Atatürk'ü anmak
Geçen hafta bir ölümsüz aşkı saygıyla sevgiyle andık. 10 Kasım. Her 10 Kasım’da olduğu gibi büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde, bir ömür, kaç arpa boyu yol aldığımızı soruyor, sorguluyoruz.
Karnemiz kırıklarla dolu. Eksiğimiz çok. Atatürk’ün koyduğu hedefin gerisindeyiz. Cumhuriyetin değerleri fazlasıyla aşındırıldı. Kazanımları ya budandı ya tasfiye edildi.
Buna rağmen umutluyuz. Çünkü tarih hep Atatürk’ü haklı çıkardı, çıkarıyor, çıkaracak. Çünkü rehberimiz, akıl ve bilim. Çünkü mayamız sağlam, kökümüz kuvvetli, geleneğimiz güçlü, bilincimiz berrak.
Peki, Atatürk’ü hep haklı çıkaran ne? Gazi Paşa’nın milletini hiç yanıltmayan, hiç aldanmayan, hiç kandırılmayan bir önder olmasını sağlayan ne? Zekâsı mı? Karakteri mi? Aldığı eğitim mi? Kendisini iyi yetiştirmesi mi? Güçlü altyapısı ve düşünsel hazırlığı mı? Çağını, dünyanın gidişatını çok iyi tahlil etmesi ve öngörmesi mi? Büyük bir komutan olması mı? Cesur ve kararlı kişiliği mi? Gerçekçiliği mi? Milletine güvenmesi mi? Zamanlama konusundaki dehası mı? Ulusal egemenlik ve tam bağımsızlık
konularındaki hassasiyeti mi? Çok yönlü düşünebilmesi mi? Meşruiyeti hep millette ve Meclis’te araması mı? Yılmayan, çözüm üreten, zorlukları aşan yapısı mı? Çalışma arkadaşlarını seçmede, yönlendirmede, yüreklendirmedeki üstün başarısı mı? Hukuka, adalete, eşitliğe olan inancı mı?
Elbette bunların hepsi. Dahası da var.
Cumhuriyetçi Atatürk
Atatürk; antiemperyalist, ulusalcı bir devrimcidir. Kurtuluş Savaşı’na önderlik ederken de “Türk dilinin yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarılması” gerektiğini söylerken de milli ekonomiyi savunurken de millici, milliyetçidir.
1921 Anayasası’nın temeline, 1920 tarihli Halkçılık Beyannamesi’ni koyarken egemenliğin kaynağını, meşruiyeti halkta arayan bir Cumhuriyetçi ve halkçıdır Atatürk. O nedenle kurduğu Cumhuriyet, millici ve halkçı karakteri yanında, devrimci, laik ve devletçidir.
Planlı ekonomiyi, bütüncül kalkınmayı benimser. Halka dayalı, halka duyarlı, halktan yana, kısacası halkçı bir rejim hedefler. Dış politikada bölge merkezliliği, karşılıklı saygıyı, istikrarı, barışı, mazlum milletler dayanışmasını ilke edinir.
Antiemperyalist olmak; imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir kitleyi hedeflemek; halkı vatan savunmasında, adalet, özgürlük, bağımsızlık, emek, hak ve eşitlik temelinde birleştirmek ve örgütlemek, devrimci, millici, halkçı bir siyasettir. Atatürk’e göre; emperyalizme karşı olmak, aynı zamanda baskıya ve sömürüye karşı olmaktır.
O nedenle Atatürk; büyük komutanların, ulusal kahramanların, bilge devrimcilerin ve filozof devlet adamlarının en büyüğüdür.