İşsizlik, yoksulluk ve açlık
6 Şubat 2023 tarihinde 04.17’de yaşanan 7.4’lük ve daha sonrasında aynı gün yaşanan 7.6’lık büyük kayıplara sebep olan depremin etkileri bölgede hala devam ediyor.
Hayatlarını kaybeden, yitip giden binlerce canın yanında evini, işini kaybeden insanların yarasında toplumca merhem olmaya çalıştık. İlk haftalarda yapılan yardımların ardından zaman geçtikçe insanlar bölgede bir şekilde hayatına devam etmeye çalışıyor. Aylardır çadırkentlerde ve konteynerlarda yaşamını sürdüren insanların kaybettikleri yakınları, arkadaşları ve tanıdıklarının ardından kendilerine yeni bir hayat kurmaya başladılar ya da başlıyorlar.
Şu an bölgedeki en büyük sorun işsizlik. İnsanlar evlerini kaybetgmenin yanısıra işyerlerini de kaybettiler ve hayatlarını sürdürmek, kendilerine ve ailelerine bir nebze ilaç olacak bir hayata adım atmak için para kazanacak herhangi bir alanları yok. Aldığım duyumlara göre deprem öncesi üniversite hayatlarına devam eden, başka şehirlerde ya da bulundukları şehirde bir okul hayatları olan gençler şu sıralar bölgedeki ağır hasarlı binalara giriyor, orada daha önce yaşayan insanların eşyalarını belirli bir ücret karşılığında çıkarıyorlar. Zaten sevdiklerini, okullarını, işlerini kaybetmiş bu gençler oturulamaz denilen binaların içine para kazanmak için canlarını hiçe sayıyorlar. İşsizliğin yanında getirdiği yoksulluk ve ülkenin ekonomik durumu göz önünde bulundurulduğunda gençleri yargılamak pek de mümkün değil. Bölgede tabiki de İş-Kur tarafından istihdama yönelik çeşitli çalışmalar yapıldı ve yapılıyor. Fakat hala büyük bir kesim işsizlik problemiyle hayatını idame ettirmeye çalışıyor. Bu sebeple depremzedelere verilen işsizlik maaşları ve kısa çalışma ödeneklerinin yanında bu probleme bir çözüm bulmak amacıyla bölgede istihdamı arttırmaya yönelik çalışmaları yapılmalı.
İşsizliğin beraberinde getirdiği bir diğer problem ise açlık. Zaten evsiz ve işsiz kalan belki milyonlarca vatandaş bir yandan da açlıkla boğuşuyor. Yeterli ve düzenli bir beslenme şeklinin bağışıklığımızı güçlendirdiği ve bizi hastalıklara karşı koruduğu karşı konulamaz bir gerçek. Zaten psikolojik olarak güçlükle hayatta olan insanların sırtındaki bir diğer yükse açlık ya da düzensiz beslenme şekli. Bu hem hastalıklara sebep oluyor hem de varolan hastalıkların bulaşıcılığını arttırıyor. Ayrıca bebekler ve çocuklar düşünülecek olursa bu ivedilikle önüne geçilmesi, önlem alınması gerekilen bir konu durumunda.
Ülkece yapılan seferberlik çalışması ilk zamanlarda bir nebze olsun insanların yaralarına merhem oldu olmasına fakat depremin getirdiği işsizlik, yoksulluk, açlık problemlerinin önüne uzun vadeli geçilemedi maalesef ki. Bir seferberlik çalışması da bunun için yapılmalı. Depremzede insanların şu an yaşadıkları ekonomik, fiziksel, biyolojik problemlere de çözümler üretilmeli. Tabii ki bu kişisel olarak tek başımıza üstesinden gelebileceğimiz bir problem değil. Fakat herşey bir kişiyle başlar. Binler olur. Onbinler olur. Daha sonra milyonlar olur.