Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
15°
Ara

Evrensel lezzet tehlikede

YAYINLAMA:
Evrensel lezzet tehlikede

Çikolata yediğimizde hissettiğimiz haz sadece aldığımız tatlı tat dolayısı ile değildir. Vücüdumuzda salgıladığı seratonin hormonu ile duygu durumumuzu düzenler ve bize mutluluk, neşe ve zevk verir.

Mutluluk kaynağı olan çikolata ve çikolata üreticilerinden maalesef pek mutlu haberler alamadık. Batı Afrika bölgesinde yayılan bir hastalık sebebi ile kakao kıtlığı başlamış durumda. Tedavisi bulunmayan virüs kaynaklı hastalıktan kurtulmanın tek yolu, ağaçları kesip yerlerine yenisini dikmek. Batı Afrika'da etkili olan virüs salgının vurduğu ağaçlar ölmüş durumda ve yenisi ekilen ağaçlar ise henüz verim verebilecek durumda olmadığı için üretim düşmüş durumda. Kuru ve sıcak hava ise üretim ve verim alma işini iyice zorlaştırıyor tabii ki.

Üretimdeki düşüş elbette fiyat artışlarına da neden oldu. Bu yüzden kakaonun dünya çapında fiyatı bir süredir sürekli artıyor. Bu durum sadece üretici ve tedarikçileri değil tüketicileride aşırı etkileyecek gözüküyor. Çünkü bu tatlıya aşırı bağımlı insanlar var. Kıtlık devam ettikçe fiyat artışınıda durdurmak zor, böylece artık çikolata yemek bile lüks ve bulması zor olacak gibi gözüküyor. Çok aşırı düşkün olmasam bile bende bu tattan mahrum kalmak istemem açıkçası. Ama eminim bununda bir çözümü vardır veya bulunur. Çünkü çikolata tarih boyunca her kültürde değerli bir lezzet ve en sevilen atıştırmalıklardan birisidir. Peki merak ettiniz mi hiç bu lezzet nasıl bulundu ve yayıldı?

Evrensel lezzet

ne zaman başladı?

Çikolata, kökleri Orta Amerika'nın antik uygarlıklarına dayanan, tarihi zenginliği ve lezzetin mükemmelliği ile öne çıkan bir gıda maddesidir. Maya ve Aztek kültürlerinde tanrıların içeceği olarak kabul edilen çikolata, zamanla farklı kültürlerde evrim geçirerek günümüzdeki halini almıştır.

Maya uygarlığı, M.Ö. 1900'lerden itibaren kakao çekirdeklerini kullanarak bir içecek yapmıştır. Ancak, bu içecek o dönemdeki çikolata kadar tatlı değildi. Aztekler ise çikolatayı, acı biber, vanilya ve bal ile tatlandırmışlardır. Aztekler, çikolatayı sadece içecek olarak değil, aynı zamanda özel ritüellerde ve dini törenlerde kullanmışlardır.

İspanyolların Amerika'yı keşfetmesiyle birlikte, çikolata Avrupa'ya ulaştı. Ancak, ilk başlarda burada popülerlik kazanmakta zorlandı. İspanyol kâşif Hernán Cortés, Meksika'dan getirdiği çikolatayı İspanya'ya tanıttı, ancak içeceğin acılığı ve ekşi tadı yerel halkı çekici bulmamalarına neden oldu.

1.yüzyılda, çikolatanın popülerliği Avrupa'da arttı ve İspanya'dan diğer Avrupa ülkelerine yayıldı. Çikolatanın içeceğin yanı sıra katı formunu üretme fikri de bu dönemde ortaya çıktı. 19. yüzyılın sonlarına doğru, çikolata endüstrisi hızla gelişti ve çeşitli markalar ürünlerini geniş kitlelere ulaştırdı.

Günümüzde, çikolata dünya genelinde birçok farklı türde ve formda üretilmekte, her zevke hitap etmektedir. Çikolata, sadece bir tatlı değil, aynı zamanda kültürler arası bir bağlantı ve lezzetin evrensel bir keyfidir. Çikolatanın tarihi, zaman içindeki zenginlik ve çeşitliliğiyle damakları şenlendiren bir lezzet yolculuğunu yansıtmaktadır.

Dikkat etmemiz bir konu var ki çikolata keyifli bir lezzet olmanın ötesinde bir ekosistemdir. Kakao yetiştiricilerine ve çikolata endüstrisine destek olmak, bu tatlı lezzetin geleceğini, ağaçlarını güvence altına almak hepimizin sorumluluğudur. Yani, bir çikolata lezzetiyle kendi keyfimizi düşündüğümüz kadar, bu lezzetin kaynağını ve sürdürülebilirliğini de göz ardı etmemeliyiz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *