Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
15°
Ara

Yeni yıl kutlamaları

YAYINLAMA:
Yeni yıl kutlamaları

Yılın son haftası geldi. 2024’e başlamak için hazırız ve bekliyoruz. Planlar, programlar yapıldı, sofralarımız için menüler hazırlandı, sevdiklerimize hediyeler alındı. Yani kutlamak için sayılı günler kaldı. Aslında herkes için de geçerli değil bu durum, mutlaka istisnalar var ve karşılaştığınıza eminim. Kutlamaya son derece karşı olanlar, kutlayanları sevmeyen, bizi günahkâr ilan eden kesimler son yıllarda artmış durumda. Bir günlük kutlama için birbirimizi kırmaya değer mi? Tabii biz bununla ilgilenmeyeceğiz bugün. Çünkü zaten günlük hayatta yeterince tatsız tartışmalara denk geliyoruz. Kutlamaların, hatta masum süslemelerin bile engellenmesine şahit oluyoruz. O yüzden bugünkü yazımda yılbaşı aslında nedir, ne zaman ve neden kutlarız, yılbaşı ağacını neden kurarız biraz göz atalım istedim sizlerle.

Öncelikle bir bakalım yılbaşı nedir diye. Yılbaşı ve Noel birbiri ile fazlası ile karıştırılıyor. Zaten bu yüzden de yılın son gününü bile yaşanan polemikler ile geçiriyoruz. Yılbaşı, 365 günlük bir zamanı, yani birçok ülkenin kullandığı Gregoryen Takvimi’nin tamamlandığı ve yeni yılın ilk gününü kutladığımız bir zaman sadece. Tıpkı özel günlerimiz gibi, bir doğum günü, ilişkilerimizin yıldönümü, bayramlarımız gibi. Noel ise, her yıl 25 Aralık tarihinde İsa Peygamber’in doğumunun kutlandığı Hristiyan bayramıdır. Bu da Hristiyanların dini bayramı diyebiliriz. Bizler ya da bütün dünya ise yıl başını bazen parti ve eğlencelerle, bazen kalabalık sofralarla, eş ve dostlarımızla, yepyeni beklentiler, dua ve dilekler ile 31 Aralık’ta yılın ilk gününü karşılamak için kutlarız.

Yeni yıl kutlamalarının tarihi Noel’den çok daha öncesine dayanıyor. Anadolu’da Sümerlerden ve Babil’den, 4000 yıl öncesinden başlıyor. Yeni yıl başlangıcı olarak ilk bahar, toprağın, mevsimin canlandığı, ekilebildiği zamanı seçiyorlar. Kutlamalar ile dolunayda başlıyor ve 11 gün boyunca devam ediyordu. Önceleri Ay dikkate alınarak takvim hazırlanırken, M.Ö. 46 yılında Güneş’e göre hazırlanıyor ve bir yıl 445 gün sürüyor. Bu takvime Jules Sezar kendi adını veriyor ve Jülyen takvimi olarak adlandırılıyor. Jülyen takvimi benimsenmesinden sonra Ocak ayının yılın başı olarak belirlenmesi ise başlangıç ve değişimleri temsil eden Roma tanrısı Janus'un onuruna onunla aynı adı taşıyan Ocak ayının ilk günü yılbaşı kabul edildi.

Türkiye’de ise yılbaşı, dünyada da en yaygın olarak kullanılan Miladi takvimin resmen kabul edilmesi ile ilk defa 1926 yılında kabul edilmiş sayıldı. Fakat asıl eğlence ve kutlamalar 1930’da başladı. Daha sonra 1935’te ise yılbaşının ilk gününün resmi olarak tatil edilmesi ile bayram gibi daha büyük coşkular, heyecanlar ile kutlanılmaya devam edildi.

Yıl başını kutlarken eğlencelerin yanında farklı geleneklere de rastlarız. Yeni yılın en yaygın olan geleneği, sokaklarda, AVM’lerde, evlerimizde severek süslediğimiz çam ağaçları şüphesiz. Süslenen çam ağaçları yani Noel ağaçları pagan geleneklerinden gelmektedir. Yaprak dökmeyen bu ağaçları kullanmak eski Mısırlıların, Çinlilerin ve Yahudilerin de ortak bir geleneğidir. Fakat Noel ağacı amacı altında kullanılan ilk Noel ağacı Almanya’dan gelmektedir. Bu zamana kadar devam eden gelenek yani çam ağaçlarının seçilmesinin nedeni sadece süsleri ve harika görüntüsü değil. Çam ağaçları aslında ardında bir anlam da taşır. Yaprak dökmeyen ağaçları kullanmak ebedi gençlik, ölümsüzlük, yaşam gücü sembolüdür.

Noel ağacı, Türklerde de eskiden beri günümüze gelen ve devam eden bir gelenek. Eski Türkler yaz kış fark etmeksizin yapraklarını dökmeyen, bu sebeple ismi ‘Hayat Ağacı’’ olan çam ağacını ziyaret eder, dilekler diler ve renkli kurdeleler ile süslerlermiş aslında. Şimdi ise kurulan ağaçlar tepki sonucu geri indiriliyor.

Dünya da yeni yılı karşılarken yapılan birçok farklı gelenekler ve inançlar var. Bazıları tuhaf dahi karşılanabiliyor. Mesela, Danimarkalılar yeni yılda daha şanslı olmak için komşularının kapı önlerinde tabak kırarak kutluyorlar. Herhâlde Türkiye’de olsa milletimizdeki bu gerginlik yüzünden yılın ilk gününü şans yerine polisler ile geçirebilirsiniz. Çinliler ise tabak kırmak yerine kötülüklerden uzak durmak için evdeki tüm bıçakları saklıyorlar. Eğer kendinizi o gün keser veya yaralarsanız korkarım ki kötü şans sizi bırakmayacak. Yeni yılda hayvanlarını unutmayan Romanyalı çiftçiler yılbaşı arifesinde onlar iletişim kurmaya çalışıyor. Bir diğer örnek olan yaygın Çek inanışına göre, yılbaşlarında elmayı yarıya böldükten sonra çekirdeklerin bulunduğu bölgenin şekline bakarak gelecek yıl hakkında tahminler yürütüyor. Ayrıca, Nasıl unuturuz? En yaygın olan bir diğer gelenek kırmızı iç çamaşır giymek. Yılbaşı’nda kırmızı iç çamaşırı giyme akımını başlatanlar ise İtalyanlardır. Bu geleneklerin tümünün yapılmasının amacı yeni yılda iyi şans, aşk, mutluluk, kazanç getireceğine inanılarak yapılıyor ve yıllardır devam ediyor.

Yeni yılı karşılamak için yılbaşı kutlamaları ve gelenekleri devam ediyor. Tabii geçmişe nazaran biraz sönük kutluyoruz artık. Bunun sebepleri belki engellenmeye çalışılması olabilir, belki yaşadığınız çevre veya kişisel dünyamızın sonuçları olabilir. Fakat herkes kendi inancına göre yaşar ve kimse kimseye müdahale etmediği sürece hem yeni yıl hem bizler ışıl ışıl parlamaya devam edebiliriz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *