Ah be Kemal Bey ah, laf dinlemiyorsun ki!
Kemal Bey’i SSK Genel Müdürlüğü zamanından bu yana tanırım. Hatta bir ara 1999 seçimlerinde DSP’de siyasete girmeyi denedi ama sonrasında vazgeçti.
Bildiğiniz gibi ilerleyen yıllarda CHP’den milletvekili oldu. Devlet yönetimindeki deneyimleri ve liyakatli olması nedeniyle önemli görevler yaptı ve Grup Başkan Vekili oldu.
Kemal Bey ile Deniz Baykal'ın Genel Başkan olduğu yıllarda 2009 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olduğu zaman ben de Beyoğlu Belediye Başkanı adayı olmam nedeniyle yollarımız kesişti.
O seçim döneminde beraber çalıştık ve çok iyi seçim kampanyası yürütmüş ve dostluğumuzu da ilerletmiştik. Seçim sonrasında Kemal Bey seçimi kaybetti. Ben ise seçimi önde götürürken bildiğiniz gibi trafoya kedinin girmesi sonrasında, yapılan işlemler sonrasında trafo mağduru olarak bende seçimi kaybetmiştim. Güzel anılardı ve hala o seçimde o zamanki seçmen sayısını itibariyle aldığımız oy oranı çok yüksek olmuştu ve o oran hale geçilemedi.
Sonrasında rahmetle andığımız Deniz Baykal’a uygulanan kaset operasyonu sonrasında Kemal Bey'in Genel başkan adayı olması konusunda ikna ekibinde o zamanın İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin ile olanlardan biri de ben idim.
2011 seçimlerinde Çukurova Grubu mensubu olarak ve Beyoğlu seçimlerini hile ile kaybettiğim bilindiği için Milletvekilliğine önerildim. Kemal Bey gazetemize geldi kahvaltı yaptık ve sonrasında ne oldu ise Çukurova Grubu yöneticilerinden birisinin partili olmayan yeğeni aday gösterildi ve seçildikten sonra da , “Ben CHP Milletvekiliyim ama CHP’li değilim” dedi. Bu konuyla ilgili olarak Sn. Erdoğan Toprak ve Sn. İsmail Küçükkaya’nın bilgisi vardır.
Kemal Bey'in kişiliği
Kılıçdaroğlu Devlet yöneticiliği tecrübesi, liyakatı, dürüstlüğü ve geçmişi nedeniyle CHP için büyük bir şanstı. Sonra kendisinin de itiraf etmesi sonunda anlaşılıyor ki, yanı ve etrafındakiler nedeniyle başarısızlığa uğramış ve ne hikmetse onlara laf geçiremediği gibi sırf milletvekilliği ünvanı almaktan başka parti adına çok yararlı olmayanları sürekli taşınmış ya da taşıtmışlar.
38. Kurultay da yaptığı konuşmada, “Eençok değişim isteyenleri değiştirdim. Onlar değişimin farkında değillerdi” diyerek etrafını ve sürekli değiştirdiği MYK üyelerini kastettiğini beyan etti.
Kurultay öncesine bakıldığında bu kurultayın daha öncekilerden farklı olacağı çok önceden belli olmuş ve işaretler verilmişti. Başta Baba-Oğul ilişkisi ndeyiz denilen İmamoğlu değişim fikrini ortaya attı. Sonrasında yapılan toplantılar ve kurultay hazırlıkları başlamış ve çalışmalar yoğunlaşmıştı. O günlerde Genel başkan Adaylığını açıklayan Grup başkanı Özgür Özel ve diğerleri ilçe ve il kongrelerini takip ederken, Değişimci ve Genel Merkezci ayırımı o günlerde başlamış ve çığ gibi büyümüştü. En son İstanbul Kongresinde bu durum bariz bir şekilde ortaya konuldu ve Değişimciler seçimi ve İstanbul’un 196 delegesini kazanarak öne geçmeyi o gün başardılar.
Bu sıralarda Genel başkan adaylığını açıklamayan ve “Delegeler aday gösterirse olurum” diyen Kılıçdaroğlu partiyi güvenli bir limana götürmek kaptan olarak benim görevim açıklamasını yaptı.
Güvenli liman kurultay mıydı?
Bu açıklamayı yaptıktan sonra, 21 Ekim 2023 günü bu köşede, “CHP’de güvenli liman kurultay olur mu?” başlıklı yazımda Kemal Beye seslenerek kurultayda acaba, “ben partiyi güvenli limana taşıyacağım demiştim. İşte güvenli limanımız kurultaydayız. Bu zamana kadar benimle yol yürüdünüz. Yanımda oldunuz. İyi ve kötü günlerimizi beraber yaşadık. Bundan sonra partimizi sizlerin inisiyatifine bırakıyorum” dedikten sonra daha önceleri, “Gel bakalım Muharrem” dediği gibi , “Gel bakalım Özgür Özel” diyerek, partinin unutulmazları arasına geçer mi? Diye sormuştum.
Bilindiği gibi bu olmadı. Yine etrafındakilerin teşvikiyle seçim yarışına girdi. Güzel bir kurultay oldu. Özel, “SN. Genel Başkanın hep yanında olduk ama vallahi ve billahi masanın ortaklarına 39 milletvekili verilirken ve Ümit Özdağ’a verilen taviz protokolünü imzalarken yanında değildik” diyerek alkış aldı.
Seçimler yapıldı ve ilk turda Kemal Bey 664 Özgür Bey 682 oy aldı. Özer iki oy daha almış olsaydı seçim ikinci tura kalmayacaktı. Genel kurula ara verildi. Bu sırada görüşmeler oldu. Hatta Kemal Bey’in çekileceği gündeme geldi. Ancak yine yanındakiler durumun farkına varmadıkları gibi Kemal Bey’i mücadele etmesi gerektiğine ikna ettiler. Kemal bey salona gelip oyunu kullandı ve kaybedeceğini bana göre anladığı ve etrafındakileri kırmamak için duygusallığı ön plana çıkarak salondan ayrıldı.
Yine tarihe geçerdi
Evet, Kılıçdaroğlu’nun etrafındakiler durumu göremedi ve kavrayamadılar. Seçimin iki oyla kaybedilmeyeceğinin hesabını yapamadılar. Sonuçta yanındakilerin telkini ile seçime giren Kılıçdaroğlu ikinci turda 128 oy farkı ile seçimi kaybetti.
Hal böyle iken. Kemal Bey delegelere hitaben, daha önce önerdiğim güvenli liman söylemini burada yapıp, “İkinci tur seçime gerek yoktur. Delege tercihini yapmış ve Özgür Özel’i Genel başkan olarak seçmiştir. Bundan sonra bizim genel Başkanımız Özgür Beydir” diyerek Özel’in elini kaldırıp vedasını böyle yapsaydı tüm partililerin ve ülkedeki duyarlı insanların kalplerinde ayrı bir yeri olacaktı.
Bunu yapmadı ve evinden sosyal medya yoluyla 8. Genel başkan Özgür Özel’i kutladı. Özel yaptığı açıklamada Kemal Başkanımızın fikir ve tecrübelerinden her zaman faydalanacaklarını belirterek böylece daha güçlü olacaklarını belirtti.