Yalanlar aynı uygulamalar farklı
Değerli dostlar, herkes yaşı düzeyinde dünyamızda egemen güçlerin diğerine nasıl sıkıntılar yarattığını görmekte, gözlemekte ve yorumlamakta. Bu ezme, ekonomik amaçlı, sytratejik araç (silah)satımı için fırsat yaratma, para kazanma, siyasi vb araçlı şekilde demokrasi, insan hakları, rejim değişikliği gibi sözde doğru, gerçekte bahanelerle o an ki gerçek güç parametreleri ile ilgili çıkarlarını yerine getirmek için savaşa kadar varan girişimlerini açık-net şekilde uygular hale geldiler. Yukarıda saydığım nedenleri barışçıl uygulamak için birleşmiş milletleri de kendileri kurdular. Bazıları daha da ileri gitti ekonomik birleşme başta olmak üzere her konu da birlikte davranmak üzere AB gibi kuruluşları da kurdular. Dikkat ederseniz o bile egemen güçler tarafından yerle bir edildi.
Bu güçler son 25 yılda neler yaptı. Irakta, Suriye de, Afganistan, Filistin, son olarak Ukrayna da vd bir bahane bulup bölgeyi sömürme ötesinde ileride müdahale edecekleri alanları da seçtiler. Milyonlarca ölü. Bir o kadar göç, öksüzler ordusu. Özeti acı ve ızdırap. Hani eşitlik, demokrasi içindi. Bu girişimlerini kendi halklarını da kandırarak yapmaya devam ediyorlar. Oturdukları yerden bölmeye devam ediyorlar.
Bu hafta yıldönümlerini kutladığımız, kurtuluş savaşımızda çektiklerimizi hep birlikte yad ettik. Hala onun kuyruk acısı olanların davranışlarının hiç değişmediğini görmekteyiz. Bunlar uluslararası egemen güçlerin yaptığı. Bunun benzerini sözde demokrasi havarileri kendi halklarına uygulamıyorlar mı? Egemen gücü elinde tutmak için yapmadıkları bir numara kaldı mı? Her gün yenisini bulmaya çalışıp ellerini ayaklarına dolamıyorlar mı? En cahil insanımızın bile rahatça algıladığı davranışlarını hala sergilemiyorlar mı? Paramız, 100 TL'miz bir yılda 20 TL ye düşmedi mi? Düşmeye devam etmiyor mu? Hala destekçileri ve yandaşları yok mu? Medyanın yüzde 90'ı övmek için her türlü dalavere ile kandırma yolunu denemiyor mu? Özetle halkı ezme pahasına yalanlar, bahaneler üretmeye devam etmiyorlar mı? Önemli olan, halkın bunu anlaması yetmez. Gereğini de yapmasıdır. Gücün kendi elinde olmasını halkta bilecek ve gereğini yapacaktır. Halkın yapacağı, bu kurnazlıklara karşılık vermektir. Kendinin de güç olduğunu anlamasıdır. Günümüzde soygunun, yalanın adı kurnazlık oldu. Gerçeğin ilacı, yani kendi yarattığınız doğruyu kullanacaksınız. Yalanı gördüğünüz de onun için ne yapmanız gereğini siz uygulayacaksınız. Başkasına bırakırsanız. Bir de ona borçlanırsınız. Atasözümüzdür." Yalanı yaşamadan gerçeği göremezsiniz" Karanlıkta kalmaya devam edersiniz.
Değerli dostlar bu yazmaya çalıştığım ve hep birlikte yorumlamaya çalıştığımız derlemeleri niye hatırlattım. Ölüm günlerini yaşadığımız Uğur Mumcu bunları yazmıştı. Üniversiteye yeni gelmiştik. Hiçbir şey değişmedi. Değişmeyecekte. Olayın gerçek bireyi olmadıkça, onun sorumluluğunu yerine getirmedikçe bu çemberden çıkamayız. Ancak savruluruz.