Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Parçalı az bulutlu
15°
Ara

Trafo ve kedinin gerçek hikayesi!

YAYINLAMA:
Trafo ve kedinin  gerçek hikayesi!

Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerine saatler kala, meydanlarda ve şehirlerde provokasyonlar her geçen gün artmaya başladı. Bundan özellikle iktidarın yararlanmaya çalıştığı bir gerçek. Hiç alakası olmayan ve yapıştırılan birçok iftira ve çamur atmayı gördük. Bu gidişle sanki sürdürülecek gibi.

Bunların haricinde özellikle muhalefet kanadı sandık güvenliğinden endişe eder hale geldiler. Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere tüm yurtta HDP bilindiği gibi Yeşil Sol Parti ile seçime girdiği için seçim günü sandıklarda temsilci bulundurmayacak. Bu eksikliği Millet İttifakının partileri tamamlayacak.

TRAFO VE KEDİ MESELESİ

Sandık güvenliğinden bahseden hemen her siyasetçi ya da parti sözcüleri, “Aman ha kedilere dikkat edin trafolara girmesin” diyor. Peki bu kedi ve trafo meselesinin aslı nedir? Bu mesele 2009 yerel seçimlerinden sonra gündeme geldi. Kedinin trafoya girmesi sonucu sigortanın artması ve trafonun yanması sonucu 2009 seçimlerinde Beyoğlu Belediye Başkanlığı seçimini kaybeden kişi olarak, bu meselenin gerçeğini anlatacağım.

Yıl 2009 yerel seçimler. CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı şimdi Cumhurbaşkanı adayımız Kemal Kılıçdaroğlu. Beyoğlu Belediye Başkan adayı bendeniz Mustafa Dolu. O zamanın CHP Genel başkanı rahmetli Deniz Baykal. İstanbul İl Başkanımız şimdi CHP İstanbul Milletvekili olan Gürsel Tekin. Her şeyi ve gelişmeleri en iyi bilen kişi.

Adaylıklarımız seçimlere kısa bir süre kala açıklansa da taban hazır olduğu için, seçimlere o günlerde hava koşulları uygun olmasa da heyecan ve coşkuyla başlandı ve öyle devam etti. Bu seçimde seçmenler ilk defa TC numaralı kimlikle oy kullanacakları için, bunu değerlendiren AKP’nin Belediyesinin Beyoğlu çalışanları Nüfus Müdürlüğü’nde seçmenlerin nüfus kütüklerini bilgisayara geçiriyor ihbarı aldık ve hemen müdahale edildi. İlgililer için suç duyurusunda bulunuldu ve sonrasında soruşturmaya gerek olmadığı kararı verildi. Bu hareketle seçimde bazı hilelerin yapılacağının belirtileri başlamıştı. İmkanlarımız ölçüsünde gerekli önlemler alındı.

Seçim gecesi sonuçlar açıklanmaya başlandı. Beklenenin üzerinde bazı yerlerde altında oy oranları açıklanınca heyecan da doruklara çıktı. Benim aday olduğum Beyoğlu'nda açık ara önde giden sonuçlar açıklanınca heyecan daha da arttı.

O sırada Televizyonlarda sürpriz olan Beyoğlu seçimi ön plana çıktı. Arena Programında Uğur Dündar, Müjdat Gezen ve Yazgülü Aldoğan konuşuyor. Müjdat Gezen kendine özgü tarzıyla, “Ha Kasımpaşalıymış, gördük işte bir gazeteci arkadaşımız Kasımpaşalıyı yıkıyor” diyor.

Bu duruma kızan Tayyip Bey o sıralarda Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan’a telefon edip, “Televizyonları izliyor musun senin üzerinden beni dövüyorlar. Orayı kaybetmemeliyiz” dediğini o zamanların grup başkanlarından birinin bir sohbette arkadaşlarına söylediği belirtilmişti.

Seçim heyecanı devam ederken İlçe Seçim Kurulu Başkanlığının görev yaptığı Ahmet Emin Yalman Ortaokulu ve çevresine elektrik veren trafonun patladığı ve her tarafın karanlığa büründüğü haberini aldım.

Arkadaşlarımız Belediye Başkanı Ahmet Bey’in Seçim Kurulu Başkanı’nın yanında olduğu haberini alınca, hemen oraya gittim. Makamı girdiğimizde iki başkanın mum ışığı ve küçük tüple aydınlatılmış odada oturduklarını görünce, yanımda olan arkadaşlarımdan birisi, “Bu karanlıkta neyin pazarlığını yapıyorsunuz?” diyerek saldırmak istedi ve hemen mani olduk. Seçim Kurulu Başkanı, “Arkadaşlar başkan nasıl yardımcı oluruz demeye gelmişken siz neden sert davranıyorsunuz. Buyurun oturun” dedi. O anda başımdan kaynar sular döküldü ve ben, “Sn. Başkanım Ahmet Bey İmam Hatip mezunu, elektrikçi değil. Ayrıca BEDAŞ Belediye’ye bağlı değil. Size nasıl yardımcı oluyor. Bu mumlarımı getirdi?” dedim.

Bu sırada dışarıda toplanan partilileri fark eden başkan, iyi bir hamle ile, “Taraftarlarınız çoğaldı. Bir hadise çıkmadan onlara mani olun” diyerek bizi gönderdi, Tabi o sırada birleştirme tutanakları ne oldu, neler yapıldı, bilemiyoruz. Ertesi günkü gazetelerin bazılarında benim kazandığım, bazılarında ise Ahmet Misbah’ın kazandığını yazdılar. Sonrasında çöplerde yanmış ve mühürlü binlerce oy pusulası bulduk., ilçe seçim Kurulu, İl seçim Kurulu ve Yüksek Seçim Kurullarına itirazımız oldu ve sonuç alamadık. Böylece kedinin trafoya girip orayı yakması çevrenin sigortalarının atması sonrasında seçimi kaybettim.

İTİRAF ETMİŞ

Seçim bittikten aylar sonra, trafo operasyonunu yapan ve yöneten kişi yine bir sohbet esnasında olup bitenleri, kedinin bahane olduğunu ve elektriği nasıl kestiklerini anlattığını bir arkadaşımız aktardı, ama iş işten geçmiş oldu. Şimdi o arkadaşın A.Ç’nin Kocaeli’nde bir Kamu Kurumunda o zamandan bu zamana önemli bir görevde olduğu biliniyor. Şimdi vicdanen rahat mıdır, değil midir bilemem.

Sandık güvenliği konusunda, mutlaka gerekli bilgiler sandık görevlilerine verilmiştir. Ancak bu görevlilerin sandık sonuçlarının tutulduğu ıslak imzalı tutanağı mutla okul, bölge ve İlçe Başkanlıklarına, onlarda Seçim Kurulunda ki parti temsilcisine acilen bildirmesi gerekir. Orada görevli olan parti temsilcisi birleştirme tutanakları yapılırken elindeki tutanağa göre sandık sonuçlarını sağlıklı bir şekilde takip ettiğinde merak edilecek bir şey kalmaz ve böylece de sandık güvenliği sağlanmış Kedi bahanesinden de kurtulmuş oluruz. Her görevli, müşahit kim varsa tutanakları ilgili yerlere hemen bildirin yeter. Herkese kolay gelsin ve başarılar dilerim.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *