Şehit Yakınları: acımızla gururumuzu yaşayamıyoruz!
Dini inancımıza göre vatan müdafaasında can verip şehit mertebesine ulaşmak, ölümsüzlük kabul edildiği bilindiği için en büyük rütbedir.
Bu nedenle şehit cenazelerinde kendileri hepimizin evladı, kardeşi sayılması nedeniyle kalabalık olur. Bu nedenle de genellikle tekbir sesleri eşliğinde, “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganları atılır.
Evet, elbette şehitler tarihe geçtiği için bu yolla ölümsüzlükleri de tescil edilmiş oluyor.
Her şehit haberinde elbette içimiz yanıyor, boğazımız sanki sıkılıyor gibi oluyor ve gözlerimiz yaşlanıyor. Yukarıda da belirttiğim gibi onlar vatan ve milletimiz için canlarını feda eden kardeş, oğul ve yeğenlerimiz bizlerden birer parça.
Şehit cenazelerinin gittiği evler, sıvasız, kerpiçle yapılmış, damları akıyor pencere camları kırık olsa da onlar da bizden birer parça, çoğumuzun yaşam biçimi.
Vatan evlatlarının al bayrağımıza sarılı tabutları o evlerin önüne vardığı zaman o ev modern ve lüks olsa ne yazar ki. Tabutta ki yavru o evin ve hepimizin evladı değil mi?
Bayrak meselesi
Şehitlerimiz bölgelerindeki komutanlıklarda yapılan törenlerden sonra doğum yerlerine gönderiliyor. O albayrağa sarılı tabut evin kapısına vardığı zaman yine asker ve polislerin şehidi taşımalarını görünce kendinizi onunla kan bağı olanların yerine koyun ve duygularınızı bir düşünün bakalım.
Burada bana garip gelen televizyonlarımızda şehit haberleri verilirken, “Şehit baba ocağına götürüldü ve evlerine Türk Bayrağı asıldı” ifadesi. Yahu arkadaş ülkemizde başka bir bayrak mı var da Türk bayrağı asıldı ifadesi tuhafıma gidiyor. Bunun yerine şanlı al bayrağımız asıldı ifadesi daha iyi olmaz mı? Tıpkı bir yerde deprem olduğunda “Deprem meydana geldi” ifadesinde olduğu gibi. Defalarca ikaz ettim. Arkadaşlar deprem meydana gelmez olur diye ama dinleyen ve uygulayan kim!
Teröristlerin cesetleri
Şehitlerimizi omuzlayıp şehitliklerimizde ebedi istirahatgahları olan vatan toprağına emanet ediyor ve acımızı içimize gömerek onlara veda ediyoruz.
Arkasından devlet görevlilerimiz şu kadar hedef vuruldu bilme kaç terörist etkisiz hale getirildi. Böylece şehitlerimizin kanı yerde kalmadı gibi açıklamalar yapılıyor. Teröristlerin öldürüldüğünün sayısı bilindiğine göre, bizim şehitlerimizi omuzumuzda taşıyoruz da etkisiz hale getirilen teröristleri neden göremiyoruz. Bu bir hukuki ya da bir mevzuat gereği midir bilmiyorum ama sonuçta terörle mücadele kapsamında güvenlik görevlilerimizin vurduğu hedefleri göstermeleri bile bize güven veriyor. Hedefleri vurulduğunu rahatlıkla görüyor ve izliyoruz da o hainlerin yok edilişlerini görmediğimiz bir mevzuat gereği midir bilmiyorum. Eskilerde öldürülen teröristler gösterilirdi diye biliyorum.
Acımız ve gururumuz
Evlatlarımız al bayrağa sarılı olarak ailelerine getirilip törenlerle cenaze namazları kılınıp dualardan sonra vatan toprağına emanet ediliyor. Törenlere katılan devlet erkânı elbette aileye destek ve moral veriyor ve doğru olanda bu.
Ancak şehitler hepimizin olduğuna göre bazı kişi, grup ve siyasilerin şehitlere sahip çıkmasına bir anlam veremiyorum. Geçtiğimiz yıllarda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ankara’da katıldığı bir şehit cenazesinde yumruklandı ve linç edilmek istendi hatta sığındığı ev yakılmak istenmişti.
Son şehitlerimizin cenaze törenlerinde yine Ana Muhalefet partisi CHP’nin çelenkleri parçalanır ve Genel Başkanı Özgür Özel’e tıpkı Ankara’da Kılıçdaroğlu’na yapıldığı gibi saldırma ve sıkıştırma yaşandığını hepimiz biliyoruz.
Çelenki kaldırmak ya da parçalamak o anda musallada yatan evladımız şehidimizin aziz hatırasını hiçe saymak, yakınlarının kederli gönlüne yeni bir keder eklemekten başka bir şey değildir.
Çelenk’i alandan uzaklaştıranlar kendilerinin bile maksadını tam olarak bildiğini sanmadığım o insanlar, birilerine mesaj vermek, yalakalık yapmak ve biat ettiğini belirtmekten ibaret olduğundan başka bir şey değildir.
Vatan için şehit veren aileler şehit yakınları üzüntüleri yanında aileden şehit olduğu için ayrıca gurur duyan bir milletiz biz. Şehadete ulaşmak inancımız gereği büyük bir mertebe olduğunu imanı olan herkes bilir ve yaşar. Şehit yakınlarının evi perişan yıkık, lastik ayakkabısı parçalanmış elbiseleri yamalı olabilir ama o insanlar acısını içine gömer ve şehit babası ve yakını olmanın gururunu yaşar.
O nedenle özellikle siyasiler, şehit cenazelerini kendinize propaganda vesilesi yapmayın.
Şehit cenazeleri birbirinize laf sokuşturmak ya da yalakalık yapılacak yer değildir. Birbirinizle uğraşmak ve laf sokmak için başka yerler vardır. Şehitlerimize kurşun sıkan hainler ve onların işbirlikçileri ve destekçisi olan başta silah üreten emperyalistlere lanet olsun.
O nedenle bırakın büyük törenlerle ebediyete uğurlanan şehitlerimizin ruhu şad olsun. Yakınları ise acılarıyla gururlarını rahatlıkla yaşasınlar.