Ah Ahlat vah Ahlat...
Selçuklu'nun Anadolu'ya açılan kapısı, Osmanlı'nın doğduğu şehir Ahlat’ı geçtiğimiz günlerde gezme fırsatı buldum. Van Gölü'nün hemen yanında bulunan, Peygamber Efendi'mizden, günümüz idarecilerine kadar herkesin değer verdiği bu kadim şehir, binlerce yıllık tarihi ile herkesin dikkatini çekmiş. Bu güzel şehre ecdad elinden gelen tüm kıymeti göstermiş ve geride binlerce miras bırakmış. Bugünkü hükümet de Ahlat'a değer veriyor. Milyonlarca liraya yapılan Cumhurbaskanlığı Köşkü bunun bir göstergesi. Ancak Ahlat da yanlış giden bir şeyler var. Ziyaretçiler her yeri tarih kokan bu şirin ilçenin tarihine ilgisizlik gidişatından hiç de memnun değil. Ben de aynı kanaatteyim.
Harabe şehir ağlıyor...
Ahlat da gezilecek yerler arasında ilk sıralarda yer alan, “Harabe Şehir” bakımsızlıktan adeta ağlıyor. İçinde Emir Bayındır Köprüsü'nü de bulunduran bu muhteşem tarih sanki terk edilmiş vaziyette. Kaya evler ve mağara kilisenin de bulunduğu yer “yeşil erik” satarak harçlık yapmaya çalışan iki çocuğun eline bırakılmış. Onlar gelenlere bilgi veriyor ve karşılığında da tabiki eriklerinin 10 liraya alınmasını istiyorlar.
Abdurrahman Gazi de perişan...
Dedik ya Ahlat da her yer tarih kokuyor. Hz Ömer zamanında Ahlat da şehit olduğu söylenen ve Sahabe Muaz Bin Cebel'in oğlu olduğu ifade edilen Abdurrahman Gazi'nin türbesi de Ahlat da bulunuyor. Maalesef ayni ilgisizlik burada da mevcut. Türbenin etrafında bulunan çöpler ve yanındaki mezarlıklardaki otlar ilgisizliğin bir kanıtı. Zaten buralara artık gelen giden de kalmamış, aynen harabe şehir gibi. Sevgili peygamberimizin dostları sahabe-i kiramdan birinin kanını taşıyan bir zatın ebedi istirahatte olduğu bu mekan yürekleri sızlatacak vaziyette.
Selçuklu Mezarlığı ve Kale
Ahlat da güzel şeylerde oluyor elbette. Bunlardan biri Selçuklu Mezarlığı'nda yapılan çalışmalar. Mezarlık da yürüyüş alanlarının yapıldığı ve mezar taşlarının üniversite öğrencileri tarafından ilgi ile temizlendiği ve restore edildiğini söyleyebiliriz. Aynı sekilde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onarılmaya devam edilen Ahlat Kalesi de ilgilenilen yerlerden biri. Osmanlı zamanında Mimar Sinan tarafından yapılan kale içindeki iki cami ve şimdi kullanılmayan evlerin de bulunduğu yemyeşil şirin bir köy gibi.
Cumhurbaşkanlığı Köşkü
Ahlat da ilginin tam anlamıyla yoğunlaştığı yer ise Cumhurbaşkanlığı Köşkü. Malumunuz MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli önermiş ve hükümet de milyonlarca lira harcayarak Ahlat'a bu köşkü yapmıştı. Hemen, Osmanlı Kalesi'nin yanında bulunan köşk adeta Ahlat'tan ayrı bir yer gibi duruyor. Bir tarafta tarihe ilgisizlik diğer yanda ilginin fazlasıyla gösterildiği köşk birbirinden farklı iki dünya gibi. Naçizane fikrim o ki, bu köşk Ahlat'a gereksiz bir yatırım olmuş. Hem de çok gereksiz. Onun yerine, yukarıda saydığı şeylere ilgi gösterilmiş olunsaydı Ahlat şimdilerde çok daha farklı konuşulurdu.
Özetlemek gerekirse, Ahlat yanlis yatirimlar sayesinde varken yokluk çektirilmiş bir ilce haline gelmiş. Devletin ve yerel idarecilerin biran önce bu gidişata dur demesi gerekiyor. Önerim, Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdogan bir sonraki Ahlat ziyaretinde Harabe sehri bir gezsin ve Abdurrahman Gazi Türbesinde de mübarek zat’a bir fatiha okusun ve de Osmanli Kalesinde tur atsın. Belki, boyle bir talebin programa konması bile bu saydığım yerlerin düzeltilmesine ve de bu yazinin sahibi bendenizin ne demek istediginin daha iyi anlasilmasina vesile olur.