Ahraz
Kelime olarak belki birçoğumuz ilk kez duyuyoruz. Ahraz yani sağır ve dilsiz demektir. Genç ve gelecek vaaden yazar Deniz Gezgin'e ait bir kitaptan öğrendim.
Kitap alırken, genelde kalemini sevdiğim yazarları tercih ederim, arada da kalemindeki tadı bilmediğim yazarlardan seçme yaparım. Deniz Gezgin ile de bu şekilde karşılaştım. İyi ki de karşılaştım.
Kitapta birçok devrik cümle mevcut, yazı dili bazen cümleyi tekrarlattırabilir. Devrik cümleyi Franz Kafka ile sevmiştim, Deniz Gezgin ile devam edeceğim sanırım. Okumanızı tavsiye ederim.
Konusu, hikayesi, anlatımı sıradan değil, dikkat çekici güzellikte. Toplumdaki dışlanmayı, hayatın yükü, mücadelesi, batık hurafelikleri, aileyi, anne-baba kavramı, insanlık, yokluk, annenin çaresizliği, çevrenin dışlayan kibirini, kör inançları, idealleri, hayattan vazgeçişler silsilesini bir araya toplayan güzel bir kitap olmuş.
Ahraz kitabını okurken fark edeceğiniz Br hayat ile tanışacaksınız. Kağıt toplayarak geçimini sağlayan, toplum tarafından annesi yüzünden dışlanan, sağır ve dilsiz bir çocuğun hikayesinin içine, yazarın usta kalemi sayesinde gireceksiniz. İnsanlığı sorgulayacak, aynı dili konuşan ama ahraz olanları da düşüneceksiniz. Yazar, mitoloji, dinsel öğeler ve kültürü de ince sızıyla yerleştirmiş içine.
Bizden olmayan bizimle bir olamaz zihniyetini yargılayacaksınız belki de...
Yusuf ve İsrafil'in yollarının, su ile kesiştiği can bağı hikayesinin tadı duygusaldı...
Kitabı bitirdiğimde aynı dili konuştuğumuz ama ne kadar da yüreklerinin ahraz olan insanların hergeçen gün çoğaldığını düşünmeden edemedim.
Anlamak için dinlediğimiz de, anlamaya çalışırız fakat kendi doğrumuzu empoze etmeye çalışıyorsak, anlatılan tüm doğruları redderiz,yok sayarız. Gezgin, romanında şöyle diyor:
“Senin anlaşmak dediğin nedir ki, her bizi duyan anlıyor mu dediğimizi.”
Bu hayatta herkesin bir misyonu var, vizyon değişkenlik gösterse bile.
İnsan olmayı, adaleti ve eşit şartlarda yaşamlarımız olmasa bile saygı duymayı bilmemiz gerekir. Yücelik; makamda değil gönüldedir,bilgidedir, insan olmayı unutmamaktadır.
Bazıları kitaptaki ifrit denilerek dışlanan Adile'ye yapıldığı gibi davranır. Kader seçimdir ama bazıları için yaşamdır...
"Adile doğduğunda hayat kapısı üzerine kilitlenmişti"
***
Genelde kitap fiyatları yazara, yayınevine göre değişebiliyor. Yazarların kitaplarını çok okunması ile fiyatlarını yüksek tutmalarını da buradan tekrar gözden geçirmelerini istiyorum. Herkes okusun deniliyor ise herkesin alacağı ücreti de düşünmeleri gerekir. Kitabın adıyla değil de, yazarın adıyla her halukarda kendi pazarlamasını yapan, kitaplar için de geçerli elbette.
Bazen ikinci el almak zorunda kalan öyle çok insan biliyorum ki!...
***
Konuyu fazla dağıtmadan gelelim içinde bulunduğumuz toplumun ahraz olduğu meselelere...
İnandığınız, kaynağına güvendiğiniz konulara sessiz kalmadan, ötekileştirmeden, yargılamadan destek olmak, herkesin insani bir görevidir.
"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" düşüncesi ya da ekonomik güç ile kendini yüksekte gören ahrazlar ile aynı bedeli ödememek için sadece ve sadece insan olmak ve empati duygusunu hayata geçirmek bazen de olsa sisli perdeyi aralar.
Herkesin yaşam hakkı olduğunu ve dil, din, ırk ayırımı gözetmeksizin saygı çerçevesinde birlikte yaşaması gerektiğini gelecek nesillere yaptıklarımızla, davranışlarımızla göstermek gerekir. Bizden olmayanı hakir görerek sadece kendi değerimizi düşürürüz. İnsan olmak yaradana inancınızın olup olmamasından ziyade, haklıya haksıza nasıl durduğunuz ile eşdeğerdir.
Deniz Gezgin'in bu güzel kitabı olan Ahraz'ı hakettiği rafda, çok satanlar arasında görmek dileği ile...