Gerçeklerden Haberdar Olun
İstanbul
Orta şiddetli yağmur
16°
Ara

Öğretmenler günü öyle mi?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:
Öğretmenler günü öyle mi?

Bilindiği gibi 1981 yılından bu yana her yıl 24 Kasım günü Öğretmenler Günü olarak kutlanır. Öğretmenler günü ülkemizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bir kanunla Millet Mekteplerinin Başöğretmeni olarak 24 Kasım 1928 günü kabul edildiği için 24 Kasım Öğretmenler Günü olarak kabul edilmiştir.

Öğretmenler gününden önce bilindiği gibi TBMM’de grubu olan partilerin Grup Toplantılarını ne diyecekler diye izledim.

İktidar kanadını oluşturan Cumhur İttifakı’nın iki partisi AKP ve MHP liderleri, gruplarında yaptıkları konuşmalarda öğretmenleri öve öve, bitiremediler. Öğretmenlerin kutsal olduğunu, toplumu aydınlattıklarını, ülkenin geleceğini yönetecekleri onların yetiştirdiğini anlattılar ama, mevcut öğretmenlerin talepleri ile atanamayanlardan, sözleşmeli ve ders ücretli geçici öğretmenlerin durumundan bahseden olmadı.

Hal böyle iken iktidar kanadını oluşturan Cumhur İttifakı Milli Eğitimi yıllardır şekilden şekle soktuğu gibi, son olarak öğretmenler arasında sınıf farkı oluşturmak için Uzman ve Başöğretmenlik ihdas edip bunun da sınavını yaptılar. Yapılan sınavda başarılı olamayan öğretmenlerimizin durumunun, psikolojilerinin ne olacağı da belli değil.

Ülkemizdeki eğitim sistemine sürekli müdahale edildi. Yetmedi köy ve mezralardaki okullar birer birer kapatılarak çocuklar ailelerinden koparılarak bölge okulları ve taşımalı sistemle oluşturulan okullara taşındılar.

Tüm bunlara karşılık. Remzi makamlar ve öğretmen kuruluşları olan sendikalar ülkemizdeki öğretmen açığının çığ gibi büyüdüğünü açıklıyorlar.

Eğitimini görüp öğretmenlik diploması alan ve ataması yapılmayan öğretmen adaylarının sayısının yüz binleri bulduğu söyleniyor. Bunların feryat ve figanları göğe yükseliyor ama ne duyan ne de çare bulan var.

Çözüm bulacağız öğretmenin gerçek değeri verecek öğretmen yasası hazırladıklarını açıklayan muhalefet ise iktidar tarafından beceriksizlikle suçlanır ve teklif ettikleri çözüm önerilerini reddetmekle yetindiler.

Köy ve mezraları mızda okulun eğitime başladığı her Pazartesi günü ve haftanın bittiği Cuma günleri okunan istiklal marşımızı köylülerimiz duyamaz hale gelmesini, yine her gün andımızın okunmasının kaldırılmasını, “Vatan, millet, Bayrak” diyenlerin içlerine nasıl sindirdiklerini anlamak ta mümkün değil.

Eğitim deyip geçmemek gerekiyor. Genç nüfusa sahip ülkemizde resmi ve özel kurumlarda eğitim gören öğrenci sayısı 19 milyon 155 bin 571. Bunların 15 milyon 839 bin 140’ı resmi 1 milyon 578 bin 233’üözel, 1 milyon 738 bin 198 açık öğretim de öğrenimlerini sürdürüyor.

Bu öğrenci sayımıza karşılık ülkemizde 70 bin 383 okulun 56 bin 200’ü devlet okulu 14 bin124’ü özel okul.

Öğrencilerimizden 9 milyon 928 bin 304’ü erkek, 9 milyon 227 bin 267’si kız öğrenci.

Ülkemizde devlet ve özel okullarda 1 milyon 139 bin 673 öğretmen görev yapmaktadır. Devlet okullarında 975 bin 698 öğretmen istihdam edilirken. 95 bin 773 sözleşmeli, özel okullarda çalışanlar ise 163 bin 975 tir.

Toplam öğretmenlerin 455 bin 294’e erkek 684 bin 379’u kadındır.

Sayılar böyle iken sorunlar içinde kıvranan ve çözüm bulamayan öğretmenlerin yüzde 90 dan fazlası öğretmenliğin saygın bir meslek olmaktan çıktığı kanaatinde çocuklu öğretmenler çocuklarının tam olarak gıda ve eğitim ihtiyaçlarını karşılayamadığını belirtiyor. Bir çok öğretmen borç batağında ve icra takibinde, Büyük oranda öğretmen ek iş, pazarcılık yaparken daha çok gelir getirecek iş arayışında. Yine çok sayıda öğretmen esnaf ve şahıslara borçlu, bi çok öğretmen yaşamını baba ve arkadaş yardımı ile sürdürüyor.

İktidar çığ gibi büyüyen bu sorunları çözmek yerine Giresun da bir öğretmen Meral Hanımın mitingine gitti diye maaş kesimi ve sürgün cezası alıyor.

Demek ki öğretmen ülke ve halkın sorunlarıyla ilgilenmeyip kendi düştüğü borç batağı ve geçim sıkıntısından, okuyamadığı kitap, alamadığı gazeteleri dert edip bir köşede oturup çilesini çekecek. Bu arada eğitim ve öğretimimiz çok şahane Avrupa ülkelerinden öndeyiz gibi laflar ederse de terfi edilecek.

Eğitimimizin düştüğü bu. Öğretmenlerimizin çağdaş eğitim ve yaşam koşullarına kavuşması ve ATATÜRK’ü müzün Milletvekillerine maaş bağlanırken, “Öğretmenlerimizin aldığı maaş kadar olsun ve onu geçmesin” dediği şartlara kavuşması dileğimle….

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *