bedeli mukabilini aldın mı?” diye sorar ve mülkün satışını gerçekleştirir. Bu sırada Alıcı ve satıcının harçlarını yatırıp yatırmadığını kontrol eder ve satışı gerçekleştirerek imzalatır ve tescil ettirir.
O TV'lerdeki çok bilenler gibi vergi kaçtı mı, yatırılmadı mı gibi konulara bakmaz. Tapu Daireleri sadece satış ve alım harcını tahsil eder. Gerisi Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürlüğü’nün işidir.
Zaten konu adalete intikal ettiğine göre boşu boşuna konuşmak ne sizlere ne de başkalarına bir şey kazandırmaz. Bunu bilesiniz