Her haftanın kaoslarından biri daha...
Yazılarımızı genellikle son haftaların konularından esinlenerek yazıyoruz. Bir görevimiz de öğrencilerimizle birlikte halkımıza da mesajlar ve bilgiler sunuyoruz. Bu da onlardan biri. Bir yerde de vatandaşlık hakkımızı kullanarak övgü veya tenkitler ile önerilerimizi sunuyoruz.
Bu haftanın ana konuları Yeni Yüzyıl Türkiyesi ve TOGG konuları. Tek kelime ile altını açtığımız da son yıllarda söylenenlerin tekrarından ibaret. Gerçek amaçlarını aralara sokuşturdukları din ağırlıklı fantazilerden ibaret.
Son haftanın konularını birbirlerine bağlayarak başlayalım. Türkiyenin; kurtuluş, kuruluş, yeni yaşama tırmanış, demokrat olma gibi konuların sembolü kimdir. Bu kazanımları kime borçluyuz. Atatürk'e! Atatürk Türkiye Cumhuriyetinin soy ismidir. Bayramında anıldı mı? Bayramı Atatürk ve birlikte mücadele ettiği silah arkadaşlarına borçluyuz. Bu insanlar bugün kutuplaştırılan insanların ataları.
Çanakkale savaşları, Atatürk ve arkadaşlarının bu ülkeye hediyesi değil mi? Atatürksüz olur mu? İnönü ve Sakarya savaşları İnönü ve arkadaşlarını ve Kıbrıs, Ecevit ve Erbakan’sız olur mu? Niçin anılmıyorlar? Hiç olmazsa bu haftanın Cuma hutbelerinde anılsalar olmaz mıydı? İlla da Recep Tayyip Erdoğan, Reis. Tüm medya kanallarının % 90'ı koro halinde ondan bahsediyor. Türkiye ondan mı ibaret. Yeterin yahu! Tiksiniyoruz yahu! Yeterin artık. Yağcılar, yağdanlıklar. Üretecek yalanınız kalmadı. Yıllardır hep ayni yalanlar. Bizi asıl sorunlarımızdan uzaklaştırma manevraları. Düşünmemiz engelleniyor.
Kumpaslarınız, iftiralarınız, yalanlarınız, hukuksuzluğunuz yüzünden ülkesini seven arkadaşlarımız kafalarına kurşun sıktılar.
Son maden kazası. Nedenleri umurunuzda değil. İnsanlar ölmüş, öksüzler, mağdurlar oluşmuş ve bunlar umurunuzda değil. İşte bu nedenle konuştuklarınızın alıcısı ve dinleyeni yok.
Bir argo edebiyatı. Sürekli AKP ve Sn Recep Tayyip Erdoğan konuşuluyor. Kesinlikle dinlenmiyorsunuz. Çok ciddi konular bile kulak ardı ediliyor. Örneğin,Yeni yüzyıl Türkiye Anayasası hazırlanmak isteniyor. On yıldır hazırlanıyor. Meydanda halka anlatacak, bilgilendirecek bir taslağınız bile yok. Muhalefet kronik hale gelen başörtüsüne sahip çıkınca elinizden çok önemli bir silahınız alındı. Karşı çıktıklarınızı önermeye başladınız. Zaman kazanma, konuyu saptırma, unutturma derdindesiniz.
Yeni yüzyıl programlarının açılışına ülke konser yasakları ile girdi. Gerçek devrimci ve milliyetçi Edip Akbayram’ın bile konseri iptal ediliyor. Gerekçe ne olursa olsun, gençliğin meydanlarda şarkı söylemesi ve eğlenmesi bile yasaklanıyor. Bu gençlik size nasıl inansın, güvensin. Bunu anlayamayan valiler var. Ben olsam o vali yerine bende konsere gider, gençlerle eğlenir ve alay çekerdim. Bu anayasanıza gençler inanır mı? Oysa Yusuf İslam ayni maden kazası haftasında 2 konser verdi. Niye! Müslümanlığı mı kabul etti diye mi? Hani tüm insanlığı, gençliği kucaklıyordunuz ya! Bunun adı da dindar yapma değil. Dinden soğutma. Hatırlıyorum. Bir futbol takımımızın stat açılışına dünyaca ünlü sanatçı çağrılmıştı. Ancak doğuda ki terör mücadelesinde askerlerimiz şehit olunca konser tazminat ödenerek iptal edilmişti. Bu bir kulüp başkanı duyarlılığı ve sizler o kadarını bile doğru hareketle algılayamadınız.
Tam bu anlarda bir de Mahir Ünal saptırması çıktı. Bu kadar büyük yalan ve suçlamalar bir partinin başkan yardımcısı ağzı ile söyleniyor. Bu bile o sizin yeni yüzyıl Türkiyesi açılımlarını gölgeledi. İlgiyi azalttı. Kendi kalenize gol attınız. Kendi çıkardığınız yasanın muhatabı oldunuz.
Değerli okuyucular, bunlar sadece son 5 günün konuları. Asıl konuşulacak sorun bunlar değil. Enflasyon!
Enflasyon=Hayat pahalılığı varsa orada sorun vardır. Merkez bankasının bile enflasyon tahminleri tutmuyor. Fiyatlar haftalık ayarlanır hale geldi. Yılda onlarca enflasyon tahmini yapıldı. Böyle olunca sizin yılbaşı zammının da hiç anlamı yok. Yeni yüzyıla ekonomik kriz ile giren ülkeyiz. Herkes önümüzde ki karakışı ve getirilerini düşünüyor. Yirmi yıldır iktidarsınız ve hala ne yapacağını söyleyen muhalefet partisi gibisiniz. Siz iktidarsınız. Muhalefet ağzı ile konuşmamalısınız. Hatta muhalefete ettiğiniz tenkit ve hakaretleri yapmamalısınız. Muhalefet olmanın kolaylığını yaşamamalısınız. Vallahi aklıma şu geliyor. Bu manzara altılı masa kurmaylarına duyurulur. Ne kadar dikkat etmeleri gerektiğini ve ne kadar dikkat etmemeleri gerektiğini.
Özetle son bir haftadan çıkaracağımız son yılların belirleyici kelimesi.
Belirsizlikler ve yalanlar.